İçeriğe geç

İçindekiler kısmına geç

108. ÖYKÜ

Şam Yolunda

Şam Yolunda

YERDE yatanın kim olduğunu biliyor musun? O, Saul’dur. Onun, İstefanos’u taşlayan adamların elbiselerine bakan kişi olduğunu hatırlayacaksın. Şu parlak ışığa bak! Neler oluyor?

İstefanos’un öldürülmesinden sonra Saul, İsa’nın takipçilerini yakalatıp eza etmeye devam eder. Evden eve gidip onları dışarı sürükler ve hapse attırır. Öğrencilerinden birçoğu başka kentlere kaçarlar ve ‘iyi haberi’ oralarda ilan etmeye başlarlar. Fakat Saul İsa’nın takipçilerini aramak üzere başka kentlere de gider. Fakat Şam’a gitmekteyken yolda şaşkınlık verici bir olay olur:

Ansızın gökten bir ışık Saul’un etrafında parlar. Burada gördüğümüz gibi, Saul yere düşer. Bir ses, ‘Saul, Saul! Niçin bana eza ediyorsun?’ der. Saul’un yanındakiler de ışığı görüp sesi işitirler, fakat söyleneni anlayamazlar.

Saul ‘ya Rab, sen kimsin?’ diye sorar.

Ses, ‘ben eza ettiğin İsa’yım’ der. Saul, takipçilerine eza ettiğinde, sanki İsa, kendisine eza ediliyormuş gibi hissettiğinden, bunları söyler.

Saul ‘ya Rab ne yapayım?’ diye sorar.

İsa, ‘kalk ve Şam’a git. Ne yapman gerektiği orada sana söylenecek’ der. Saul, ayağa kalkıp gözlerini açınca bir şey göremez. Yanındaki adamlar elinden tutup onu Şam’a götürürler.

İsa, şimdi Şam’daki öğrencilerinden birine, ‘kalk Hananya. Doğru denilen sokağa git. Yahuda’nın evinde Saul denilen adamı ara. Onu özel hizmetçim olması için seçtim’ der.

Hananya söylenenleri yapar. Saul ile karşılaştığı zaman ellerini onun üzerine koyar ve ‘yeniden görebilmen ve mukaddes ruhla dolman için Rab beni gönderdi’ der. Saul’un gözlerinden hemen sanki pullar düşer ve o yeniden görür.

Saul, birçok milletlere vaaz etmek üzere çok güçlü şekilde kullanılır. Hakkında pek çok şeyler öğreneceğimiz bu kişi, resul Pavlus olarak tanınır. Fakat önce Tanrı’nın Petrus’u ne yapmak üzere gönderdiğini görelim.