İsa duyuru faaliyetini yaklaşık iki yıl boyunca yoğun şekilde sürdürmüştü. Acaba onun için artık biraz rahatlayıp yavaşlama vakti gelmiş miydi? Tam tersi duyuru faaliyetini daha da genişletti. “Bütün şehirleri ve köyleri dolaşmaya koyuldu. Havralarda Tanrı’nın sözünü öğretiyor, krallığın iyi haberini duyuruyor, her türlü hastalık ve illeti iyileştiriyordu” (Matta 9:35). Gördüğü şeyler onu bu faaliyetin daha da genişletilmesi gerektiğine ikna etmişti. Acaba bunu nasıl başaracaktı?

İsa yolculukları sırasında hakikatin sağlayacağı yardıma ve teselliye ihtiyacı olan insanlar gördü. Çobansız koyunlar gibi dağılmış ve hırpalanmış durumdaydılar. İsa onlara acıyarak öğrencilerine şöyle dedi: “Hasat bereketli, fakat işçiler az. Öyleyse hasadın Efendisine yalvarın, hasadına işçiler göndersin” (Matta 9:37, 38).

İsa ne yapması gerektiğini biliyordu. 12 elçisini çağırdı ve onları ikişer ikişer ayırarak altı ekip oluşturdu. Sonra onlara net talimatlar verdi: “Milletlerin yolundan geçmeyin ve Samiriye şehirlerine girmeyin. Siz hep İsrail evinin kaybolmuş koyunlarına gidin. Gittiğiniz her yerde, ‘Göklerin krallığı yaklaştı’ haberini duyurun” (Matta 10:5-7).

Duyurularının konusu olan krallık İsa’nın örnek duasında belirttiği krallıktı. Artık ‘bu krallık yaklaşmıştı’ çünkü Tanrı’nın kral olarak atadığı İsa Mesih aralarındaydı. Peki onun öğrencilerinin gerçekten bu Krallığın temsilcileri olduğuna  dair kanıt ne olacaktı? İsa onlara hastaları iyileştirme, hatta ölüleri diriltme gücü verdi; üstelik tüm bunları ücretsiz yapacaklardı. Bu durumda elçiler günlük yiyeceklerini ve diğer kişisel ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaktı?

İsa öğrencilerine bu vaizlik turu sırasındaki maddi ihtiyaçları için önceden hazırlık yapmamalarını söyledi. Keselerine altın, gümüş ya da bakır para koymamalıydılar. Ne yolluk için heybeye ne de yedek iç gömlek ve çarığa gerek vardı. Neden? İsa onlara şu güvenceyi verdi: “Çünkü işçi yiyeceğini hak eder” (Matta 10:10). Öğrencilerin sunduğu mesajı takdir eden insanlar onların temel ihtiyaçlarını karşılamalarına yardım edecekti. İsa şöyle dedi: “Nerede bir eve girerseniz oradan ayrılana kadar o evde kalın” (Markos 6:10).

İsa ayrıca, Krallık mesajını sunmak için evlerine gittikleri insanlara nasıl yaklaşacaklarıyla ilgili de talimatlar verdi: “Bir eve girerken ev halkını selamlayın. Eğer ev buna layıksa, dilemiş olduğunuz barış o evi doldursun; fakat buna layık değilse, dilemiş olduğunuz barış size geri dönsün. Nerede biri sizi içeri kabul etmez ya da sözlerinizi dinlemezse, o evden ya da o şehirden çıkarken ayaklarınızın tozunu silkin” (Matta 10:12-14).

Bazen sundukları mesajı tüm bir köy ya da şehir bile reddedebilirdi. Böyle bir karşılık vermesi o yer için ne anlama gelecekti? İsa bunun sonucu olarak o yerin ağır bir hüküm alacağını açıkladı. Şöyle dedi: “Emin olun, Sodom ve Gomorra, Hüküm Gününe o şehirden daha kolay dayanacak” (Matta 10:15).