İsrailoğulları yaklaşık 40 yıldır çöldeydi. Birçok güçlü şehri ele geçirmişlerdi. Şimdi de Ürdün Irmağı’nın doğusundaki Moab Düzlükleri’nde konaklıyorlardı. Artık Vaat Edilmiş Topraklara girmelerinin zamanı gelmişti. Moab Kralı Balak, topraklarını İsrailoğullarının ele geçirmesinden korkuyordu. Bu yüzden Balam isimli bir adamı İsrailoğullarını lanetlemesi için Moab’a çağırdı.

Fakat Yehova Balam’a “İsrailoğullarını lanetlemeyeceksin” dedi. Bunun üzerine Balam oraya gitmedi. Kral Balak onu tekrar çağırdı ve ona ne isterse vereceğini söyledi. Balam yine de gitmedi. Sonra Tanrı Balam’a “Gidebilirsin. Ama sadece benim sana söylediklerimi söyleyeceksin” dedi.

Balam eşeğine bindi ve güneydeki Moab’a doğru yola çıktı. O, İsrailoğullarını lanetlemeyi planlıyordu, oysa Yehova ona bunu yapmamasını söylemişti. Yehova’nın meleği yolda üç defa onun önüne çıktı. Balam meleği göremiyordu ama eşek görüyordu. Melek karşılarına ilk çıktığında eşek yoldan çıkıp tarlaya girmeye çalıştı. Melek ikinci defa önlerine çıkınca eşek duvara yanaştı ve Balam’ın ayağını sıkıştırdı. Melek son defa göründüğünde ise eşek yolun ortasında yere çöktü. Her seferinde Balam eşeğine sopayla vuruyordu.

Sonra Yehova eşeği konuşturdu. Eşek Balam’a “Neden bana vurup duruyorsun?” diye sordu. Balam da “Çünkü beni aptal durumuna düşürdün. Bir kılıcım olsaydı seni şuracıkta öldürürdüm” dedi. Eşek şöyle karşılık verdi: “Seni yıllardır taşıyorum. Sana daha önce hiç böyle bir şey yaptım mı?”

Sonra Yehova Balam’ın meleği görmesini sağladı. Melek, “Yehova İsrailoğullarını lanetlememen için seni uyarmıştı” dedi. Balam da “Yanlış yaptım. Eve geri döneceğim” dedi. Ama melek  “Moab’a gidebilirsin fakat sadece Yehova’nın sana söylediklerini söyleyeceksin” dedi.

Balam bu olaydan ders çıkardı mı? Hayır. Tam tersine İsrailoğullarını üç defa lanetlemeye çalıştı. Ama bunun yerine Yehova her seferinde onun İsrailoğulları için dua etmesini sağladı. Sonunda İsrailoğulları Moab’a saldırdı ve Balam’ı öldürdü. Ne dersin, Balam en başından beri Yehova’yı dinleseydi onun için çok daha iyi olmaz mıydı?