İçeriğe geç

İçindekiler kısmına geç

Aile Mutluluğunun Sırları

Çift Olarak Ruhi Düşünüşlü Kişiler Olmak Üzere Çaba Gösterin

Çift Olarak Ruhi Düşünüşlü Kişiler Olmak Üzere Çaba Gösterin

Ferit *: “İlk evlendiğimizde karımla birlikte Kutsal Kitabı incelemek konusunda ısrarcı davranıyordum. Zihnini incelediğimiz konuya tam olarak vermesini istiyordum. Ancak Leyla bir türlü yerinde duramıyordu. Sorular sorduğumda sadece evet ya da hayır diyordu. Bir Kutsal Kitap incelemesi sırasında verilmesi gerektiğini düşündüğüm cevapları vermiyordu.”

Leyla: “Feritle evlendiğimde 18 yaşındaydım. Birlikte Kutsal Kitabı düzenli olarak inceliyorduk, fakat Ferit her seferinde bunu, tüm hatalarımı ve bir eş olarak gelişmem gereken noktaları dile getirmek için fırsat olarak görüyordu. Bu yüzden cesaretim kırılmıştı ve çok incinmiştim!”

SİZCE Ferit ve Leyla arasındaki sorun neydi? Aslında onlar iyi niyetliydi. İkisi de Tanrı’yı seviyordu ve Kutsal Kitabı birlikte incelemeleri gerektiğinin farkındaydı. Ancak Kutsal Kitabı incelemek, aralarında birlik sağlayacağı yerde tam ters bir etki yaratmış gibi görünüyor. Onlar birlikte inceleme yapmış olsalar da, bir çift olarak ruhi düşünüşlerini geliştiremediler.

Peki ruhi düşünüşlü olmak ne demektir? Evli çiftlerin bu konuda gelişmek için neden çaba göstermesi gerekir? Çiftler bu konuda hangi zorluklarla karşılaşabilir ve bunların üstesinden nasıl gelebilirler?

Ruhi Düşünüşlü Olmak Ne Demektir?

Kutsal Kitapta geçen “ruhi düşünüş” ifadesi, bir kişinin yaşama karşı tutumu ya da bakış açısıdır (1. Korintoslular 2:15). Örneğin Elçi Pavlus ruhi düşünüşlü insanın tutumuyla bedensel düşünüşlü insanın tutumu arasındaki farka dikkat çekti. Pavlus’un da bahsettiği gibi, bedensel düşünüşlü insanlar başkalarından çok kendilerini düşünürler. Onlar Tanrı’nın standartlarına göre yaşamaya çalışmaktansa, kendi gözlerinde doğru olanı yaparlar (1. Korintoslular 2:14; Galatyalılar 5:19, 20).

Oysa ruhi düşünüşlü insanlar Tanrı’nın standartlarına değer verirler. Onlar Yehova Tanrı’yı Dostları olarak görürler ve O’nu örnek almaya çalışırlar (Efesoslular 5:1). Böylece başkalarına karşı sevgiyle, iyilikle ve yumuşak başlılıkla davranırlar (Çıkış 34:6). Ayrıca kendileri için kolay olmadığında bile Tanrı’ya itaat ederler (Mezmur 15:1, 4). Kanada’da yaşayan ve 35 yıldır evli olan Darren şöyle diyor: “Bence ruhi düşünüşlü biri her zaman söz ve davranışlarının Tanrı’yla ilişkisini nasıl etkileyeceğini düşünen biridir.” Karısı Jane de şunları ekliyor: “Bence ruhi düşünüşlü bir kadın Tanrı’nın ruhunun meyvesi olan nitelikleri kişiliğinin bir parçası yapmak için her gün çok çaba gösterir” (Galatyalılar 5:22, 23).

Elbette bir kişinin ruhi düşünüşlü olması için evli olması gerekmez. Aslında Kutsal Kitap her bireyin, Tanrı hakkında bilgi edinme ve O’nu örnek alma sorumluluğu olduğunu söyler (Elçiler 17:26, 27).

Ruhi Düşünüşlü Olmak Konusunda Neden Çift Olarak Gelişmelisiniz?

Bunu karı koca olarak birlikte yapmanız neden önemlidir? Şu örneği düşünelim: İki bahçıvan ortaklaşa sahip oldukları bahçede sebze yetiştirmek isterler. Bir tanesi tohumların yılın belirli bir zamanında ekilmesine karar verirken diğeri daha sonra ekilmesi gerektiğini düşünür. Bir tanesi belirli bir tür gübre kullanmak isterken diğeri bitkilerin gübreye ihtiyacı olmadığını düşünerek bu fikre kesinlikle karşı çıkar. Biri her gün bahçede çalışmak isterken, diğeri hiçbir şey yapmadan oturup beklemekle yetinir. Böyle bir durumda, bahçe belki biraz ürün verecektir; ancak bu bahçıvanlar ne yapılacağına ortaklaşa karar verirse ve bu hedeflere erişmek için birlikte çalışırsa alacakları ürün çok daha fazla olacaktır.

Karı kocalar da bu bahçıvanlar gibidir. Eğer eşlerden sadece biri ruhi düşünüşünü geliştirirse, ilişkileri güçlenebilir (1. Petrus 3:1, 2). Ancak her iki eş de Tanrı’nın standartlarına göre yaşamak konusunda aynı fikirde olursa ve Tanrı’ya hizmet ederken birbirlerine destek olmak için çaba gösterirse çok daha iyi olmaz mı? Hikmetli Kral Süleyman şöyle yazdı: “İki kişi bir kişiden iyidir, çünkü emeklerinin karşılığı güzel olur. Biri düşerse diğeri arkadaşını ayağa kaldırabilir” (Vaiz 4:9, 10).

Muhtemelen siz de eşinizle birlikte bu konuda ilerlemek istiyorsunuz. Fakat yukarıdaki örnekte olduğu gibi bunu sadece istemek yetmez. Şimdi bu konuda karşılaşabileceğiniz iki zorluğu ve bunlarla nasıl başa çıkabileceğinizi ele alalım.

1. ZORLUK: Zaman bulamıyoruz.

Kısa bir süre önce evlenen Sue şunları söylüyor: “Kocam beni işten akşam saat 7’de alıyor. Eve geldiğimizde tüm işler bizi bekliyor. Bu, zihinle beden arasında bir mücadele; zihnimiz bize, birlikte Tanrı hakkında bilgi almak için zaman ayırmamız gerektiğini söylerken, bedenimiz dinlenmeyi arzuluyor.”

Ne yapabilirsiniz? Esnek olun ve işbirliği yapmaya hazır olun. Sue şöyle diyor: “Kocamla erken kalkarak, işe gitmeden önce birlikte Kutsal Kitaptan bir kısım okuyup üzerinde sohbet etmeye karar verdik. Ayrıca bana bazı ev işlerinde yardım ediyor, böylece onunla vakit geçirmek için daha çok zamanım oluyor.” Bu şekilde daha fazla çaba göstermenin ne gibi yararları olur? Sue’nun kocası Ed şunları söylüyor: “Sue’yla ruhi konuları düzenli olarak birlikte ele aldığımızda, karşılaştığımız sorunları daha iyi çözebildiğimizi ve kaygılarımızın üstesinden daha kolay gelebildiğimizi fark ettim.”

Birbirinizle sohbet etmenin yanı sıra, her gün birlikte dua etmek için birkaç dakika ayırmanız da çok önemlidir. Peki bunun nasıl bir yardımı olabilir? 16 yıldır evli olan Ryan şöyle diyor: “Kısa bir süre önce karım ve ben evliliğimizde çok zor bir dönemden geçtik. Fakat her gece birlikte dua etmek için vakit ayırarak kaygılarımızı Tanrı’yla paylaştık. Birlikte dua etmenin, sorunlarımızı çözmemize ve evliliğimizden tekrar sevinç duymamıza yardım ettiğini düşünüyorum.”

DENEYİN: Her günün sonunda o gün birlikte yaşadığınız, Tanrı’ya teşekkür edebileceğiniz güzel bir şey hakkında konuşmak için sadece birkaç dakika ayırın. Ayrıca karşılaştığınız sorunlar hakkında, özellikle de başa çıkmak için Tanrı’nın yardımına ihtiyaç duyduğunuz sorunlar hakkında konuşun. Ancak şuna dikkat edin: Bunu, eşinizin hatalarını sıralamak için bir fırsat olarak görmeyin. Böyle yapmaktansa, eşinizle dua ederken yalnızca birlikte halletmeniz gereken konuları dile getirin. Ertesi gün ise, duanızda söylediklerinize uygun davranın.

2. ZORLUK: Yeteneklerimiz farklı.

Tony şöyle diyor: “Hiçbir zaman oturup da kitap okuyan bir adam olmadım.” Karısı Natalie ise şunları söylüyor: “Okumayı çok seviyorum ve öğrendiğim şeyler hakkında konuşmak çok hoşuma gidiyor. Bazen Kutsal Kitaba dayalı bir konu hakkında konuşurken Tony’nin benden biraz çekindiğini hissediyorum.”

Ne yapabilirsiniz? Birbirinize destek olun; rekabet etmeyin ve eleştirici olmayın. Eşinizin iyi yönlerini övün ve bu konularda kendisini geliştirmeye devam etmesi için onu cesaretlendirin. Tony şunları diyor: “Karım Natalie’nin Kutsal Kitapla ilgili konular hakkında konuşurken çok hararetli olması bazen bunaltıcı olabiliyordu. Geçmişte onunla ruhi konular hakkında konuşmayı istemezdim. Ancak onun desteğiyle artık düzenli olarak bu konular hakkında konuşabiliyoruz ve aslında korkacak bir şey olmadığını fark ettim. Karımla ruhi sohbetler yapmak hoşuma gidiyor. Bu da daha mutlu ve huzurlu bir çift olmamıza yardım ediyor.”

Birçok karı koca her hafta Kutsal Kitabı okumak ve incelemek üzere düzenli olarak vakit ayırmanın evliliklerini güçlendirdiğini fark etti. Ancak şuna da dikkat edin: İnceleme yaparken karşınıza çıkan herhangi bir öğüdü, eşinize değil kendinize verilmiş gibi görün (Galatyalılar 6:4). Aranızdaki sorunları inceleme yaptığınız sırada değil, başka bir zaman konuşun. Peki neden?

Şu örneği düşünelim: Ailenizle yemek yerken aynı anda iltihaplı bir yarayı temizleyip sarar mısınız? Muhtemelen hayır. Böyle yaparsanız herkesin iştahını kaçırırsınız. İsa peygamber Tanrı hakkında bilgi almayı ve O’nun isteğini yapmayı yemek yemeye benzetmişti (Matta 4:4; Yuhanna 4:34). O halde eşinizle birlikteyken Kutsal Kitabı her açtığınızda duygusal yaralar hakkında konuşursanız, onun ruhi iştahını kaçırabilirsiniz. Elbette sorunlarınızı konuşmalısınız. Ancak bunu, sorunlarınızı çözmek için belirlediğiniz bir zamanda yapın (Özdeyişler 10:19; 15:23).

DENEYİN: Eşinizin en çok takdir ettiğiniz iki ya da üç niteliğini bir yere yazın. Bunlarla bağlantılı bir sonraki ruhi sohbetinizde, eşinize bu nitelikleri gösterdiği için onu ne kadar çok takdir ettiğinizi söyleyin.

Ne Ekerseniz Onu Biçersiniz

Eğer eşinizle birlikte ruhi şeyler ekerseniz, sonunda daha huzurlu ve nimetlerle dolu bir evlilik biçersiniz. Buna uygun olarak Tanrı’nın Sözü, “İnsan ne ekerse onu biçer” der (Galatyalılar 6:7).

Makalenin başında adı geçen Ferit ve Leyla, Kutsal Kitaptaki bu ilkenin ne kadar doğru olduğunu anladılar. 45 yıldır evli olan bu çift çabalarının sonuç verdiğini görüyor. Ferit şöyle diyor: “Eskiden aramızdaki iletişim kopukluğu yüzünden karımı suçlardım. Ancak zamanla bu konuda benim de çaba göstermem gerektiğini fark ettim.” Leyla ise şunları söylüyor: “Her ikimizin de Yehova Tanrı’ya olan sevgisi, zor dönemlerimizde bize yardım etti. Yıllardır, birlikte düzenli olarak Kutsal Kitabı inceliyoruz ve dua ediyoruz. Ferit’in, İsa’nın takipçilerine yakışır nitelikler sergilemeye çalıştığını görmek, onu sevmemi kolaylaştırıyor.”

^ p. 3 İsimler değiştirilmiştir.

KENDİNİZE SORUN . . .

  • Eşimle birlikte en son ne zaman dua ettik?

  • Eşimin benimle ruhi konular hakkında daha açık bir şekilde konuşabilmesi için onu cesaretlendirecek ne yapabilirim?