1-3. (a) Kutsal Kitaptaki hakikat hakkında ne hissetmeliyiz? Örnek verin. (Makalenin başındaki resimlere bakın.) (b) Bu makalede hangi soruları inceleyeceğiz?

İNSANLARIN satın aldıkları bir ürünü iade etmesi günümüzde çok yaygındır. Tahminlere göre, bazı ülkelerde mağazalardan satın alınan ürünlerin yaklaşık yüzde 9’u iade ediliyor. İnternet alışverişlerinde ise bu oran yüzde 30’u aşıyor. Bazen ürünler müşterilerin beklentilerini karşılamıyor, bazen de defolu çıkıyor ya da beğenilmiyor. İnsanlar bu yüzden ürün değişimi veya para iadesi talep ediyor.

² Satın aldığımız ürünleri bazen iade etsek de, hakikati asla iade etmek ya da “satmak” istemeyiz (Özdeyişler 23:23’ü okuyun; 1. Tim. 2:4). Önceki makalede incelediğimiz gibi, hakikati satın almak için çok zaman harcadık. Belki kazançlı bir kariyerden vazgeçtik. Ayrıca başkalarıyla olan ilişkilerimiz etkilendi. Belki düşünce tarzımızda ve davranışlarımızda değişiklikler yaptık ya da Kutsal Yazılara aykırı âdet ve gelenekleri bıraktık. Fakat kazandığımız nimetlerin yanında ödediğimiz bu bedeller bir hiçtir.

 ³ İsa anlattığı bir örnekte güzel inciler arayan gezgin bir tacirden söz etmişti. Adam çok değerli bir inci bulunca onu satın almak için hemen varını yoğunu sattı. Bu inci, Tanrı’nın Krallığıyla ilgili hakikati simgeliyordu. İsa bu örnekle hakikatin, onu arayıp bulanlar için her şeyden değerli olacağını gösterdi (Mat. 13:45, 46). Biz de Kutsal Kitaptaki değerli hakikatleri bulunca onlara öyle değer verdik ki, satın almak için seve seve her tür özveride bulunduk. Hakikate değer verdiğimiz sürece onu asla ‘satmayız.’ Ne yazık ki Tanrı’nın toplumundaki bazı kişiler hakikate değer vermeyi bıraktı, hatta onu sattı. Böyle bir şeyin bizim başımıza gelmesini asla istemeyiz! Bunun için hakikat yolunda yürümeye devam etmeliyiz (3. Yuhanna 2-4’ü okuyun). Hakikat yolunda yürümek, hayatımızda ilk yeri hakikate vermeyi ve onunla uyumlu bir yaşam sürmeyi gerektirir. Şimdi şu soruları düşünelim: Biri hakikati neden ve nasıl ‘satabilir’? Bu ciddi hataya düşmemek için ne yapabiliriz? Hakikat yolunda yürüme kararlılığımızı nasıl güçlendirebiliriz?

4. Birinci yüzyılda bazıları hakikati neden ‘sattı’?

⁴ Birinci yüzyılda İsa’nın öğretilerini kabul eden bazıları daha sonra hakikat yolunda kalmadı. Örneğin, İsa bir mucize yaparak büyük bir kalabalığı doyurduktan sonra insanlar Celile Gölü’nün karşı yakasına kadar onu takip etti. İsa onlara şöyle dedi: “İnsanoğlunun bedeninden yiyip kanından içmedikçe yaşama sahip olamazsınız.” Bu sözlere şaşıran insanlar İsa’dan bir açıklama istemek yerine söylediklerine takıldılar ve şöyle dediler: “Bunlar çok ağır sözler, kim kabul edebilir?” Sonuç olarak “birçoğu onu bırakıp eski hayatlarına geri döndüler ve artık onunla dolaşmaz oldular” (Yuhn. 6:53-66).

5, 6. (a) Günümüzde bazıları neden hakikat yolunda kalmadı? (b) Biri nasıl fark etmeden hakikatten uzaklara sürüklenebilir?

⁵ Ne yazık ki, bugün de hakikat yolunda yürümeyi bırakanlar var. Bazıları anlayışımızdaki bir düzeltmeye ya da sorumlu bir kardeşin söylediklerine veya yaptıklarına takıldı. Başkaları Kutsal Yazılara dayalı bir öğüt aldığında buna gücendi ya da bir iman kardeşiyle ciddi bir anlaşmazlık yaşadı. Kimisi de hakikate isyan edenlerin veya inançlarımızı çarpıtan başka kötü niyetli kişilerin tarafına geçti. Sonuç olarak bu kişiler Yehova’dan ve cemaatten bilerek ‘uzaklaştılar’ (İbr. 3:12-14). Keşke Petrus gibi imanlarını korusalar ve İsa’ya güvenmeye devam etselerdi! İsa elçilerine gitmek isteyip istemediklerini sorduğunda Petrus hemen şöyle cevap vermişti: “Efendimiz biz kime gidelim? Sonsuz yaşamın sözleri sende” (Yuhn. 6:67-69).

⁶ Bazı kişiler ise hakikati yavaş yavaş, belki farkına bile varmadan bıraktı. Böylelerinin durumu kıyıdan ağır ağır uzaklaşan bir kayığın durumuna benzer. Kutsal Kitap bunu ‘uzaklara sürüklenmek’ olarak tarif eder (İbr. 2:1). Hakikatten bilerek uzaklaşanların tersine, uzaklara sürüklenen kişiler bunu kasten yapmaz. Fakat Yehova’yla ilişkilerinin zayıflamasına izin verirler  ve zamanla bu ilişki kopma noktasına gelebilir. Bu duruma düşmemek için ne yapabiliriz?

7. Hakikati satmamak için öncelikle ne yapmalıyız?

⁷ Hakikat yolunda yürümek için Yehova’nın tüm sözlerini kabul etmeli ve bunlara itaat etmeliyiz. Hakikate yaşamımızda ilk yeri vermeli ve Kutsal Kitap ilkeleriyle uyumlu yaşamalıyız. Kral Davut Yehova’ya duasında şunları söyledi: “Beni Kendi yolunda eğit ey Yehova. Senin hakikat yolunda yürüyeyim” (Mezm. 86:11). Davut kararlıydı. Biz de Tanrı’nın hakikat yolunda yürümeye kesin kararlı olmalıyız. Aksi takdirde hakikat uğruna vazgeçtiğimiz şeyleri düşünmeye başlayabilir, hatta onların bir kısmını geri isteyebiliriz. Oysa hakikatlerin bir kısmını kabul edip bir kısmını reddedemeyiz. Kutsal Kitaptaki hakikatlerin tümüne bağlı kalmalıyız (Yuhn. 16:13). Önceki makalede, hakikati satın almak için vazgeçmemiz gerekebilecek beş şey görmüştük. Şimdi arkada bıraktığımız bu şeylere asla geri dönmemek için neler yapabileceğimizi göreceğiz.

8. Zamanı akıllıca kullanmamak bir kişiyi nasıl hakikatten uzaklara sürükleyebilir? Bir örnek verin.

⁸ Zaman. Hakikatten sapıp uzaklara sürüklenmemek için zamanı akıllıca kullanmalıyız. Dikkat etmezsek eğlenceye, hobilere, internete ya da televizyon izlemeye aşırı zaman harcayabiliriz. Bunlar özünde yanlış değilse de, kişisel incelemeye ve diğer ruhi faaliyetlere ayırdığımız vakti çalmaya başlayabilir. Emma * isimli bir kardeşimizin neler yaşadığına bakalım. O, çocukluğundan beri atları çok severdi ve her fırsatta at binmeye giderdi. Fakat bir süre sonra, bu hobiye ayırdığı vakit onu rahatsız etmeye başladı. Bunun üzerine hayatında değişiklikler yaptı. Ayrıca, eskiden bir rodeoda at binicisi olan Cory Wells’in tecrübesi onu çok etkiledi. * Emma artık ruhi faaliyetlere, Yehova’ya hizmet eden ailesine ve arkadaşlarına daha fazla vakit ayırıyor. Kendini Yehova’ya daha yakın hissediyor ve zamanını akıllıca kullandığını bildiği için içi rahat.

9. Maddi şeyler ruhi uğraşları bir kenara bırakmamıza nasıl yol açabilir?

⁹ Maddi şeyler. Hakikat yolunda yürümeye devam etmek istiyorsak maddi şeyler bizim için çok önemli olmamalı. Hakikati öğrendiğimizde Yehova’ya hizmet etmenin maddi şeylerden çok daha önemli olduğunu fark ettik ve seve seve özverilerde bulunduk. Fakat bir süre sonra, etrafımızdaki kişilerin son çıkan elektronik cihazlara ya da başka maddi imkânlara sahip olması dikkatimizi çekebilir. Bu durumda, bir şeylerden mahrum kaldığımızı düşünmeye başlayabiliriz. Elimizdekilerle yetinmeyi bırakıp ruhi hedefler yerine maddi hedeflere odaklanabiliriz. Bu aklımıza Dimas’ı getiriyor. O, “dünya işlerini” sevdiği için Pavlus’la hizmet etmeyi bırakmıştı (2. Tim. 4:10). Dimas, belki maddi şeyleri ruhi faaliyetlerden daha çok sevdi. Belki de  Pavlus’la birlikte hizmet etmek için daha fazla özveride bulunmak istemedi. Bundan ne ders alıyoruz? Belki geçmişte maddi şeyleri çok seviyorduk. Dikkat etmezsek bu sevgi içimizde tekrar büyüyebilir ve öyle güçlenebilir ki, hakikate olan sevgimizi boğabilir.

10. Hakikat yolunda yürümeye devam etmek için hangi baskıya direnmeliyiz?

¹⁰ Başkalarıyla ilişkilerimiz. Hakikat yolunda yürümeye devam etmek için Yehova’ya hizmet etmeyenlerin baskısına yenik düşmemeliyiz. Hakikati öğrendiğimizde Şahit olmayan arkadaşlarımızla ve aile fertlerimizle ilişkilerimiz değişti. Bazıları yeni inançlarımıza saygı duydu, bazılarıysa karşı çıktı (1. Pet. 4:4). Elbette onlarla iyi geçinmek ve onlara düşünceli davranmak için elimizden geleni yapıyoruz. Fakat onları memnun etmek için hakikatten ödün veremeyiz. 1. Korintoslular 15:33’teki öğüdü dikkate alarak sadece Yehova’yı sevenlerle yakın arkadaş olmalıyız.

11. Temiz olmayan düşünce ve davranışlardan nasıl uzak kalabiliriz?

¹¹ Temiz olmayan düşünce ve davranışlar. Hakikat yolunda yürümek isteyen herkes kutsal olmalıdır (İşa. 35:8; 1. Petrus 1:14-16’yı okuyun). Hakikate geldiğimizde Kutsal Kitaptaki standartları karşılamak için hayatımızda değişiklikler yaptık. Bazılarımızın büyük bir değişimden geçmesi gerekti. Yaptığımız değişiklikler küçük ya da büyük olsun, temiz yaşamımızı bu dünyanın sunduğu ahlaken kirli yaşama değişmemeye daima dikkat etmeliyiz. Ahlaksız bir davranışta bulunma tuzağına düşmemek için ne yapabiliriz? Yehova’nın bizi kutsal duruma getirmek için ödediği büyük bedeli düşünün. O bizi İsa’nın değerli kanıyla akladı (1. Pet. 1:18, 19). Yehova’nın önündeki temiz durumumuzu korumak için fidyenin değerini asla unutmamalıyız.

12, 13. (a) Bayram ve kutlamalar hakkında neden Yehova’nın görüşünü benimsemeliyiz? (b) Şimdi hangi noktayı inceleyeceğiz?

¹² Kutsal Yazılara aykırı âdet ve gelenekler. Ailemiz, iş ya da okul arkadaşlarımız Yehova’yı memnun etmeyen bayram ve kutlamalara katılmamız konusunda ısrarcı olabilir. Bu baskıya nasıl karşı koyabiliriz? Yehova’nın görüşü zihnimizde net olmalı. Yayınlarımızdan araştırma yapmak ve yaygın kutlamaların kökenini hatırlamak bu konuda bize yardımcı olabilir. Kutsal Yazılara dayalı hangi nedenlerle böyle kutlamalara katılmadığımızı düşünmek, ‘Rabbi hoşnut eden’ bir yaşam sürdüğümüzden emin olmamızı sağlar (Efes. 5:10). Yehova’ya ve Sözüne güvenmek bizi ‘insan korkusuna’ yenik düşmekten korur (Özd. 29:25).

¹³ Hakikat yolunda sonsuza dek yürümeyi ümit ediyoruz. Peki bu konudaki kararlılığımızı nasıl güçlendirebiliriz? Şimdi bunun üç yoluna bakalım.

14. (a) Kutsal Kitabı incelemeye devam etmek, hakikati satmama kararlılığımızı nasıl güçlendirir? (b) Hikmete, terbiyeye ve anlayışa neden ihtiyacımız var?

¹⁴ İlk olarak, Tanrı’nın Sözündeki değerli hakikatleri incelemeye ve bunlar üzerinde düşünmeye devam edin. Buna düzenli olarak zaman ayırın.  Böylece hakikate takdiriniz artacak ve onu satmama kararlılığınız güçlenecek. Özdeyişler 23:23, hakikatin yanı sıra “hikmeti, terbiyeyi ve anlayışı da” satın almamız gerektiğini söyler. Bilgi tek başına yeterli değildir, hakikati hayatımızda uygulamalıyız. Anlayış kazandığımızda, yeni öğrendiğimiz şeylerle önceden bildiklerimiz arasında bağlantı kurarız. Hikmet bizi bildiklerimizi hayata geçirmeye yöneltir. Hakikat bazen de bizi terbiye eder, hangi alanlarda değişmemiz gerektiğini gösterir. Terbiye kabul etmeye her zaman hazır olalım, çünkü Kutsal Kitap terbiyenin gümüşten çok daha değerli olduğunu söyler (Özd. 8:10).

15. Hakikat kuşağı bizi nasıl korur?

¹⁵ İkinci olarak, her gün hakikatle uyumlu yaşamaya kararlı olun. Hakikat kuşağını belinize sarın (Efes. 6:14). Kutsal Kitap devirlerinde kuşak askerlerin belini korurdu. Tabii bunun için sıkıca bağlanmış olması gerekirdi. Gevşek bir kuşak işe yaramazdı. Peki hakikat kuşağı bizi nasıl korur? Hakikat bizi bir kuşak gibi sıkıca sardığı sürece zihnimizi yanlış düşünce tarzından korur ve doğru kararlar vermemize yardımcı olur. Ayartıcı bir durumla veya bir iman sınavıyla karşılaştığımızda, Kutsal Kitaptaki hakikat doğru olanı yapma kararlılığımızı güçlendirir. Geçmişte bir asker savaşa kuşaksız çıkmayı asla düşünmezdi, biz de hakikat kuşağımızı gevşetmeyi ya da çıkarmayı asla düşünmemeliyiz. Tersine hakikatle uyumlu bir yaşam sürerek bu kuşağın bizi sıkıca sarması için elimizden geleni yapalım. Bir askerin kuşağı, kılıcını taşımasına da yarardı. Şimdi bundan ne öğrenebileceğimize bakalım.

16. Hakikati öğretmek, hakikat yolunda yürümeye devam etmemize nasıl yardım eder?

¹⁶ Üçüncü olarak, Kutsal Kitaptaki hakikati öğretme işine olabildiğince çok katılın. Bu şekilde “Tanrı’nın sözü” olan ruhun kılıcını sıkıca tutmaya devam edersiniz (Efes. 6:17). Hepimiz ‘hakikat sözünü doğru şekilde kullanarak’ daha iyi öğretmenler olabiliriz (2. Tim. 2:15). Kutsal Kitabı kullanarak başkalarının hakikati satın almasına yardım ettikçe, Tanrı’nın sözlerini kendi zihnimize ve yüreğimize iyice yerleştirmiş oluruz. Böylece hakikat yolundan ayrılmama kararlılığımızı güçlendiririz.

17. Hakikat sizin için neden çok değerli?

¹⁷ Hakikat Yehova’dan çok değerli bir armağandır. Sahip olduğumuz en değerli şeyi, yani gökteki Babamızla yakın ilişkimizi hakikate borçluyuz. Yehova’nın bize şimdiye kadar öğrettikleri sadece bir başlangıç. O bize sonsuza dek yeni şeyler öğretmeyi vaat ediyor. Dolayısıyla hakikate güzel bir inci gibi çok değer verelim. Onu ‘satın almaya’ devam edelim ve asla ‘satmayalım.’ O zaman biz de, “Senin hakikat yolunda yürüyeyim” diyen Davut gibi Yehova’ya verdiğimiz sözü yerine getireceğiz (Mezm. 86:11).