1. İsa’nın kişiliğinin en etkileyici yönlerinden biri nedir? Açıklayın.

İSA’NIN kişiliğinin en etkileyici yönlerinden biri, kusurlu insanların karşılaştığı zorlukları anlayabilmesidir. O, yeryüzündeyken ‘sevinenlerle sevindi, ağlayanlarla ağladı’ (Rom. 12:15). Örneğin, 70 öğrencisi güzel geçen bir duyuru faaliyetinden sevinç içinde döndüğünde İsa ‘coşkun bir sevinç hissetti’ (Luka 10:17-21). Öte yandan, Lazar’ın ölümünün onu sevenleri nasıl etkilediğini görünce “İsa’nın içi burkuldu, çok sıkıldı” (Yuhn. 11:33).

2. İsa’nın duygudaşlık göstermesine ne yardım etti?

² İsa kusursuz olsa da, kusurlu insanlara karşı çok merhametli ve şefkatliydi. Onun böyle davranmasına ne yardım etti? Her şeyden önce İsa insanları seviyordu. Önceki makalede bahsedildiği gibi, onlarla ilgilenmekten büyük zevk alıyordu (Özd. 8:31). İnsanlara duyduğu sevgi, İsa’yı onların düşünce tarzını en ince ayrıntısına kadar anlamaya yöneltti. Elçi Yuhanna onun hakkında şöyle dedi: “İnsanın içinde neler olduğunu kendisi gayet iyi bilirdi” (Yuhn. 2:25). İsa başkalarına büyük bir şefkat duyuyordu. İnsanlar onun sevgisini hissettiler ve Krallık mesajını kabul ettiler. Biz de insanlara ne kadar şefkat duyarsak hizmetimizi yerine getirirken o kadar etkili oluruz (2. Tim. 4:5).

3-4. (a) Duygudaşlık niteliğine sahipsek iyi haberi neden duyurmak isteriz? (b) Bu makalede neler ele alacağız?

³ Elçi Pavlus iyi haberi duyurmakla yükümlü olduğunu biliyordu, biz de aynı yükümlülük altındayız (1. Kor. 9:16). Ancak duygudaşlık niteliğine sahipsek, iyi haberi sadece görev duygusuyla değil, insanlarla ilgilendiğimiz ve onlara yardım etmek istediğimiz için duyuracağız.  Biliyoruz ki, “Vermek almaktan daha büyük mutluluktur” (Elçi. 20:35). İyi haberi duyururken bu ilkeyi aklımızda tutarsak, hizmetten daha çok zevk alırız.

⁴ Bu makalede, hizmette nasıl duygudaşlık gösterebileceğimizi inceleyeceğiz. Şu iki sorunun cevabını alacağız: İsa’nın insanlara karşı duygularından ne öğrenebiliriz? Hangi dört yolla onu örnek alabiliriz? (1. Pet. 2:21).

5-6. (a) İsa öğrencilerine ve başkalarına nasıl duygudaşlık gösterdi? (b) İşaya 61:1, 2’de bildirildiği gibi, İsa iyi haberi duyurduğu insanlara neden acıdı?

⁵ İsa’nın duygudaşlık gösterdiği bir olayı ele alalım. Bir keresinde o ve öğrencileri, iyi haberi hiç dinlenmeden duyurmuş ve çok yorulmuşlardı. Hatta “yemek yiyecek vakit bulamıyorlardı.” Bu nedenle İsa onları ‘kendi başlarına kalıp biraz dinlenmeleri’ için ıssız bir yere götürdü. Ancak büyük bir kalabalık, İsa ve öğrencilerinin gideceği yere koşa koşa onlardan önce vardı. Acaba İsa oraya varıp insanları görünce ne tepki verdi? “Onlara acıdı, * çünkü çobansız koyunlar gibiydiler. Onlara pek çok şey öğretmeye başladı” (Mar. 6:30-34).

⁶ İsa o insanlara neden acıdı ve duygudaşlık gösterdi? Çünkü “çobansız koyunlar gibi” olduklarını gördü. Belki aralarından bazıları yoksuldu ve ailelerini geçindirmek için uzun saatler boyunca çalışmak zorundaydı. Belki bazıları sevdiği birini kaybetmişti. Eğer böyleyse, İsa onların durumunu anlayabilirdi. Önceki makalede gördüğümüz gibi, İsa da o sorunlardan bazılarını bizzat yaşamış olabilir. İsa duygudaş biriydi ve onları teselli etmek istedi (İşaya 61:1, 2’yi okuyun).

7. İsa’yı nasıl örnek alabiliriz?

⁷ İsa’dan ne öğreniyoruz? Bugün bizim de etrafımız “çobansız koyunlar gibi”  olan ve pek çok sorunla mücadele eden insanlarla dolu. Biz onların tam ihtiyacı olan şeye, Krallık mesajına sahibiz (Vah. 14:6). Bu nedenle Efendimizi örnek alarak, ‘düşküne ve yoksula acıdığımız’ için iyi haberi duyuruyoruz (Mezm. 72:13). İnsanların durumuna üzülüyoruz ve onlara yardım etmek için bir şey yapmak istiyoruz.

8. Hizmette duygudaşlık göstermenin bir yolu nedir? Örnek verin.

⁸ İyi haberi duyurduğumuz kişilere duygudaşlık göstermemize ne yardım eder? Kendimizi onların yerine koymalı ve o durumda olsaydık bize nasıl davranılmasını isterdik diye düşünmeliyiz * (Mat. 7:12). Şimdi bunu yapmanın dört yoluna bakalım. İlk olarak, her bireyin ihtiyaçlarını düşünün. İyi haberi duyururken rolümüz bir doktorunkine benzer. İyi bir doktor her hastasının neye ihtiyacı olduğunu anlamaya çalışır. Hastasına sorular sorar ve kişi durumunu veya ne hissettiğini anlatırken onu dikkatle dinler. Doktor aklına ilk gelen tedaviyi önermek yerine, hastanın durumunu gözlemlemeye karar verebilir. Böylece doğru bir tedavi uygulayabilir. Benzer şekilde biz de hizmette insanlarla konuşurken her zaman aynı yöntemi kullanamayız. Bunun yerine, her bireyin koşullarını ve görüşünü hesaba katmalıyız.

9. Neyi bildiğimizi varsaymamalıyız? Hangi yaklaşım daha iyi olur?

⁹ Hizmette karşılaştığınız birinin koşullarını, neye inandığını ve bunun nedenini bildiğinizi varsaymayın (Özd. 18:13). Bunun yerine, dikkatle seçilmiş sorular sorarak kişinin yüreğindekileri ortaya çıkarmaya çalışın (Özd. 20:5). Kültürünüzde doğal karşılanıyorsa kişiye işi, ailesi, geçmişi veya bir konudaki görüşü hakkında sorular sorun. İnsanların yüreğindekileri ortaya çıkardığımızda, aslında onlara iyi habere neden ihtiyaçları olduğunu anlatma fırsatı veririz. O zaman İsa gibi duygudaşlık gösterebilir ve ihtiyaç duydukları yardımı sağlayabiliriz (1. Korintoslular 9:19-23 ile karşılaştırın).

10-11. 2. Korintoslular 4:7, 8’le uyumlu olarak, duygudaşlık göstermenin ikinci bir yolu nedir? Bir örnek verin.

¹⁰ İkinci olarak, nasıl bir hayatları olduğunu hayal etmeye çalışın. İnsanların ne durumda olduğunu bir ölçüde anlayabiliriz. Sonuçta biz de tüm kusurlu insanların yaşadığı sorunlarla boğuşuyoruz (1. Kor. 10:13). Bu ortamda hayatın çok zor olabileceğini biliyoruz. Biz sıkıntılara  ancak Yehova’nın yardımıyla dayanabiliyoruz (2. Korintoslular 4:7, 8’i okuyun). Fakat Yehova’nın dostluğuna sahip olmayan insanların durumunu düşünün. Bu dünyada O’nun yardımı olmadan yaşamak ne kadar zor olmalı! İsa gibi onlar için üzülüyoruz ve “iyilik müjdesi” vermek istiyoruz (İşa. 52:7).

¹¹ Sergey isimli bir kardeşimizin neler yaşadığını düşünelim. O hakikati öğrenmeden önce içine kapanık biriydi. Kendini ifade etmekte zorlanıyordu. Fakat daha sonra Kutsal Kitabı incelemeye başladı. Bu inceleme sırasında, Hıristiyanların inançlarını başkalarına anlatmakla yükümlü olduklarını öğrendi. “Bunu asla yapamayacağımı düşünüyordum” diyor. Fakat Sergey hakikati henüz duymamış kişileri düşündü ve Yehova’yı tanımadıkları için hayatlarının ne kadar zor olabileceğini fark etti. Şunları diyor: “Öğrendiklerim bana büyük mutluluk ve huzur veriyordu. Başka insanların da bunları öğrenmeye ihtiyacı olduğunu biliyordum.” Sergey insanlara duygudaşlık gösterdikçe, iyi haberi duyurma cesareti arttı. Şöyle söylüyor: “İnsanlarla Kutsal Kitap hakkında konuşmanın aslında özgüvenimi artırdığını gördüm. Ayrıca, bunu yapmak yeni öğrendiğim hakikatlerin yüreğimde yer etmesini sağladı.” *

12-13. Hakikati öğrettiğimiz kişilere karşı neden sabırlı olmalıyız? Örnek verin.

¹² Üçüncü olarak, hakikati öğrettiğiniz kişilere karşı sabırlı olun. Unutmayın ki, onlar bizim çok iyi bildiğimiz bazı Kutsal Kitap hakikatleri üzerinde hiç düşünmemiş olabilirler. Ayrıca birçok kişi dinsel inançlarına duygusal olarak büyük bir bağlılık duyuyor. Bu insanlar için din onları ailelerine, kültürlerine ve yaşadıkları topluma bağlayan çok önemli bir unsur olabilir. Onlara nasıl yardım edebiliriz?

 ¹³ Diyelim ki, kötü durumdaki eski bir köprünün yerine yenisinin yapılması gerekiyor. Bu durumda nasıl bir yöntem izlenir? Genelde insanlar eski köprüyü hemen yıkmaz. O köprü hâlâ kullanılırken yenisini inşa ederler. Yeni köprü hazır olduktan sonra artık eskisini yıkabilirler. Benzer şekilde biz de insanlardan, çok değer verdikleri “eski” inançlarını hemen bırakmalarını bekleyemeyiz. Önce “yeni” hakikatleri, yani daha önce bilmedikleri Kutsal Kitap öğretilerini öğrenmelerine ve sevmelerine yardım etmemiz gerekir. Ancak o zaman eski inançlarını bırakmaya hazır olabilirler. İnsanların böyle değişiklikler yapmasına yardım etmek zaman alır (Rom. 12:2).

14-15. Yeryüzünde sonsuz yaşam ümidi hakkında bilgisi olmayan insanlara nasıl yardım edebiliriz? Bir örnek verin.

¹⁴ Hizmette insanlara karşı sabırlıysak, Kutsal Kitaptaki hakikati duyar duymaz anlamalarını veya kabul etmelerini beklemeyiz. Duygudaşlık göstererek Kutsal Yazılar üzerinde akıl yürütmelerine yardım ederiz ve bu zaman ister. Örneğin, bir kişinin cennet yeryüzünde sonsuza dek yaşama ümidini anlamasına nasıl yardım edebileceğimizi düşünelim. Birçok kişi bu öğreti hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyor. Belki ölümün her şeyin sonu olduğuna ya da bütün iyi insanların göğe gittiğine inanıyorlar. Onlara nasıl yardım edebiliriz?

¹⁵ Bir birader şu yöntemi çok etkili buluyor: Önce Başlangıç 1:28’i okuyor. Sonra ev sahibine, “Tanrı insanların nerede ve hangi koşullarda yaşamasını istiyordu?” diye soruyor. Çoğu kişi “Yeryüzünde, güzel bir ortamda” diye cevap veriyor. Ardından birader İşaya 55:11’i okuyor ve Tanrı’nın amacının değişip değişmediğini soruyor. Genellikle değişmediğini söylüyorlar. Son olarak, birader Mezmur 37:10, 11’i okuyor ve insanlığı nasıl bir geleceğin beklediğini soruyor. Kardeşimiz, Kutsal Yazılar üzerinde bu şekilde akıl yürüterek birçok kişinin şunu anlamasına yardım etti: Tanrı hâlâ iyi insanların cennet yeryüzünde sonsuza dek yaşamasını istiyor.

16-17. Özdeyişler 3:27’yi aklımızda tutarak hangi yollarla duygudaşlık gösterebiliriz? Örnek verin.

¹⁶ Dördüncü olarak, insanlarla ilgilendiğinizi göstermek için ne yapabileceğinizi düşünün. Örneğin ev sahibinin müsait olmadığı bir zamanda kapısını çalmış olabiliriz. Bu durumda özür dileyip başka bir zaman gelmeyi teklif edebiliriz. Peki ya kişinin küçük bir yardıma ihtiyacı varsa? Ya da dışarıda halledilmesi gereken bir işi varsa, fakat hastalık veya yaşlılık yüzünden evden çıkamıyorsa? Böyle durumlarda ev sahibine yardım edebiliriz (Özdeyişler 3:27’yi okuyun).

 ¹⁷ Bir hemşire, önemsizmiş gibi görünen bir iyilik yaptı ve bunun güzel sonuçları oldu. Bir aile bebeğini kaybetmişti ve kardeşimiz duygudaşlık göstererek onlara bir mektup yazdı. Mektubunda teselli edici ayetlere yer verdi. Aile buna nasıl karşılık verdi? Kederli anne hemşireye şöyle yazdı: “Dün moralim çok bozuktu. Mektubunuzu okuyunca ne kadar etkilendiğimizi tahmin edemezsiniz. Size minnettarım. Yazdıklarınızı dün en az 20 kez okumuşumdur. Bizi nasıl teselli ettiğinizi anlatamam. Bir mektup ancak bu kadar sevgi dolu ve rahatlatıcı olabilir. Size tüm kalbimizle teşekkür ediyoruz.” Biz de kendimizi sıkıntı çeken insanların yerine koyduğumuzda ve onlara yardım etmek için bir şeyler yaptığımızda, güzel sonuçlar elde edebiliriz.

18. 1. Korintoslular 3:6, 7’yle uyumlu olarak, hizmette hangi bakış açısını korumak istiyoruz?

¹⁸ Elbette hizmette yapabileceklerimiz hakkında dengeli bir bakış açısını korumak isteriz. İnsanların Tanrı’yı tanımasına yardım edebiliriz, ama bu işte en önemli rol bize ait değil (1. Korintoslular 3:6, 7’yi okuyun). İnsanları Kendine çeken Yehova’dır (Yuhn. 6:44). Bir kişinin iyi haberi kabul edip etmemesi yürek durumuna bağlıdır (Mat. 13:4-8). Hatırlarsak, İsa dünyadaki en iyi öğretmen olduğu halde çoğu insan onun duyurduğu mesajı kabul etmedi. Öyleyse, yardım etmeye çalıştığımız insanların birçoğu bizi dinlemediğinde cesaretimiz kırılmasın.

19. Hizmette insanlara duygudaşlık gösterirsek bunun ne gibi sonuçları olur?

¹⁹ Hizmette insanlara duygudaşlık gösterirsek bunun güzel sonuçları olur. Duyuru işinden daha çok zevk alırız. Vermenin mutluluğunu yaşarız. Ayrıca “sonsuz yaşama karşı doğru tutuma sahip olanların” iyi haberi kabul etmesini kolaylaştırırız (Elçi. 13:48). Öyleyse “fırsatımız oldukça herkes için . . . . iyilik yapalım” (Gal. 6:10). O zaman gökteki Babamızı yüceltmenin verdiği sevinci tadacağız (Mat. 5:16).