1-2. (a) Faaliyetimiz yasaklanırsa neden şaşırmamalıyız? (b) Bu makalede neler ele alacağız?

2018 YILINDA faaliyetimizin yasak olduğu ya da ciddi ölçüde kısıtlandığı ülkelerde 223.000’den fazla müjdeci vardı. Bu durum bizi şaşırtmıyor. Önceki makalede gördüğümüz gibi gerçek Hıristiyanlar olarak zulüm görmeyi bekliyoruz (2. Tim. 3:12). Nerede yaşıyor olursak olalım, yetkililer sevgi dolu Tanrımız Yehova’ya ibadet etmemizi aniden ve beklenmedik şekilde yasaklayabilir.

² Yaşadığınız yerdeki yetkililer Yehova’ya ibadet etmenizi yasaklarsa aklınıza şöyle sorular gelebilir: “Zulüm görmemiz Tanrı’nın desteğini kaybettiğimiz anlamına mı geliyor? Yasaklar Yehova’ya ibadet etmemize engel olacak mı? Acaba Tanrı’ya özgürce ibadet edebileceğim bir ülkeye taşınmalı mıyım?” Makalede bu soruları ele alacağız. Ayrıca faaliyetimiz yasaklandığında Yehova’ya ibadet etmeye nasıl devam edebileceğimizi ve nelerden kaçınmamız gerektiğini göreceğiz.

3. 2. Korintoslular 11:23-27’ye göre Pavlus nasıl zulüm gördü? Onun yaşadıklarından ne öğreniyoruz?

³ Yetkililer faaliyetlerimizi yasakladığında, yanlış bir sonuca vararak Yehova’nın desteğini kaybettiğimizi düşünebiliriz. Fakat unutmayalım ki, zulüm görmemiz Yehova’nın bizden memnun olmadığı anlamına gelmez. Elçi Pavlus’u düşünün. O kesinlikle Tanrı’nın desteklediği  biriydi. Yunanca Kutsal Yazılardaki 14 mektubu yazma ayrıcalığına sahip oldu. Ayrıca milletlere gönderilmiş bir elçiydi. Yine de ağır zulüm gördü (2. Korintoslular 11:23-27’yi okuyun). Pavlus’un yaşadıklarından şunu öğreniyoruz: Yehova bazen sadık kullarının zulüm görmesine müsaade eder.

4. Dünya neden bizden nefret ediyor?

⁴ İsa zulüm görmeyi neden beklememiz gerektiğini açıkladı. O, bu dünyaya ait olmadığımız için insanların bizden nefret edeceğini söyledi (Yuhn. 15:18, 19). Zulüm Yehova’nın desteğini kaybettiğimizi göstermez. Aksine, doğru olanı yaptığımızı gösterir.

5. İnsanlar Yehova’ya ibadet etmemizi engelleyebilir mi? Açıklayın.

⁵ Aciz insanlar Mutlak Güce Sahip Tanrımız Yehova’ya ibadet edilmesini engelleyemez. Birçok kişi bunu denedi ama başaramadı. II. Dünya Savaşı sırasında olanları düşünelim. O dönemde birçok hükümet Tanrı’nın toplumuna yoğun şekilde zulmetti. Yehova’nın Şahitlerinin faaliyeti sadece Almanya’daki Nazi partisi tarafından değil, Avustralya, Kanada ve başka ülkelerin hükümetleri tarafından da yasaklandı. Peki sonuç ne oldu? 1939’da savaş başladığında dünya çapında 72.475 müjdeci vardı. Fakat raporlar 1945’te savaş sona erdiğinde müjdeci sayısının 156.299 olduğunu gösteriyor. Yehova’nın desteğiyle müjdeci sayısı savaştan önceki döneme göre iki katından fazlaya çıkmıştı!

6. Zulmün ne gibi olumlu etkileri olabilir? Bir örnek verin.

⁶ Zulüm bizi yıldırmak yerine Yehova’ya daha kararlı bir şekilde hizmet etmemizi sağlayabilir. Örneğin bir ülkede faaliyetimiz yasaklandı. Orada yaşayan ve küçük bir çocuğu olan bir çift korkup geri çekilmektense daimi öncülüğe başladı. Hatta hemşiremiz iyi para kazandıran işini bıraktı. Kocası, yasaktan sonra birçok kişinin Yehova’nın Şahitlerini merak ettiğini söyledi. Bu sayede Kutsal Kitap tetkikleri başlatmanın daha kolay olduğunu gördü. Yasağın başka güzel bir sonucu daha oldu. Aynı ülkede yaşayan bir ihtiyar, Yehova’ya hizmet etmeyi bırakan  birçok kişinin ibadetlere ve duyuru işine yeniden katılmaya başladığını dile getirdi.

7. (a) Levioğulları 26:36, 37’den ne öğreniyoruz? (b) Faaliyetimiz yasaklandığında siz ne yapacaksınız?

⁷ Düşmanlarımız faaliyetimizi yasakladığında, Yehova’ya hizmet etmekten korkmamızı amaçlarlar. Yasağın yanı sıra hakkımızda yalanlar yayabilir, evimizi aramak için yetkililer gönderebilir, bizi mahkemeye verebilir, hatta bazılarımızı hapse atabilirler. Birkaç kardeşimizi hapse attıkları için dehşete düşeceğimizi umuyorlar. Eğer yüreğimize korku düşürmelerine izin verirsek ibadetimize kendimiz yasak koyabiliriz! Fakat biz Levioğulları 26:36, 37’de tarif edilen kişiler gibi olmak istemiyoruz (Okuyun). Korkunun ruhi faaliyetlerimizi azaltmasına ya da durdurmasına izin vermeyeceğiz. Yehova’ya tamamen güveniyoruz ve telaşa kapılmıyoruz (İşa. 28:16). Dua ederek Tanrı’nın bize yol göstermesini diliyoruz. Yehova yanımızda olduktan sonra en güçlü hükümetin bile O’na sadakatle ibadet etmemize engel olamayacağını biliyoruz (İbr. 13:6).

8-9. (a) Her Hıristiyan kendisi ya da ailesi için hangi kararı vermelidir? (b) Bir kişinin hikmetli bir karar vermesine ne yardım eder?

⁸ Yaşadığınız ülkedeki hükümet faaliyetimizi yasaklarsa, “Yehova’ya özgürce hizmet edebileceğim başka bir ülkeye taşınsam mı?” diye düşünebilirsiniz. Bu kişisel bir karardır, kimse sizin adınıza bu kararı veremez. Ancak karar vermeden önce, birinci yüzyıldaki Hıristiyanların zulüm gördüklerinde ne yaptıklarını incelemeniz faydalı olabilir. İstefanos taşlandıktan sonra Yeruşalim’deki öğrenciler Yahudiye ve Samiriye’ye dağıldılar, hatta Fenike, Kıbrıs ve Antakya’ya kadar gittiler (Mat. 10:23; Elçi. 8:1; 11:19). Öte yandan başka bir zulüm döneminde, Pavlus duyuru faaliyetine muhalefet edilen bölgelerden uzaklaşmamaya karar verdi. O kendini tehlikeye atarak, Hıristiyanların ağır zulüm gördüğü şehirlerde iyi haberi duyurdu ve kardeşlerini güçlendirdi (Elçi. 14:19-23).

⁹ Bu kayıtlardan ne öğreniyoruz? Her aile reisi taşınma konusunda kendisi karar vermeli. Karar vermeden önce dua ederek ailesinin koşullarını hesaba katmalı ve taşınmanın onları olumlu ya da olumsuz yönde nasıl etkileyebileceğini dikkatle düşünmeli. Her Hıristiyan bu konuda ‘kendi sorumluluğunu taşımalıdır’ (Gal. 6:5). Verdiği karardan dolayı kimseyi yargılamamalıyız.

10. Büro ve cemaatinizdeki ihtiyarlar size hangi konularda talimatlar verecek?

¹⁰ Yasak altında Yehova’ya ibadet etmeye nasıl devam edebilirsiniz? Büro cemaatinizdeki ihtiyarlara, ruhi gıdanın nasıl temin edileceği, ibadetlerin nasıl yapılacağı ve iyi haberin nasıl duyurulacağı konusunda talimatlar verecek ve önerilerde bulunacak. Büro ihtiyarlarla iletişime geçemezse o zaman ihtiyarlar sizin ve cemaatinizdeki herkesin Yehova’ya hizmet etmeyi sürdürmesine yardım edecek. Onlar Kutsal Kitabı ve yayınlarımızı rehber alarak size yol gösterecekler (Mat. 28:19, 20; Elçi. 5:29; İbr. 10:24, 25).

11. (a) Yasak altında bile ruhi gıdaya sahip olacağınızdan neden emin olabilirsiniz? (b) Kutsal Kitabınızı ve yayınlarınızı korumak için ne yapabilirsiniz?

¹¹ Yehova kullarının ruhen iyi besleneceğine  dair güvence verdi (İşa. 65:13, 14; Luka 12:42-44). Dolayısıyla Yehova’nın teşkilatının sadık kalabilmeniz için ihtiyacınız olan her şeyi sağlayacağından emin olabilirsiniz. Peki size düşen nedir? Bulunduğunuz yerde faaliyetimiz yasaklandığında, Kutsal Kitabınızı ve sahip olduğunuz herhangi bir yayını saklayacak güvenli bir yer bulun. Basılı ya da elektronik formatta olsun bu değerli yayınları asla başkalarının kolayca bulabileceği bir yerde bırakmayın. Her birimiz ruhen güçlü kalabilmek için elimizden geleni yapmalıyız.

12. İhtiyarlar ibadetlerimizin dikkat çekmemesi için ne gibi düzenlemeler yapabilir?

¹² Peki ibadetler için nasıl bir araya geleceksiniz? İhtiyarlar ibadetleri dikkat çekmeyecek şekilde düzenleyecekler. Sizden küçük gruplar halinde bir araya gelmenizi isteyebilirler. Ayrıca buluşma saatini ve yerini muhtemelen sık sık değiştirecekler. İbadetlere gelip giderken yüksek sesle konuşmazsanız kardeşlerinizin güvenliğini tehlikeye atmamış olursunuz. Ayrıca ibadetlere günlük giysilerle gitmeniz gerekebilir.

13. Eski Sovyetler Birliği’ndeki kardeşlerimizden ne öğrenebiliriz?

¹³ Duyuru işini nasıl sürdüreceğiz? Koşullar yöreden yöreye değişecek. Fakat Yehova’yı sevdiğimiz ve Krallık hakkında konuşmaktan zevk aldığımız için mutlaka iyi haberi duyurmanın bir yolunu bulacağız (Luka 8:1; Elçi. 4:29, 30). Tarihçi Emily B. Baran Yehova’nın Şahitlerinin eski Sovyetler Birliği’ndeki faaliyeti hakkında şu yorumda bulundu: “Devlet Şahitlere duyuru işini bırakmalarını söylediğinde onlar komşularıyla, iş arkadaşlarıyla ve tanıdıklarıyla sohbet ettiler. Bunun sonucu olarak toplama kamplarına gönderildiklerinde ise inançlarını diğer mahkûmlara anlattılar.” Eski Sovyetler Birliği’ndeki kardeşlerimiz yasağa rağmen iyi haberi duyurmayı bırakmadı. Eğer sizin yaşadığınız yerde de duyuru işi bir gün yasaklanırsa, dileriz siz de aynı kararlılığı gösterirsiniz.

14. Mezmur 39:1 bizi hangi konuda uyarır?

¹⁴ Verdiğiniz bilgilere dikkat edin. Yasak altındayken ne zaman “susmanın vakti” olduğunu ayırt etmeliyiz (Vaiz 3:7). Kardeşlerimizin isimleri, ibadet yaptığımız yerler, hizmetimizi nasıl sürdürdüğümüz ve ruhi gıdayı nasıl temin ettiğimiz gibi önemli bilgileri gizli tutmalıyız. Bu bilgileri yetkililere vermeyeceğiz. Ayrıca Şahit olsun ya da olmasın, kendi ülkemizde veya başka bir ülkede yaşayan iyi niyetli arkadaşlarımızla  ve akrabalarımızla da paylaşmayacağız. Aksi halde kardeşlerimizin güvenliğini tehlikeye atarız (Mezmur 39:1’i okuyun).

15. Şeytan ne yapmaya çalışacak ve onun tuzağına düşmemek için ne yapmalıyız?

¹⁵ Küçük sorunların aramızdaki birliği bozmasına izin vermeyin. Şeytan, kendi içinde ayrılık olan bir evin ayakta kalamayacağını biliyor (Mar. 3:24, 25). Dolayısıyla sürekli aramızda ayrılıklar yaratmaya çalışacak. Bu şekilde bizi birbirimize düşürerek kendisiyle savaşmayı bırakmamızı umuyor.

16. Gertrud Poetzinger hemşire bize nasıl bir örnek bıraktı?

¹⁶ Ruhen olgun Hıristiyanlar bile bu tuzağa düşmemek için dikkatli olmalıdır. Gertrud Poetzinger ve Elfriede Löhr isimli iki meshedilmiş hemşirenin yaşadıklarına bakalım. Onlar başka hemşirelerle birlikte bir Nazi toplama kampındaydı. Elfriede diğer hemşireleri cesaretlendirecek konuşmalar yaptığında Gertrud onu kıskandı. Fakat böyle hissettiği için daha sonra utandı ve Yehova’dan yardım diledi. O şöyle diyor: “Başkaları bizden daha yetenekliyse veya daha fazla ayrıcalığa sahipse bunu kabullenmeyi öğrenmemiz gerekir.” Gertrud kıskançlığın üstesinden nasıl gelebildi? Elfriede hemşirenin güzel niteliklerine ve sıcak kişiliğine odaklandı. Bu şekilde, onunla ilişkisini düzeltti. İkisi de toplama kampından sağ çıktı ve yeryüzündeki yaşamları sona erene dek Yehova’ya sadakatle hizmet ettiler. Biz de kardeşlerimizle aramızdaki sorunları çözmek için çaba gösterirsek, hiçbir şeyin aramızdaki birliği bozmasına izin vermemiş oluruz (Kol. 3:13, 14).

17. Yehova’nın teşkilatından gelen talimatlara neden mutlaka uymalıyız?

¹⁷ Talimatlara mutlaka uyun. Sorumlu konumdaki, güvenilir biraderlerden aldığımız talimatlara uyarsak sorunlardan kaçınırız (1. Pet. 5:5). Örneğin, faaliyetimizin yasak olduğu bir ülkede sorumlu biraderler müjdecilere rastlantıda şahitlik etmelerini fakat yayın vermemelerini söylemişti. Fakat öncü bir birader onlardan daha iyi bildiğini düşündü ve yayın dağıttı. Sonuç ne oldu? O ve diğer kardeşler şahitlik etmeyi bitirdikten kısa süre sonra polis tarafından sorguya çekildiler. Anlaşılan yetkililer onları takip etmiş ve dağıttıkları yayınları arkalarından toplamışlardı. Bu olaydan ne öğreniyoruz? Sorumlu kardeşlerden daha iyi bildiğimizi düşünsek bile talimatlara uymalıyız. Yehova, önderlik etmesi için tayin ettiği  biraderlerle işbirliği yaptığımızda bizi her zaman destekleyecek (İbr. 13:7, 17).

18. Neden gereksiz kurallar koymamalıyız?

¹⁸ Gereksiz kurallar koymayın. İhtiyarlar bunu yaparsa kardeşlerin üzerine yük koymuş olurlar. Juraj Kaminský birader eski Çekoslovakya’daki yasak döneminde neler olduğunu şöyle anlatıyor: “Birçok ihtiyar tutuklandıktan sonra, kalan ihtiyarlar cemaatlere ve çevrelere önderlik ederken kendi kurallarını koymaya başladılar. Müjdecilere ne yapmaları ve ne yapmamaları gerektiğini söylüyorlardı.” Yehova bize başkaları adına karar verme yetkisi vermemiştir. Gereksiz yere kurallar koyan biri kardeşini korumuş olmaz, onun imanı üzerinde hâkimiyet kurmaya çalışmış olur (2. Kor. 1:24).

19. Şeytan ne yaparsa yapsın 2. Tarihler 32:7, 8’e göre neden cesur olabiliriz?

¹⁹ En büyük düşmanımız olan İblis Şeytan Yehova’nın sadık kullarına zulmetmeyi bırakmayacak (1. Pet. 5:8; Vah. 2:10). Şeytan ve kontrolündeki kişiler Yehova’ya ibadetimizi yasaklamaya çalışacak. Fakat biz dehşete kapılmayacağız ve Yehova’ya hizmet etmeyi asla bırakmayacağız (Tekr. 7:21). O bizim yanımızda ve faaliyetimiz yasaklansa bile bize destek olmaya devam edecek (2. Tarihler 32:7, 8’i okuyun).

20. Siz ne yapmaya kararlısınız?

²⁰ Birinci yüzyıldaki kardeşlerimiz yetkililere şöyle demişti: “Siz söyleyin, Tanrı’nın sözü yerine sizin sözünüzü dinlememiz Tanrı gözünde doğru olur mu? Bizler gördüğümüz ve duyduğumuz şeyler hakkında konuşmadan duramayız” (Elçi. 4:19, 20). Biz de onlar gibi kararlı bir tutuma sahip olalım.