1. İhtiyaçlarımızla isteklerimiz arasındaki fark nedir?

İHTİYAÇLAR sınırlı, istekler sonsuzdur derler. Fakat birçok insan ihtiyaçlarıyla istekleri arasındaki farkı göremiyor. Peki fark nedir? Yaşamınızı sürdürmek için sahip olmanız gereken şey ihtiyaçtır. Yiyecek, giysi ve barınak insanın temel ihtiyaçlarıdır. Sahip olmak istediğiniz ancak yaşamınızı sürdürmeniz için gerekli olmayan şey ise istektir.

2. İnsanlar neler satın almak isteyebilir?

² İnsanların istekleri yaşadıkları yere bağlı olarak büyük farklılık gösterebilir. Gelişmekte olan ülkelerde birçok insan bir cep telefonu, basit bir motosiklet ya da küçük bir arazi almak ister. Daha zengin ülkelerde ise insanlar pahalı giysiler, daha büyük bir ev veya daha lüks bir araba almak isteyebilir. Her iki durumda da karşı karşıya olduğumuz bir tehlike var: Hepimiz maddecilik tuzağına düşebilir  ve ihtiyacımız olsun olmasın, gücümüz yetsin yetmesin sürekli daha fazlasını isteyebiliriz.

3. Maddiyatçılık nedir?

³ Maddiyatçılık, manevi şeylerden çok maddi şeylere önem vermektir. Kişinin arzuları, öncelikleri ve hedefleri onun maddiyatçı olmasına yol açabilir. Ve bu içimizde bir sürü maddi şeye sahip olma isteği yaratır. Birinin maddiyatçı olması için zengin olması ya da pahalı şeyler satın alması gerekmez. Yoksul insanlar bile maddiyatçılık tuzağına düşebilir ve yaşamlarında Krallığa ilk yeri vermeyi ihmal edebilirler (İbr. 13:5).

4. Şeytan ‘gözlerin arzusunu’ nasıl kullanıyor?

⁴ Şeytan bu ortamın ticari sistemini kullanarak bizi, temel ihtiyaçlarımızla yetinirsek mutlu olamayacağımıza inandırmaya çalışıyor. O ‘gözlerin arzusuna’ nasıl hitap edeceğini çok iyi bilir (1. Yuhn. 2:15-17; Başl. 3:6; Özd. 27:20). Bu dünya gerekli gereksiz bir sürü maddi şey sunuyor ve bunlardan bazıları bize çok cazip gelebilir. Bir şeyi sırf bir reklamda ya da vitrinde gördüğünüz için alıp sonra da aslında onsuz da yaşayabileceğinizi fark ettiğiniz hiç oldu mu? Bu tür gereksiz şeyler bize yük olmaktan başka bir işe yaramaz. Bunlar maddiyatçılık tuzağına düşmemize yol açabilir ve dikkatimizi dağıtabilir. Bunun sonucunda düzenli olarak Kutsal Kitabı incelemek, ibadetlere hazırlanıp katılmak ve iyi haberi duyurmak gibi ruhi faaliyetleri ihmal etmeye başlayabiliriz. Elçi Yuhanna’nın şu uyarısını unutmayın: “Bu dünya arzularıyla birlikte geçip gidiyor.”

5. Enerjilerini maddi şeyler elde etmek için harcayan insanlar hangi sonuçla karşılaşır?

⁵ Şeytan Yehova’ya değil paraya kulluk etmemizi istiyor (Mat. 6:24). Enerjilerini maddi şeyler elde etmek için harcayan insanlar bencil zevklerine odaklandıklarından yaşamları anlamsız hale gelir. Daha da kötüsü Tanrı’yla iyi bir ilişkileri olmaz ve büyük bir acı ve hayal kırıklığı yaşarlar (1. Tim. 6:9, 10; Vah. 3:17). Tıpkı İsa’nın ekinci örneğinde anlattığı gibi Krallık tohumu “dikenler arasına ekilmiş gibi” olur ve “diğer şeylere duyulan arzular baskın çıkıp sözü boğarlar, söz verimsiz olur” (Mar. 4:14, 18, 19).

6. Baruk’tan ne öğrenebiliriz?

⁶ Yeremya peygamberin yazmanı Baruk’u düşünelim. Yeruşalim’in önceden bildirilen sonu yaklaşırken Baruk hiçbir kalıcı değeri olmayan “büyük şeyler peşinde” koşmaya başlamıştı. Oysa ‘peşinde olması’ gereken asıl şey Yehova’nın şu vaadiydi: “Canını sana ganimet olarak bağışlayacağım” (Yer. 45:1-5). Elbette Tanrı yıkılan bir şehirden kimsenin malını mülkünü kurtarmayacaktı (Yer. 20:5). Biz de bu ortamın sonuna giderek yaklaşıyoruz, dolayısıyla şimdi daha fazla maddi şey edinmenin zamanı değildir. Bizim için ne kadar değerli olursa olsun sahip olduğumuz maddi şeylerin bizimle birlikte büyük sıkıntıdan geçmesini beklememeliyiz (Özd. 11:4; Mat. 24:21, 22; Luka 12:15).

7. Bu makalede neyi ele alacağız, neden?

⁷ İsa temel ihtiyaçlarımızı dikkatimiz dağılmadan, maddecilik tuzağına düşmeden ya da gereksiz yere kaygıya kapılmadan karşılayabilmemiz için mükemmel bir öğüt verdi. Bu öğüt Dağdaki Vaazda yer alır (Mat. 6:19-21). Şimdi bu  vaazın Matta 6:25-34’te kayıtlı kısmını ele alalım. Bu inceleme bizi maddi şeyler yerine ‘krallık için uğraş vermemiz’ gerektiğine ikna edecek (Luka 12:31).

8, 9. (a) İhtiyaçlarımızı karşılamak konusunda neden fazla kaygı çekmemeliyiz? (b) İsa insanlar ve ihtiyaçları hakkında neyin farkındaydı?

⁸ Matta 6:25’i okuyun. İsa kendisini dinleyenlere ‘Canınız için kaygı çekmeyi bırakın’ demişti. Onlar kaygılanmamaları gereken şeyler konusunda kaygı çekiyorlardı. İsa bunu bırakmalarını söyledi ve bunu söylemekte çok haklıydı. Bir kişi gerçekten önemli konularda olsa bile gereğinden fazla kaygı çekerse dikkati dağılabilir ve çok daha önemli olan ruhi şeylere odaklanamayabilir. İsa öğrencilerinin dikkat etmezlerse bu tuzağa düşebileceklerini biliyordu. Bu nedenle vaazında onları bu tehlikeli eğilime karşı dört defa daha uyardı (Mat. 6:27, 28, 31, 34).

⁹ İsa neden ne yiyip ne içeceğimiz ya da ne giyeceğimiz konusunda kaygı çekmememizi söyledi? Yaşamımızı sürdürmek için bunlara ihtiyacımız yok mu? Tabii ki var! Bu ihtiyaçlarımızı karşılayamayacak durumdaysak kaygı çekmemiz doğal değil mi? Gayet doğal ve İsa da bunu biliyordu. İsa insanların günlük ihtiyaçlarının farkındaydı. Üstelik yüzyıllar sonra öğrencilerinin “çetin ve bunalımlı bir dönem” olan “son günlerde” zorluklar yaşayacağını da biliyordu (2. Tim. 3:1). Örneğin birçoğu işsizlik, enflasyon, kıtlık ve aşırı yoksulluk gibi sıkıntılarla karşılaşacaktı. Ancak İsa ‘canın yiyecekten, bedenin giyecekten daha önemli’ olduğunun da farkındaydı.

10. İsa’nın örnek duası neye öncelik vermemiz gerektiğini gösterir?

¹⁰ İsa vaazında gökteki Babamıza fiziksel ihtiyaçlarımız için şöyle dua edebileceğimizi öğretmişti: “Bugün bize günlük ekmeğimizi ver” (Mat. 6:11). Başka bir defasında da şöyle dua edebileceğimizi söyledi: “Bugün için ihtiyacımız olan ekmeği bize ver” (Luka 11:3). Fakat İsa tek düşüncemizin maddi ihtiyaçlarımız olması gerektiğini söylemiyordu. O her iki defasında da önce Tanrı’nın Krallığı için dua etmişti (Mat. 6:10; Luka 11:2). İsa daha sonra dinleyicilerini rahatlatmak amacıyla Yehova’nın tüm canlıların ihtiyaçlarını mükemmel şekilde karşıladığına dikkat çekti.

11, 12. Yehova’nın kuşların ihtiyaçlarıyla ilgilenmesinden ne öğrenebiliriz? (Makalenin başındaki resme bakın.)

¹¹ Matta 6:26’yı okuyun. ‘Gökteki kuşlara dikkatle bakmalıyız.’ Bu canlılar küçük olsalar da büyük miktarda meyve, tohum, böcek ve solucan yerler. Vücut ağırlıklarına oranla insanlardan daha fazla yiyecek tüketirler. Ama yiyecek bulabilmek için toprağı işlemeleri ve tohum ekmeleri gerekmez. Yehova onların tüm ihtiyaçlarını karşılar (Mezm. 147:9). Tabii ki yiyeceği kuşların gagasına koymaz. Kuşlar yiyecek bulmak için çaba göstermelidir ama bu çabayı gösterdiklerinde bol bol yiyecek bulurlar.

¹² İsa’nın gösterdiği gibi, gökteki Babamızın kuşlara yiyecek sağlarken insanların temel ihtiyaçlarını görmezden gelmesi düşünülemez ^[1] (1. Pet. 5:6, 7). Yehova yemeği pişirip önümüze koymaz ama yiyeceğimizi yetiştirebilmek için ya da satın alacak parayı kazanabilmek için gösterdiğimiz çabaları destekleyebilir. Yiyecek sıkıntısı yaşadığımızda başkalarında ellerindekini  bizimle paylaşma isteği uyandırabilir. Yehova kuşlara barınak da sağlar. Kendilerine yuva yapabilmeleri için onlara gerekli içgüdüleri, becerileri ve malzemeleri vermiştir. Benzer şekilde Yehova bize de ailemizin barınacağı uygun bir yer bulmamız için yardım edebilir.

13. Gökteki kuşlardan daha değerli olduğumuzu gösteren nedir?

¹³ İsa dinleyicilerine şöyle sordu: “Siz [gökteki kuşlardan] daha değerli değil misiniz?” İsa şüphesiz bu sözleri söylerken yakında insanlık için canını vereceğini düşünüyordu (Luka 12:6, 7 ile karşılaştırın). İsa başka herhangi bir canlı için değil sadece insanlar için canını fidye olarak verecekti. O gökteki kuşlar için değil bizim sonsuz yaşam alabilmemiz için öldü (Mat. 20:28).

14. Kaygı bize neden yarar sağlamaz?

¹⁴ Matta 6:27’yi okuyun. İsa neden bir insanın kaygı çekerek ömrünü bir parça olsun uzatamayacağını söyledi? Çünkü günlük ihtiyaçlarımız için gereğinden fazla kaygı çekmek ömrümüzü uzatmaz. Tersine aşırı kaygı ömrümüzü kısaltabilir.

15, 16. (a) Kır zambaklarından Yehova hakkında ne öğreniyoruz? (Makalenin başındaki resme bakın.) (b) Kendimize hangi soruları sormamız gerekebilir, neden?

¹⁵ Matta 6:28-30’u okuyun. Kim şık giysiler giymek istemez ki? Özellikle de ruhi faaliyetlere katılırken, örneğin hizmete çıkarken, cemaat ibadetlerine ya da büyük ibadetlere giderken iyi görünmek isteriz. Peki ‘giyecek konusunda kaygı çekmemiz’ gerekir mi? İsa bu konuda  da dikkatimizi Yehova’nın eserlerine çekti. ‘Kır zambaklarının’ görünüşünden pek çok şey öğrenebiliriz. Bu örneği verirken İsa’nın aklında belki de zambakgillerden sümbül ve lale gibi çiçekler vardı. Her birinin kendine has güzelliği olan bu çiçeklerin iplik eğirip giysi dokuması ya da dikmesi gerekmez. Yine de onlara bakmaya doyamayız. Gerçekten de “bütün haşmetiyle Süleyman bile bunlardan biri gibi giyinmemişti.”

¹⁶ İsa vurgulamak istediği noktayı şöyle açıkladı: “Tanrı . . . . kır bitkilerini bile böyle giydiriyorsa, sizi de giydirmez mi, ey az imanlılar!” Elbette giydirir! Ancak İsa’nın öğrencilerinin imanı yeterince güçlü değildi (Mat. 8:26; 14:31; 16:8; 17:20). Yehova’ya olan imanlarını ve güvenlerini güçlendirmeliydiler. Bizim için ne denebilir? Yehova’nın ihtiyaçlarımızı karşılamak istediğine ve bunu yapabileceğine duyduğumuz iman ne kadar güçlü?

17. Hangi şey Yehova’yla ilişkimize zarar verebilir?

¹⁷ Matta 6:31, 32’yi okuyun. Bugün “milletler” sevgi dolu Babamızın Krallığa ilk yeri verenlerle ilgilendiğine iman etmiyor. Biz onları örnek almamalıyız. ‘Milletlerin hevesle peşinden koştuğu’ şeyleri hayatımızın odak noktası haline getirmemiz Yehova’yla ilişkimize zarar verir. Aksine, yapmamız gerekeni yapar ve yaşamımızda ruhi faaliyetlere öncelik verirsek Yehova’nın bizden hiçbir şeyi esirgemeyeceğine kesinlikle güvenebiliriz. “Tanrı’ya bağlı” biriysek  ‘yiyeceğe, giyeceğe ve başımızı sokacak bir yere’ sahip olmakla yetineceğiz (1. Tim. 6:6-8).

18. Yehova her birimiz hakkında neleri bilir ve bizim için ne yapacağına güvenebiliriz?

¹⁸ Matta 6:33’ü okuyun. Mesih’in öğrencileri Krallığa yaşamlarında daima ilk yeri vermelidir. Bunu yaparsak İsa’nın dediği gibi ihtiyacımız olan ‘tüm şeyler bize verilecektir.’ İsa bunu neye dayanarak söyledi? Önceki ayette temel ihtiyaçlarımıza değinerek şöyle demişti: “Gökteki Babanız bütün bunlara ihtiyacınız olduğunu bilir.” Yehova yiyecek, giyecek ve barınmayla ilgili kişisel ihtiyaçlarımızı bu ihtiyaçlar daha ortaya çıkmadan önce görebilir (Filip. 4:19). Hangi giysimizin eskiyeceğini, hangi besinlere ihtiyacımız olduğunu ve ailemiz için uygun barınağın ne olacağını bilir. Yehova gerçek ihtiyaçlarımızı kesinlikle karşılayacaktır.

19. Gelecekte olabilecek şeyler için neden kaygı çekmemeliyiz?

¹⁹ Matta 6:34’ü okuyun. İsa bir kez daha “Kaygı çekmeyin” diyor. Onun dikkat çektiği gibi, Yehova’nın bize yardım edeceğine güvenerek her gün sadece o günün kaygılarına odaklanmalıyız. Biri gelecekte olabilecek şeyler için gereğinden fazla kaygı çekerse Tanrı yerine kendisine güvenmeye başlayabilir ve bu O’nunla ilişkisini olumsuz etkiler (Özd. 3:5, 6; Filip. 4:6, 7).

20. (a) Siz kendinize hangi ruhi hedefi koyabilirsiniz? (b) Yaşamınızı sadeleştirmek için neler yapabilirsiniz?

²⁰ Maddiyatçı bir yaşam uğruna Krallıkla ilgili uğraşlardan ödün vermek anlamsızdır. Tersine ruhi hedefler peşinde koşmalıyız. Örneğin ihtiyacın daha büyük olduğu bir cemaate geçebilir misiniz? Öncülüğe başlayabilir misiniz? Öncüyseniz Krallık Müjdecileri Kursuna başvurmayı düşündünüz mü? Beytel’de veya bir Yerel Tercüme Ofisinde yarı zamanlı olarak hizmet edebilir misiniz? Yerel Proje/İnşa Programı gönüllüsü olup İbadet Salonu projelerinde yarı zamanlı çalışabilir misiniz? Krallıkla ilgili uğraşları daha fazla destekleyebilmek için yaşamınızı nasıl sadeleştirebileceğinizi düşünün. “ Yaşamınızı Nasıl Sadeleştirebilirsiniz?” çerçevesindeki noktaları dua ederek gözden geçirin ve hedefinize ulaşmak için gerekli adımları atın.

21. Yehova’ya yaklaşmanıza ne yardım edecek?

²¹ İsa yerinde olarak maddi şeyler için değil Krallık için uğraş vermemizi söyledi. Bunu yaparsak asla maddi ihtiyaçlarımız için kaygı çekmemiz gerekmeyecek. Paramız yetse bile canımızın istediği ya da bu dünyanın sunduğu her şeyi satın almaktan kaçınmak ve Yehova’ya güvenmek bizi O’na yaklaştırır. Hayatımızı şimdiden sadeleştirmek önümüzdeki ‘gerçek yaşama sımsıkı bağlanmamıza’ yardım edecektir (1. Tim. 6:19).