BM İnsan Hakları Komitesi, Güney Kore hükümetini vicdani retçileri keyfi tutukladığı ve vicdan özgürlüğü haklarını ihlal ettiği için suçlu buldu. Bu, Komitenin vicdani retçileri hapse attığı için Güney Kore aleyhine aldığı beşinci karar; ancak hapis cezalarının “keyfi” olduğundan ilk kez söz edildi. *

Komite toplam 501 vicdani retçiyle ilgili önceki dört kararda, Güney Kore’nin Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesinin (ICCPR) 18. Maddesi tarafından güvence altına alınan düşünce, vicdan ve din özgürlüğünü ihlal ettiğini tespit etmişti. 15 Ekim 2014’te kabul edilip 14 Ocak 2015’te açıklanan ve 50 genç Şahit erkekle * ilgili olan bu en son karar bir adım daha ileri gitti. Komite hükümetin, temel bir hakkı kullandıklarından dolayı bu erkekleri hapse atıp cezalandırmakla ICCPR’nin 9. Maddesini, yani keyfi tutuklamayı yasaklayan ve tazminat hakkını güvence altına alan maddeyi de ihlal ettiğini saptadı. Komite “ ‘keyfilik’ sözcüğünün ... uygun olmama [ve] adaletsizlik öğelerini içerecek şekilde daha geniş bir anlamda yorumlanması gerektiğini” belirtti. Böylece Komite “Sözleşmenin 18. Maddesinin güvence altına aldığı din ve vicdan özgürlüğü hakkının kullanımını cezalandırmak için tutuklama yapılmasının” keyfi olduğu sonucuna vardı.

Komite aldığı kararda Güney Kore hükümetinden 50 Şahidin sabıka kayıtlarını silmesini ve onlara yeterli tazminatı ödemesini istedi. Ayrıca, hükümetin “vicdani ret hakkını güvence altına alan kanunları [kabul etme] ... yükümlülüğü” olduğunu belirtti. Kararın kabul edilmesinden sonraki 180 gün içinde Güney Kore’den Komitenin “kararını yürürlüğe koymak için alınan önlemler hakkında bilgi” vermesi isteniyor.

Güney Kore, ulusal güvenliğine yönelik tehditler ve alternatif hizmet konusunda ulusal bir fikir birliği olmaması nedeniyle alternatif bir hizmet programı uygulayamayacağını ileri sürerek buna her zaman itiraz etti. Komite 2006’da aldığı daha önceki kararlara atfederek hükümetin bu konulardaki gerekçesini beşinci kez reddetti. Komite bu kararlarında, Güney Kore’nin “vicdani retçilerin haklarına tam olarak saygı gösterilmesi halinde ülkede hangi dezavantajlı durumların yaşanacağını açıkça ifade etmediğini” belirtmişti. Komite sosyal kaynaşma ve eşitlik konusunda, “Devletin vicdani inançlara ve bunların uygulanmasına saygı göstermesinin, toplumda birleştirici ve istikrarlı bir çoğulculuğun sağlanmasında önemli bir etken olduğunu” açıkladı. O nedenle Komite Güney Kore’nin vicdani retçileri hapsetmek için haklı bir nedeni olmadığını savunuyor.

Güney Kore 1990’da ICCPR’yi imzaladığı halde bu sözleşmedeki vicdani retçilerle ilgili yükümlülüklere uymayı sürekli reddetti. Gerçekten de, Koreli yetkililer her yıl yüzlerce genç Şahidi hapse atmaya devam ediyor. BM İnsan Hakları Komitesi Güney Kore’deki vicdani retçilerin adına defalarca konuştu. Hükümetin keyfi tutuklamalara son vererek ve vatandaşlarının vicdanına saygı gösteren kanunları kabul ederek, giderek artan uluslararası baskıya olumlu karşılık verip vermeyeceğini zaman gösterecek.