6 Nisan 2018’de Sicilya’daki Termini Imerese Mahkemesi, Yehova’nın Şahidi bir kadın hastaya zorla kan nakli yapan bir cerrahın suçlu olduğuna karar verdi. Mahkeme cerrahın tazminat olarak hastaya 10.000 avro, hastanın Yehova’nın Şahidi olan eşine de 5.000 avro ödemesine hükmetti. İlk kez İtalya’da bir mahkeme hastanın kendi bedeni üzerinde yapılacak her türlü müdahaleyi inançları doğrultusunda kontrol etme hakkı gibi temel bir hakkı çiğnediği için bir doktoru suçlu buldu.

Bu dava Aralık 2010’da safra kesesi ameliyatı geçirdikten sonra komplikasyonlar yaşamaya başlayan bir iman kardeşimizle ilgili. Hemşiremiz kan ürünleri almayı ısrarla reddettiği halde, hareket etmesi engellendi ve ona zorla alyuvar nakli yapıldı. Cerrah, bir yargıcın kendisine bunun için yetki verdiğini iddia ederek yalan söyledi.

Olaydan sonra iman kardeşimiz ve eşi savcılığa gidip suç duyurusunda bulundu. Mahkeme “reşit ve tam ehliyetli bir Yehova’nın Şahidi söz konusu olduğunda,” hastanın isteğine aykırıysa “doktorun bu tedaviyi yapmaktan kaçınması gerektiğine” karar verdi.

Mahkeme İtalyan Anayasanın, doktorlar gerekli olduğunu söylese bile, hastanın rızası olmadan tedavi uygulamayı yasakladığını da açıkladı. Mahkeme kararına göre, “hasta açıkça ve özgürce tedaviyi istemediğini söylüyorsa . . . . tedavinin gerekli olduğuna dair bir gerekçe kabul edilemez.”

Padova Üniversitesi’nde Adli Tıp ve Biyoetik profesörü olan Daniele Rodriguez bilirkişi olarak mahkemeye sunduğu tıbbi raporda şöyle dedi: “İtalyan Anayasası ve diğer kanunlar belirli bir tıbbi tedaviyi reddetme hakkını korumaktadır ve [İtalyan] Anayasasının 32. [maddesinde] ‘kanun hükümleri hariç hiç kimse belli bir tedaviye zorlanamaz’ denerek bu açıkça belirtilmiştir.” İtalyan hukukçu ve sağlık hukuku uzmanı olan Luca Benci, sağlık konusunda haberler yayınlayan Quotidiano Sanità isimli internet gazetesinde mahkeme kararıyla ilgili şöyle yazdı: “Hastaları istemedikleri halde kan nakline zorlayan hiçbir kanun yok. Tedaviyi reddetme hakkı her şeyden daha önemlidir.”

Yehova’nın Şahitlerini savunan avukatlardan biri olan Marcello Rifici şunları söyledi: “Bu kararın, tüm hastaların hangi tedaviyi kabul edeceklerine karar verme hakkı olduğunu açıkça gösteren ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarıyla şekillenen Avrupa standartlarıyla uyumlu olduğunu görmekten memnunuz. İlginç olarak, İtalyan Parlamentosunun 2017’de yürürlüğe koyduğu ve ‘Yaşamla İlgili Karar Kanunu’ olarak bilinen 209/2017 numaralı yasa bu karardaki aynı ilkeleri vurguluyor.”

Yehova’nın Şahitlerini savunan avukatlardan biri olan Lucio Marsella da şunları söyledi: “Bu karar hastaların tedavi seçme hakkına saygı duyarak onları en iyi şekilde tedavi etmeye uğraşan vicdanlı ve cesur tüm doktorlar için bir güvence ve örnek oluşturuyor.”