14 Haziran 2018’de Moğolistan’ın başkenti Ulan Bator’da Yehova’nın Şahitleri, şehir meclisinden faaliyet göstermelerine yeniden izin veren bir belge aldı.

Moğolistan’daki dinsel teşkilatların her yıl yeniden tescil edilmeleri gerekiyor ve kardeşlerimiz, 1999’da ilk kez resmen tanındıktan sonra, her yıl gereken tescil yenileme işlemleri tamamladı. Fakat 2015’te Ulan Bator’daki şehir meclisi tescil yenileme talebimizi reddetti. Daha sonra Ocak 2017’de, şehir meclisi resmi bir karar çıkararak Yehova’nın Şahitlerinin faaliyet iznini iptal etti. Meclis temsilcileri, bu kararı bazı delillere dayandırdıklarını iddia etseler de, delilleri açıklamayı reddettiler. Şahitler, iptal kararıyla yasal yollarla mücadele etmeye karar verdi.

İdare Mahkemesindeki dava sürerken, şehir meclisi avukatları, Rusya Yüksek Mahkemesinin Rusya’daki yasal kurumlarımızı feshetme kararını delil olarak gösterme girişiminde bulundu. Bizim avukatlarımız ise Rusya Yüksek Mahkemesinin kararının pek çok ülke tarafından eleştirildiğini ve uluslararası mahkemelerce hukuka aykırı bir karar olarak değerlendirildiğini savundu. Ayrıca, Rusya’daki fesih kararının şehir meclisinin kararından sonra çıktığını ve meclisin kararına gerekçe olarak gösterilemeyeceğini hatırlattılar.

İdare Mahkemesi, şehir meclisinin söylentilere göre hareket ettiği ve herhangi bir zararlı faaliyetin varlığını kanıtlayamadığı sonucuna vararak iptal kararını bozdu. Ayrıca şehir meclisinin, kardeşlerin dini inançlarını açıklama özgürlüğü de dahil temel haklarını ihlal ettiğine karar verdi.

Yehova’nın Şahitlerinin davayla ilgilenen avukatlarından biri olan Jason Wise şunları söyledi: “Temel insan haklarına sahip olmak için devlet tarafından yasal olarak tanınmak şart olmasa da, böyle bir tanınma olmadan özgürce ibadet etmek zorlaşıyor. Yasal tanıma sayesinde Kutsal Kitabı ve ona dayalı yayınları ülkeye getirebiliyoruz, ibadet salonlarına sahip olabiliyoruz, kongre salonları kiralayabiliyoruz ve birçok başka yararlar elde ediyoruz. İdare Mahkemesinin Ulan Bator’da şehir meclisinin verdiği kararı bozmasına ve böyle kararların Moğolistan’daki din ve toplantı özgürlüğümüzü olumsuz yönde etkileyeceğini fark etmesine çok seviniyoruz.”