Türkmenistan’da yaşayan Bibi Rahmanova 2 Eylül 2014 saat 20:00’de suçlamalardan beraat etmeden cezaevinden serbest bırakılmıştı. Aynı günün daha erken saatlerinde Daşoğuz Bölge Mahkemesi temyiz davasına bakmıştı. Yargıçlar Bibi’yi söz konusu sahte suçlamalardan beraat ettirmeseler de dört yıllık hapis cezasını şartlı tahliyeye çevirerek * derhal salıverilmesine hükmettiler. Karar metninde yargıçlar, Bibi’nin kadın, dört yaşında bir çocuğun annesi ve sabıkasız olması gibi hafifletici sebepleri göz önünde bulundurduklarını belirttiler.

Bibi, 18 Ağustos’ta sahte suçlamalara dayanarak “polise saldırmak” ve “taşkınlık yapmaktan” suçlu bulunması üzerine temyiz davası açmıştı. 5 Temmuz’da Daşoğuz’daki bir tren istasyonunda kocası Vepa’yla birlikte bazı dinsel yayınların da bulunduğu kişisel eşyalarını alırken polisler tarafından alıkonulmuştu. Vepa hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi, fakat Bibi 8 Ağustos’ta tutuklanarak cezaevine sevk edildi. Cezaevinde ağır şiddete maruz kaldı.

Bibi’nin yabancı avukatına göre beklenmedik şekilde tahliye olmasının bir nedeni, haksızca hapsedilmesine dünyanın dört bir yanında gösterilen tepkiydi.

Ne var ki onun durumu Türkmenistan’daki Yehova’nın Şahitleri için sıra dışı bir durum değildir. Şahitlerin temel insan hakları sürekli ağır şekilde ihlâl ediliyor. Sekiz Şahit inancına bağlılığı nedeniyle mahkûm olarak hapiste. Altısı vicdani retçi, ikisi ise sahte suçlamalar yüzünden ceza aldı. Korkunç koşullarda tutuluyorlar ve her türlü kötü muameleye maruz kalıyorlar.

Daşoğuz Bölge Mahkemesi yargıçlarının Bibi’nin durumunda bir iyileşme sağlaması takdire değer bir adım olsa da, bu uğradığı haksızlığı telafi etmedi. İnsan haysiyetine değer verenlerin dileği, Türkmenistan yetkililerinin durumu daha kapsamlı bir şekilde ele alması ve insan hakları konusundaki uluslararası standartlara uyarak ülkelerinde din özgürlüğünü tanımalarıdır.