Seksen yıl önce, mahkûmları taşıyan bir gemi Minos Kokkinakis’i Ege Denizi’nde bulunan Amorgós Adası’na götürdü. Kokkinakis bu Yunan adasında 13 ay sürgünde kaldı. Birader din propagandasını yasaklayan yeni bir kanunu çiğnediği gerekçesiyle, kendini savunma fırsatı verilmeden bir Yunan mahkemesi tarafından mahkûm edilmişti. Kokkinakis birader, Yunan diktatör İoannis Metaksas tarafından çıkarılan bu kanunu ihlal etme suçlamasıyla 1938-1992 yılları arasında tutuklanan 19.147 Yehova’nın Şahidinin ilkiydi. Bu 50 yıl boyunca, yüzlerce Yunanlı Şahit fiziksel şiddete, tutuklamalara ve hapis cezalarına rağmen iyi haberi cesaretle duyurmaya devam etti.

Kokkinakis biraderin inancını özgürce duyurmak için verdiği 50 yıllık hukuk mücadelesi yaklaşık 30 yaşındayken başladı. 60’tan fazla kez tutuklandı, başka Şahitlerle hapiste ve sürgün adalarında 6 yılı aşkın süre boyunca berbat koşullara dayanmak zorunda kaldı. 77 yaşındayken son kez tutuklandığında karara itiraz etti, fakat itirazı kabul edilmedi ve davasını Yunanistan Yüksek Mahkemesi’ne kadar götürdü. Buradan da sonuç alamayınca Yunanistan’ın kendisine din özgürlüğü tanımadığı gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. Minos Kokkinakis nihayet 1993’te, 84 yaşındayken ses getiren hukuki bir zafer kazandı. AİHM ilk kez bir ülkeyi din özgürlüğünü ihlal ettiği için suçlu bulmuştu. a 2018 yılı bu tarihi kararın 25. yıldönümüydü. Bir uluslararası kamu hukuku profesörüne göre Kokkinakis kararı “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin din ya da inanç özgürlüğüyle ilgili verdiği kararlardan muhtemelen en çok atıfta bulunulanı.”

Kokkinakis kararı emsal bir karardır. Bu karar Rusya gibi güçlü devletlerin kardeşlerimizin özgürce ibadet etme hakkını ellerinden almak için uğraştığı günümüzde de büyük önem taşıyor.

Kokkinakis biraderin imanı ve hizmetteki sarsılmaz gayreti, iyi haberi duyururken muhalefetle karşılaşan kardeşlerimiz için harika bir örnek. Sadakati sayesinde kazandığı büyük zafer, bugün kardeşlerimize hâlâ çok yarar sağlıyor (Romalılar 1:8).