Dünyaya Bakış
Dünyaya Bakış
Yaşlı Yolcuların Dikkatine
Tufts University Health & Nutrition Letter’ın bildirdiğine göre, dünyanın az gelişmiş bölgelerine yolculuk eden yaşlı kişilerin sayısı artıyor ve onlardan birçoğu bakterilerin bulaştığı gıda ve sularla beslenmeleri nedeniyle hastalanıyor. Bunun sonucunda ortaya çıkan “turist ishali” 60 yaş ve üzerindeki kişilerde daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Health & Nutrition Letter, büyük ve modern bir şehirdeki birinci sınıf bir otel ya da lokantada yemek yemediğiniz sürece şöyle uyarıyor:
□ Musluk suyu içmeyin ya da bununla dişlerinizi fırçalamayın. Sadece şişelenmiş, kaynatılmış ya da dezenfekte edilmiş su kullanın. Temiz sudan yapıldığından emin olmadıkça içeceklerinize buz koymayın.
□ İyice pişmedikçe balık ya da et yemeyin.
□ Pastörize olmayan süt ürünlerini ya da çiğ sebzeleri yemeyin.
□ Meyveyi temiz suyla yıkayıp kabuğunu da kendiniz soymadıkça yemeyin. Meyveyi soyduktan sonra, yemeden önce ellerinizi yıkayın.
□ Sıcak olarak servis yapılsa da, sokakta satılan yiyecekleri yemeyin.
“Anavatanlarında Yerlerinden Edilen” Kalabalıklar
Londra’da yayımlanan The Independent gazetesinin haberine göre, “Onların sayısı HIV bulaşmış kişilerinki kadardır ve sığınmacıların sayısının iki katıdır. Bu kişiler, uluslararası yardım kuruluşunun ‘anavatanlarında yerlerinden edilenler’ olarak adlandırdığı gruptur.” Onlar savaş yüzünden evlerinden kaçmak zorunda olmalarına rağmen, kendi ülkelerinde kalıyorlar. BM’nin tahminine göre, böyle göç etmiş kişilerin tüm dünyadaki sayısı 25 ila 30 milyondur. Bu kişilerin çoğu sığınmacı kamplarında değil, başka ailelerle birlikte ya da sokaklarda yaşıyor. BM’nin bu sorunla ilgili uzman koordinatörü olan Dennis McNamara, bir başka ülkeden sığınma istemektense “birçok kişinin evlerine mümkün olduğunca yakın kalmaya çalıştığını, çünkü çiftçilik yaptıkları arazilerin orada olduğunu” söylüyor. Bazen yardım kuruluşlarının böyle insanlara ulaşması engelleniyor. Bu kişilerin yüzde 90 kadarı kadın ve çocuktur. McNamara şunu ekliyor: “Savaşları yapan erkeklerdir . . . . ; kadınlar ve çocuklar ise kurbanlardır. Yerlerinden edilen kadınlar, saldırgan kuvvetlerin tecavüzüne uğrama tehlikesiyle devamlı karşı karşıya bulunuyorlar.”
Vantuzlu Dil
Bir bukalemun diğer kertenkeleleri, hatta kendi ağırlığının yüzde 10’undan daha ağır olan kuşları nasıl yakalayabilir? Şimdiye kadar avın, bukalemunun dilinin pürtüklü ve yapışkan yüzeyine yapışıp kaldığına inanılıyordu. Fakat bu görüş, bu hayvanın kendinden nispeten ağır olan avını nasıl yakalayabildiğini açıklamıyordu. Alman bilim haberleri servisi Bild der Wissenschaft-Online’ın bildirdiğine göre, Anvers’deki (Belçika) bilim adamları gerçeği ortaya çıkarmak için bukalemunun dilinin yıldırım hızındaki hareketini çok hızlı kayıt yapan bir videoya çektiler. Bilim adamları bukalemunun dilini dışarı fırlattığında, dilin uç kısmının yuvarlak hale geldiğini gördüler. Dildeki iki kasın, dil ava değmeden önce kasılmasıyla, dilin ucu ava yapışan bir vantuz şeklini alıyor.
Sınırlarını Aşan Çöl
Londra’da yayımlanan The Guardian gazetesinin haberine göre, “Sahra, Akdeniz’in kuzeyindeki ülkelere doğru genişledi; çünkü toprağın kirlenip bozulması ile iklim değişikliğinin yıkıcı birleşimi güney Avrupa’nın bazı kısımlarını çöle dönüştürüyor.” Aralık 2000’de düzenlenen, çölleşmeyle mücadele konulu Birleşmiş Milletler konferansında bir uzman, birçok küçük çiftçinin rekabet etmesini zorlaştıran küresel çiftçiliği kısmen suçladı. Çiftçiler teraslama ve dikkatli sulama yöntemleriyle binlerce yıldır korudukları topraklarını küresel çiftçilik yüzünden terk ediyorlar; ve sonunda toprak sulara karışıp gidiyor. Güney İtalya, İspanya ve Yunanistan’da durum ciddi boyutlardadır. Bulgaristan, Macaristan, Romanya, Moldova, Rusya ve Çin de giderek artan çölleşmeyle yüz yüzedir. BM Çevre Programı’nın direktörü olan Klaus Töpfer şöyle dedi: “Toprak, insan sağlığı ve çevre için temiz su ve temiz hava kadar önemli olan bir doğal kaynaktır.”