İçeriğe geç

İçindekiler kısmına geç

Kuşların Şov Dünyasının Parlayan Yıldızı

Kuşların Şov Dünyasının Parlayan Yıldızı

Kuşların Şov Dünyasının Parlayan Yıldızı

MAVİ TAVUSKUŞU rengârenk muhteşem bir perdenin önünde sanki yeni bir tiyatro oyununun yıldızı gibi yürüyor. Vücudunun beş katı uzunluğundaki göz kamaştırıcı tüyleri, arkasından yükseliyor ve güneş ışığında pırıl pırıl parlıyor.

Bu şahane görüntü tavuskuşunun kur gösterisidir. Gösteri doruk noktasına ulaşırken tavuskuşu örtü tüylerini titreterek hışırtılı bir ses çıkarmaya başlar ve anlaşıldığı kadarıyla bu, gösterinin başarısında rol oynar. Müstakbel eşinin, ‘dünyanın en harika reklamı’ olarak tanımlanan bu gösteriye karşı koyması nasıl mümkün olabilir ki?

Bununla birlikte tavuskuşu, şovunu sadece müstakbel eşlerinin önünde değil herhangi bir izleyicinin önünde de sergiler. Wonders of Peacocks isimli kitapta şu sözler yer alıyor: “Doğabilimciler tavuskuşlarının, tüylerini insanların önünde, dişi sürülerin önünde sergilediklerinden daha sık aralıklarla ve daha uzun sürelerde sergilediklerini doğruladılar.” Belki de tavuskuşunun kibirli bir kuş olmasıyla ilgili namı, tüm güzelliğini bu şekilde sergilemeye hazır olmasından kaynaklanır.

Neden sergilemesin ki? Gösterisi şüphesiz görülmeye değer. Tavuskuşunun göz biçimindeki pırıltılı desenlerle bezeli uzun kuyruk örtü tüyleri farklı uzunluklardadır ve böylece mükemmel bir yelpaze şeklini alabilir. Bu tüyler güneş ışınlarının geliş açısına bağlı olarak bakır, bronz ve altın renginden koyu mavi-yeşil ve menekşe rengine kadar birçok renge girer.

Batı ülkelerinde, tavuskuşlarının yaşamdaki başlıca amaçlarının, tüyleriyle gösteriş yapmak için kasıla kasıla yürümek olduğu sanılır. Dolayısıyla o ülkelerdeki insanlar, bu kuşun işe yarar bir özelliğinin pek olmadığını düşünebilirler. Ancak tavuskuşunun vatanı olan Hindistan’daki köylüler, tavuskuşunu küçük kobraların ve diğer zehirli yılanların etkili bir düşmanı olarak görüyorlar. Tavuskuşunun, kobra zehrine karşı bağışıklığı, onu Doğu’da bir tanrısallık ve ölümsüzlük sembolü haline getirdi.

Yaklaşık 3.000 yıl önce Ortadoğu’da tavuskuşlarına çok değer veriliyordu. Kral Süleyman ‘altın, gümüş ve fil dişi’ gibi değerli malların yanı sıra tavuskuşu da ithal etmişti. (I. Kırallar 10:22) The Natural History of the Bible kitabında şöyle yazıyor: “Akdeniz ülkeleri tavuskuşlarını büyük olasılıkla Süleyman’ın getirttiği kuşlar sayesinde tanıdılar.” Birkaç yüzyıl sonra Büyük İskender tavuskuşlarından o kadar etkilendi ki, askerlerinin onları öldürmesini yasakladı.

Bugün de tavuskuşunun eşsiz gösterisinden etkilenmeyecek biri herhalde yoktur. Tabii bu şovun Yapımcısını da göz ardı etmemeliyiz. Bir sanatçının yeteneği nasıl onun eserlerinden anlaşılırsa, Yaratıcımızın da sanatsal özgünlüğü bu değerli canlıdan açıkça anlaşılıyor.

[Sayfa 17’deki tam sayfa resim]

[Sayfa 16’daki resim tanıtım notu]

Cortesía del Zoo de la Casa de Campo, Madrid