İçeriğe geç

İçindekiler kısmına geç

Yaşlılara Nasıl Davranmalıyız?

Yaşlılara Nasıl Davranmalıyız?

Mukaddes Kitabın Görüşü

Yaşlılara Nasıl Davranmalıyız?

GEÇEN yaz Avrupa’yı kasıp kavuran son 60 yılın en sıcak hava dalgası yüzünden binlerce kişi öldü. Ölenlerin çoğu yaşlılardı. Onlardan bazıları akrabaları tatilde olduğu için evlerinde yalnızdı. Söylenenlere göre başkaları ise kaldıkları hastane ve huzurevlerinde fazla mesai yapmak zorunda olan personel tarafından ihmal edildiler veya kendi hallerine bırakıldılar. Le Parisien gazetesinin haberine göre, sadece Paris’te sahip çıkılmayan 450 cenaze bulunuyordu. Yalnız ve isimsiz şekilde ölen bu kişilerin durumu hakkında gazetede şu soru yer aldı: “Nasıl bir hale düştük ki annelerimizi, babalarımızı, büyükannelerimizi ve büyükbabalarımızı unutuyoruz.”

Her ay 65 yaşın üstündeki nüfusa 795.000 insanın katıldığı bir dünyada, yaşlıların ihtiyaçlarıyla ilgilenmek günümüzün en büyük kaygı nedenlerinden biri haline gelmiştir. ABD Nüfus İdaresi nüfus istatistikleri programlarının yöneticisi Nancy Gordon şunları söylüyor: “Küresel yaşlanma daha önce hiç görülmemiş ölçüde artmıştır. Bu nedenle ülkelerin yaşlıların sayısındaki bu artışla ilgili ortaya çıkan sorunlara ve fırsatlara verecekleri tepkiyi yakından takip etmemiz gerekecek.”

Yaşlılarla ilgilenen başka biri ise Yaratıcımızdır. Onun Sözü olan Mukaddes Kitapta yaşlılara aslında nasıl davranılması gerektiği yazıyor.

Yaşlılara Saygı Gösterin

Tanrı’nın Musa’ya verdiği Kanun bizi yaşlılara saygı göstermeye teşvik eder. Kanunda şöyle der: “Ak saçlının önünde ayağa kalkacaksın, ve kocamış olana hürmet edeceksin” (Levililer 19:32). Tanrı’ya tapınan itaatli kimselerden, (1) büyüğe saygının bir ifadesi olarak ve (2) Tanrı’ya tapınanların, O’na saygıdan kaynaklanan bir korku duyduklarının kanıtı olarak, yaşlının önünde ‘ayağa kalkması’ bekleniyordu. Böylece yaşça olgun kişiler onurlandırılmalı ve değerli kişiler olarak görülmeliydi (Süleyman’ın Meselleri 16:31; 23:22).

Bugün İsa’nın takipçileri Musa Kanununu tutmak zorunda olmasalar da, kanundaki ilkeler Yehova’nın düşüncelerini ve önceliklerini gösterdiğinden önemlidir. Böylece Yehova’nın yaşlı kişilerle ilgilendiğini ve onlara çok saygı gösterdiğini kuşkusuz söyleyebiliriz. İsa’nın takipçilerinin cemaatinin birinci yüzyıldaki üyeleri bu ilkeleri anlamış olduklarını gösterdiler. Bunun ilk kanıtları Mukaddes Kitabın Elçilerin İşleri kitabına kaydedilmiştir. O zaman Yeruşalim’de yaşayan İsa’nın takipçilerinin arasında yoksul ve dul kişiler vardı. Şüphesiz onların bir kısmı yaşlı kişilerden oluşuyordu. Elçiler dul kadınların gündelik yiyeceklerini karşıladıklarından emin olmak için cemaatle ilgili “yapılması gereken bu işle” özel olarak ilgilenecek “iyi nitelikleriyle tanınmış” yedi kişi tayin ettiler (Elçilerin İşleri 6:1-7).

Elçi Pavlus da İsa’nın takipçilerinin cemaatinde ‘ak saçlının önünde ayağa kalkma’ ilkesini uyguladı. O, İsa’nın genç bir takipçisi ve cemaatte bir gözetmen olan Timoteos’a “Yaşlı adamı ağır şekilde eleştirme; ona babanmış gibi, . . . . yaşlı kadınlara annenmiş gibi . . . . ricada bulun” dedi (1. Timoteos 5:1, 2). Genç Timoteos İsa’nın yaşlı takipçileri üzerinde bir derece otoriteye sahip idiyse de, ona yaşlı erkekleri küçük düşürmemesi söylendi. Bunun yerine onlara bir baba gibi saygıyla davranması ve cemaatindeki yaşlı kadınlara da benzer şekilde saygı göstermesi söylendi. Böylece Pavlus Timoteos’a ve aynı zamanda cemaatin tüm üyelerine ‘ak saçlının önünde ayağa kalkmayı’ bir bakıma tembihlemiş oldu.

Elbette, Tanrı’ya tapınanların yaşlı kişilere saygıyla davranmaları için bir kanuna ihtiyaçları yoktur. Mukaddes Kitapta kayıtlı olan Yusuf’un örneğini düşünün. O hiçbir masraftan kaçınmayarak, kıtlık zamanı 130 yaşındaki yaşlı babası Yakub’un Mısır’a taşınmasını sağlayarak babasının hayatını kurtarmıştı. Yusuf 20 yıldan uzun bir zaman geçmiş olmasına rağmen “babasını görür görmez boynuna sarılıp uzun uzun ağladı” (Tekvin [Yaratılış] 46:29, ). Yusuf, yaşlılara şefkatle ve derin saygıyla davranmak İsrailliler arasında kanun haline gelmeden çok uzun zaman önce bunu yaparak Tanrı’nın görüşünü yansıttı.

İsa da hizmeti süresince yaşlılarla ilgilendi. O dinsel gelenekleri uğruna yaşlı ana babalarını ihmal etmeyi haklı çıkaran dinsel liderleri şiddetle kınadı (Matta 15:3-9). İsa ayrıca kendi annesiyle de sevgiyle ilgilendi. O işkence direğinde büyük acılar içindeyken bile, çok sevdiği elçisi Yuhanna’nın, yaşlı annesiyle ilgileneceğinden emin olmak istedi (Yuhanna 19:26, 27).

Tanrı Vefalı Olanları Terk Etmez

Mezmur yazarı “İhtiyarlık zamanında beni kendinden atma; kuvvetim tükendiği zaman, beni bırakma” diye dua etti (Mezmur 71:9). Tanrı imanlı hizmetçilerini, kendilerini artık yararlı biri olarak hissetmedikleri zaman bile bir kenara ‘atmaz’. Mezmur yazarı, Yehova’nın onu bıraktığını düşünmektense, yaşlandıkça Yaratıcısına daha çok güvenmesi gerektiğini fark etti. Yehova böyle vefalı kişileri hayatları boyunca destekler (Mezmur 18:25). Bu destek çoğu kez, İsa’nın takipçilerinden oluşan iman kardeşlerimiz aracılığıyla gelir.

Yukarıda bahsedilenlerin ışığında Tanrı’ya saygı göstermek isteyen birinin, aynı zamanda yaşlılara da saygı göstermesi gerektiği açıktır. Yaşlı kişiler Yaratıcımızın gözünde gerçekten değerlidirler. O halde, Tanrı’nın benzeyişinde yaratılmış olan bizler de her zaman ‘ak saçlı’ kişiler hakkındaki tanrısal görüşü yansıtmalıyız (Mezmur 71:18).

[Sayfa 15’teki resim]

İsa’nın takipçileri yaşlılara değer vererek saygıyla davranmalıdırlar