Dünyaya Bakış
Dünyaya Bakış
Bebeklerde Müzik Kulağı Var
Bir dergi “Bebekler daha konuşmayı öğrenmeden önce göze çarpar şekilde müziğe tepki verme yeteneği gösteriyorlar” diyor (Scientific American). Habere göre bebekler müziğin tonundaki, temposundaki ve ritmindeki değişiklikleri fark edebiliyorlar. Ayrıca bir melodiyi farklı bir perdede çalınsa bile tanıyabiliyorlar. İki aylık bebekler bile uyumsuz seslerdense ahenkli melodileri tercih ediyorlar. Haberde şöyle yazıyor: “Queen’s Üniversitesi’nden (Belfast) Peter Hepper, ceninlerin, doğumlarından iki hafta önce, annelerinin karnındayken her gün duydukları [popüler bir] TV programının jenerik müziği ile hiç duymadıkları bir şarkı arasındaki farkı anlayabildiklerini saptadı.”
Karadeniz İyileşiyor
Ukrayna’da yayımlanan bir gazetede, Karadeniz’de genelde kirli sularda yaşamayan hayvanlar olan yunus, yengeç ve karidesin sayısının arttığı bildirildi (Demokratychna Ukraina). Karadeniz’in en kirli kısmı olduğu düşünülen Odessa limanı bile yeniden büyük bir denizatı popülasyonuna sahip. Güney Denizleri Biyoloji Enstitüsü’nün Odessa şubesi müdürü olan Borys Aleksandrov “Karadeniz ve Azak Denizi’ndeki ekosistem uzun bir hastalık döneminin ardından yavaş yavaş iyileşiyor” dedi. Peki bu iyileşmenin nedeni nedir? Bir dergiye göre “Komünizmin çöküşüyle birlikte Rusya, Ukrayna, Moldova, Romanya ve Bulgaristan’da baş gösteren ekonomik sorunlar nedeniyle gübreyle ilgili tarımsal harcamalar önemli ölçüde azaldı. Bunun sonucunda da 1990’larda Karadeniz’e akan nitrat miktarında ani bir düşüş oldu.” Gübre kullanımındaki azalma Karadeniz’e yarar sağladıysa da “ekonomik çöküş ya da tarım çalışmalarının azalması [denizlerdeki] ölü alanları kontrol altına almak konusunda kötü bir yöntemdir” (Science News). Plymouth Üniversitesi’nde (İngiltere) deniz ve kıyı idaresi dalında profesör olan Laurence Mee başka bir çözüm öneriyor: “Denize akan bu besinlerin miktarını sınırlayabilmek için nasıl tarım yapılacağı hakkında biraz daha fazla bilgi edinmeliyiz.”
Lağım Suyuyla Sulanan Topraklar
Avusturya’da yayımlanan bir gazetede şu sözler yer alıyor: “Tüm dünyada kazanç getiren bitkilerin onda biri lağım suyuyla sulanıyor” (Der Standard). Domatesten hindistancevizine kadar birçok farklı ürün bu yolla yetiştiriliyor. Gazetede bildirildiğine göre “Büyük şehirlerin lağım suyu, hiçbir arıtma işleminden geçmeden direkt olarak sulama sistemine giriyor.” Gazetede bu konuda yetkili biri olan Uluslararası Su İdaresi Enstitüsü’nden (Sri Lanka) Chris Scott’ın şu sözleri alıntılandı: “Hızla gelişen büyük kentlerin yakınındaki birçok bölgede su kıtlığıyla ancak bu şekilde baş edilebiliyor.” Dünya çapında yaklaşık 20 milyon hektarlık tarım alanındaki çiftçilerin pek fazla seçenekleri yok. Habere göre, lağım suyu bedava gübre sağlasa da, aslında çoğunlukla onların elde edebildiği ya da alabilecekleri tek sudur.