İçeriğe geç

İçindekiler kısmına geç

Günlük Dilde Bir Mukaddes Kitap

Günlük Dilde Bir Mukaddes Kitap

Günlük Dilde Bir Mukaddes Kitap

“MUKADDES KİTABIN Tanrı’nın insanlara ilettiği sözü olduğuna inanıyorsanız, Tanrı’nın bizimle iletişim kurduğuna da inanıyorsunuz demektir. . . . İnancınız günlük yaşamınızı etkiliyorsa, [Mukaddes Kitap] da günlük dilde olmalıdır.” Bilgin Alan Duthie, kitabında işte böyle yazıyordu (Bible Translations: And How to Choose Between Them).

Tanrı’nın Sözünü sevenler bu sözlere yürekten katılıyor. Onlar ‘Kutsal Yazıların tümünün Tanrı ilhamı’ olduğuna ve “öğretmek, yanlışı göstermek, düzeltmek ve doğruluk yolunda terbiye etmek bakımından yararlı” olduğuna içtenlikle inanıyorlar (2. Timoteos 3:16). Mukaddes Kitap kesinlikle modası geçmiş, basmakalıp dinsel sözler kitabı değildir. “Canlıdır ve güçlüdür,” günlük sorunlarımıza gerçek çözümler sunar (İbraniler 4:12). Ancak bu kutsal kitabın okuyanlar tarafından anlaşılıp uygulanabilmesi için günlük dilde olması gerekir. Yeni Ahit diye adlandırılan kısmın, Platon gibi filozofların kullandığı klasik Yunanca değil, Koine diye adlandırılan günlük Yunanca yazılmasının nedeni buydu. Evet, Mukaddes Kitap halkın okuyup anlayabildiği dilde yazıldı.

Bugün de halkın Kutsal Yazıları okuyup anlayabilmesi için, son yıllarda çeşitli dillerde birçok güncel çeviri yapıldı. Genel sonuç oldukça iyi oldu. Bu sayede halk Kutsal Yazılara daha kolay ulaşabiliyor. Ancak, önyargısız doğruluk ve tutarlılık söz konusu olduğunda, bu yeni çevirilerin birçoğu ne yazık ki yetersiz kalıyor. Örneğin bazı çevirilerde, ölülerin durumu, insan canına ne olduğu ve gerçek Tanrı’nın ismiyle ilgili net Mukaddes Kitap öğretileri belirsizdir.

Bu nedenle, Tanrı’nın Sözünü seven kişiler New World Translation of the Christian Greek Scriptures’ın Türkçe çevirisini büyük sevinçle karşıladı (Bu çevirinin Türkçe ismi Kutsal Metinler—İncil’dir). Yehova’nın Şahitleri “Tanrı’yla Yürüyün” temalı 2004 yılı Bölge İbadetinde bu güncel çevirinin çıktığını ilan ettiler. Hiçbir inanç sisteminin etkisi altında kalmayan bu çeviri, doğru terimlerin seçilmesinde eşsiz bir başarı sergiler. Böylece, Mukaddes Kitabın yazıldığı eski dilleri bilmeyenler, önceleri mümkün olmayan bir anlayışa eriştiler. Ancak, bu dikkate değer çeviriyi kimin yaptığını merak edebilirsiniz.

Tanrı’yı Yücelten Çevirmenler

New World Translation of the Christian Greek Scriptures Türkçe konuşan kişiler için belki yeni olabilir, fakat aslında 1950’den beri vardı. O tarihte bu çeviri Watch Tower Bible and Tract Society (uzun süredir Mukaddes Kitap yayımlayan uluslararası bir kuruluş) tarafından İngilizce çıkarıldı. Bu yeni çevirinin, Mukaddes Kitabı “eski” ve “yeni” ahit olarak ikiye bölen geleneğe cesurca karşı çıkan ismi, eşsizliğini gösteren birçok kanıttan sadece bir tanesiydi. Bu konuda 15 Eylül 1950 tarihli The Watchtower’da şöyle dendi: “Çeviri heyetini oluşturan kişiler . . . . isimlerinin gizli kalmasını, kendileri hayattayken veya öldükten sonra bunun yayımlanmamasını özellikle istediklerini belirttiler. Çevirinin amacı, yaşayan gerçek Tanrı’nın ismini yüceltmektir.”

Tüm Mukaddes Kitabın tek ciltlik baskısı olan New World Translation of the Holy Scriptures 1961 yılında çıktı. Çevirmenlerinin isimleri bugüne dek açıklanmasa da, onların niyeti veya bağlılıklarının derinliği hakkında herhangi bir şüphe duyulamaz. 1984 baskısının önsözünde şöyle yazıyordu: “Kutsal Yazıları çevirmek, Yehova Tanrı’nın düşünce ve sözlerini başka bir dile aktarmak demektir. . . . Bu eserin, Kutsal Yazıların Yüce Kaynağına karşı korku ve sevgi besleyen çevirmenleri, Tanrı’nın düşüncelerini ve bildirilerini olabildiğince doğrulukla iletmek üzere O’na karşı özel bir sorumluluk hissediyorlar.”

Çeviri heyetinin üyeleri iyi niyetli olmalarına rağmen bu görevi üstlenmeye yeterli durumda mıydı? Bu durumdan hoşnutsuz olan bazı bilginler, çevirmenlerin isimleri ve akademik eğitim düzeyleri açıklanmadığı sürece, eserin amatör işi olarak görülüp önemsenmeyeceğini iddia ettiler. Fakat tüm bilginler böyle mantıksız bir tavır takınmadı. Alan S. Duthie şöyle yazdı: “Bir Mukaddes Kitap çevirisini yapanların veya yayımlayanların kim olduğunu bilmemizin, o çevirinin iyi mi yoksa kötü mü olduğuna karar vermemize bir yardımı olur mu? Doğrudan olmaz. Çünkü her çevirinin kendine has özelliklerini incelemenin yerini hiçbir şey tutmaz.” *

Binlerce okuyucu işte bunu yaptı. New World Translation dünya çapında bugüne kadar kısmen veya tümüyle 52 dilde 122 milyondan fazla sayıda basılmıştır. Bu çeviriyi okuyan kişiler neyi fark etti?

Tanrı’nın İsmini Yücelten Bir Tercüme

Matta 6:9’da, İsa öğrencilerine “Göklerdeki Babamız, ismin kutsal kılınsın” diyerek dua etmelerini öğretti. Ancak birçok çeviride Tanrı, sadece “Tanrı” veya “Rab” unvanlarıyla tanımlanan isimsiz bir varlıktır. Oysa başlangıçta durum böyle değildi. Orijinal İbranice Kutsal Yazılarda Tanrı 7.000’den fazla kez özel ismi “Yehova” ile tanıtıldı (Çıkış 3:15; İşaya 42:8). Sonraki yıllarda, Yahudiler batıl inançlarından kaynaklanan korkuları yüzünden Tanrı’nın ismini kullanmayı bıraktılar. İsa’nın elçilerinin ölümünün ardından, bu batıl inançlar İsa’nın takipçilerinin cemaatine sızdı (Elçilerin İşleri 20:29, 30; 1. Timoteos 4:1’le karşılaştırın). Kutsal Yazıların Yunanca kısımlarını çoğaltanlar, Tanrı’nın özel ismi Yehova yerine Yunanca’da “Rab” anlamına gelen Kyrios ve “Tanrı” anlamına gelen Theos’ sözcüklerini kullanmaya başladılar.

Ne mutlu ki, New World Translation cesur bir adım atarak Yehova ismine Yunanca Kutsal Yazılardaki (“Yeni Ahit”teki) yerini geri verdi; bu isim orada 237 yerde geçiyor. Yehova ismine yerini geri vermek çevirmenlerin keyfi bir kararının değil, derin ve titiz bir araştırmanın sonucuydu. Örneğin Luka 4:18’de İşaya 61:1’den alıntı yapılır. Orijinal İbranice metinde, İşaya’daki ayette Yehova ismi geçer. * Dolayısıyla Luka 4:18 ayeti New World Translation’da yerinde olarak şöyle çevrilmiştir: “Yehova’nın ruhu üzerimdedir. Çünkü O beni, yoksullara müjdeyi vermem için meshetti.”

Ayetlerin bu şekilde tercüme edilmesi okuyucuların Yehova Tanrı ile biricik oğlu İsa Mesih’i birbirinden ayırmasına da yardım eder. Örneğin çoğu çeviride Matta 22:44 “Rab Rabbime dedi” şeklindedir. Fakat burada kim kiminle konuşuyor? Aslında bu ayet Mezmur 110:1’den bir alıntıdır; orijinal İbranice metinde o ayette Tanrı’nın ismi geçer. Dolayısıyla New World Translation’da bu ayet şöyle tercüme edilmiştir: “Yehova Efendime dedi ki, “Ben düşmanlarını senin ayaklarının altına serinceye kadar sağımda otur.” Kutsal Yazıların Yehova Tanrı ile Oğlu arasında yaptığı ayrımı anlamak herkesi ilgilendiren bir konudur (Markos 13:32; Yuhanna 8:17, 18; 14:28). Kurtulmak için bu şarttır. Elçilerin İşleri 2:21’de “Yehova’ya adıyla yakaran herkes kurtulacak” deniyor.

Doğruluk ve Netlik

New World Translation’ın göze çarpan başka özellikleri de var. Bu çeviri için Wescott ve Hort’un son derece arı olan Yunanca ana metni temel seçildi. Sonra orijinal Yunancayı güncel ve basit bir dile, olabildiğince doğru şekilde ve kelimesi kelimesine tercüme edebilmek için çok özenli bir çalışma yapıldı. Bu sayede orijinal Kutsal Yazıların güzel ve canlı üslubu büyük oranda korunmakla kalmadı, aynı zamanda okuyucuların Tanrı’nın Sözünü çok daha iyi anlaması da mümkün oldu.

Örneğin Romalılar 13:1 ayetini ele alalım. Pavlus orada İsa’nın takipçilerini “baştaki yetkililere,” yani dünyevi yönetimlere ‘boyun eğmeye’ teşvik ediyordu. Birçok çeviride, ayetin devamında bu yönetimler hakkında “Tanrı tarafından tanzim olunmuştur” veya “Tanrı atamıştır” deniyor (Kitabı Mukaddes; İncil—Çağdaş Türkçe Çeviri). Bazı hükümdarlar bu tür çevirileri kendi zorba yönetimlerini haklı çıkarmak için kullandılar. Fakat metni kelimesi kelimesine çeviren ve anlamını doğrulukla aktaran New World Translation’da bu ayet şöyledir: “Bulundukları farklı (dipnot: ya da “göreceli”) konumlara gelmelerine Tanrı izin vermiştir.” * Böylece, dünyevi yöneticileri Tanrı’nın seçmediği, ancak insanların birbirlerine göre farklı –ama her zaman Kendisinden aşağı– konumlara gelmelerine izin verdiği anlaşılabilir.

New World Translation’da Yunanca fiillerin incelikleri de aktarılmaya çalışıldı. Günümüz dillerinin birçoğunda, eylemlerin zamanının geçmiş mi, şimdi mi, yoksa gelecek mi olduğunu anlatabilmek için fiil çekimleri vardır. Yunancadaysa, fiillerin biçiminden eylemin türü de, yani anlık, tamamlanmış ya da devamlı olup olmadığı da anlaşılır. Örneğin İsa’nın Matta 6:33’teki sözlerini ele alalım. “Arayıp yer vermek” anlamındaki Yunanca fiil, süregiden bir eylem fikrini verir. Dolayısıyla İsa’nın sözlerinin tam anlamı şöyle tercüme edildi: “Tanrı’nın krallığına ve O’nun istediği doğruluğa yaşamınızda daima ilk yeri verin; o zaman tüm bu şeyler de size verilecektir.” Aynı şekilde Matta 7:7 de şöyle tercüme edildi: “Dilemeye devam edin, size verilecektir; aramaya devam edin, bulacaksınız; kapıyı çalmaya devam edin, size açılacaktır” (Ayrıca Romalılar 1:32’ye bakın).

New World Translation’da kilit terimlerin tutarlı biçimde tercüme edilebilmesi için büyük çaba harcandı. Örneğin Yunanca psykhe sözcüğü Türkçe çeviride bağlamın izin verdiği ölçüde, “can” olarak tercüme edilmiştir. Böylece, Kutsal Yazıları ilhamla kaleme alanların psykhe sözcüğünü nasıl kullandığı ve ona hangi anlamları yükledikleri büyük ölçüde aydınlanmıştır. Okuyucu, dinsel teorilerdekinin tersine, canın ölümsüz olmadığını kolayca anlayabilir. Can yok olabilir, ölebilir (Matta 2:20; Markos 3:4; Luka 6:9; 17:33).

Tanrı’nın Sözü Dünyanın Her Yerine Ulaştırılıyor

Türkçede Yunanca Kutsal Yazıların çıkması sadece bir başlangıçtır. Zamanla tüm Mukaddes Kitabın tercüme edilmesi için planlar yapılıyor. Peki okuyucular Türkçe çevirinin İngilizceyle aynı derecede doğru ve tutarlı olacağından emin olabilirler mi?

Evet, olabilirler. Çünkü Watch Tower Society tercüme işini titizlikle denetliyor. Hikmetle davranılarak, Mukaddes Kitabın yabancı dillere çevirileri için en iyi yöntemin, ekip çalışması olduğuna karar verildi. Böylece birçok ülkede Mukaddes Kitap çeviri ekipleri kuruldu. Bu ekiplerin ihtiyaçlarını karşılamak, sorularını yanıtlamak ve New World Translation’ın farklı dillerdeki çevirileri arasında uyum sağlamak amacıyla, Watch Tower Society’nin Brooklyn’deki (New York) merkez bürosunda Tercüme Hizmetleri departmanı kuruldu. Ayrıca Watch Tower Society Mukaddes Kitap çevirmenlerine yardım etmek için çok yararlı bir bilgisayar programı geliştirdi. Şu kesindir ki, çeviri işi için hâlâ büyük bir insan çabası gerekiyor. Fakat bilgisayarlar sayesinde çeviri ekiplerinin yüce hedeflerine erişmeleri, yani New World Translation’ı İngilizcesiyle aynı doğruluk ve tutarlılıkla tercüme etme işleri büyük oranda kolaylaştı. Kullanılan tercüme programının, her İbranice ve Yunanca sözcüğün İngilizceye nasıl çevrildiğini göstermek gibi birçok özelliği var. Bu, çevirmenlerin kendi dillerinde uygun sözcüğü seçebilmeleri için çok büyük bir yardımdır.

Bu düzenlemelerin başarısı sonuçlarından kolayca görülebilir. New World Translation of the Christian Greek Scriptures’ı, yani Türkçe Kutsal Metinler—İncil çevirisini lütfen inceleyin. Kutsal Metinler—İncil çevirisini bu derginin yayımcılarından edinebilirsiniz. Ayrıca bu çevirinin birçok özelliğini beğeneceksiniz: Dili net ve okunması kolaydır; bildiğiniz ayetleri daha çabuk bulmanıza yardım eden sıralı başlıklar vardır; ayrıca ayrıntılı haritalar ve ilgi çekici bir Ek kısmı bulunuyor. En önemlisi de, bu Mukaddes Kitabı, bizzat Tanrı’nın söylediği sözlerin günlük dile doğru ve tam bir şekilde aktarıldığına güvenerek okuyabilirsiniz.

[Dipnotlar]

^ p. 9 New American Standard Bible’ın göndermeli baskısının (1971) kapağında da benzer şekilde şöyle yazması ilginçtir: “Hiçbir bilginin ismini başvuru veya tavsiye kaynağı olarak kullanmadık, çünkü Tanrı’nın Sözünün kendi özelliklerine göre değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz.”

^ p. 13 Yeni Ahit diye adlandırılan kısımda, İbranice Kutsal Yazılardan yapılan alıntılarda Yunanca Septuagint çevirisinin temel alındığı doğrudur. Septuagint’in daha sonraki kopyalarında Tanrı’nın ismi geçmediğinden birçok bilgin bu ismin Yunanca Kutsal Yazılardan da çıkarılması gerektiğini ileri sürüyor. Ancak Septuagint’in var olan en eski kopyalarında Yehova ismi orijinal İbranice biçimiyle geçiyor. Bu, Yehova ismine Yunanca Kutsal Yazılarda tekrar yer verilmesine güçlü bir destek sağlıyor.

^ p. 17 G. Abbott-Smith tarafından hazırlanmış A Manual Greek Lexicon of the New Testament’a ve Liddell ve Scott tarafından hazırlanmış A Greek-English Lexicon’a bakın. Bu ve diğer güvenilir kaynaklara göre, bu ayette geçen Yunanca terimin sözcük anlamı “sıraya koymak, düzene sokmak”tır.

[Sayfa 24, 25’teki resimler]

New World Translation’ın özellikleri:

Orijinal Yunancayı güncel ve basit bir dilde, olabildiğince doğru şekilde ve kelimesi kelimesine tercüme edebilmek için çok özenli bir çalışma yapıldı

[Tanıtım notu]

Manchester John Rylands Üniversitesi Müdürünün ve Üniversite Kütüphanecisinin izniyle

Kolay okunur bir baskı olması sayesinde zevkle okunur

Sıralı başlıklar, bildiğiniz ayetleri daha çabuk bulmanıza yardım eder

Ayrıntılı haritalar, okuyucuların Mukaddes Kitapta adı geçen yerlerin coğrafyasını daha iyi tanımasına yardım eder

[Sayfa 23’teki resim]

Elçi Pavlus gibi Mukaddes Kitabı kaleme alan kişiler yazılarını günlük dilde yazdılar

[Sayfa 26’daki resim]

“New World Translation”ın net olarak anlaşılması, iyi haberi duyururken çok işe yarıyor