İçeriğe geç

İçindekiler kısmına geç

Bir Biyokimyacıyla Söyleşi

Bir Biyokimyacıyla Söyleşi

Bir Biyokimyacıyla Söyleşi

ŞU ANDA Lehigh Üniversitesi’nde (Pennsylvania, ABD) biyokimya profesörü olan Michael J. Behe 1996’da Darwin’in Kara Kutusu: “Evrim Teorisi”ne Karşı Biyokimyasal Zafer başlıklı bir kitap yayımladı. Uyan! dergisinin “Nasıl Var Olduk? Rastlantıyla mı, Tasarımla mı?” başlıklı Eylül 1997 tarihli sayısında, Behe’nin kitabından alıntıların yer aldığı bir dizi makale yayımlandı. Darwin’in Kara Kutusu kitabı yayımlandıktan sonraki son on yılda evrimci bilim adamları Behe’nin ortaya attığı iddialara karşılık vermeye çalıştılar. Eleştirmenler Behe’yi, dinsel inancının (kendisi Katoliktir) bilimsel yargı yeteneğini köreltmesine izin vermekle suçladılar. Başkaları da onun yürüttüğü mantığın bilimsel olmadığını ileri sürdüler. Uyanış! dergisi, görüşlerinin neden bu kadar tartışmaya yol açtığını öğrenmek için Profesör Behe’yle söyleşi yaptı.

UYANIŞ!: NEDEN YAŞAMIN AKILLI TASARIMI KANITLADIĞINI DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

PROFESÖR BEHE: Karmaşık şekilde işleyen bir düzen gördüğümüz her seferinde bunun tasarlandığı sonucuna varıyoruz. Örneğin her gün kullandığımız makineleri düşünün: çim biçme makinesi, araba ya da çok daha basit şeyler. Benim kullanmayı sevdiğim örneklerden biri fare kapanıdır. Bir fareyi yakalama işlevini yerine getirmek amacıyla bir araya getirilmiş farklı parçalar gördüğünüz için onun tasarlandığı sonucuna varırsınız.

Bilim, canlı organizmaların en küçük kısımları olan moleküllerin, organizmaları hayatta tutmak için nasıl işlediğini ortaya çıkaracak kadar ilerledi. Şaşırtıcı olarak bilim adamları moleküler seviyeye indiklerinde işleyen karmaşık makineler buldular. Örneğin canlı hücrelerin içinde, malzemeleri hücrenin bir tarafından öbür tarafına taşıyan küçük moleküler “kamyonlar” bulunuyor. Ayrıca bu “kamyonlara” sağa veya sola dönmesini söyleyen minik moleküler “işaret levhaları” da var. Bazı hücrelerin de onları sıvı içinde iten “dıştan takma motorları” var. Başka koşullarda, işleyen böyle karmaşık bir düzeni gören biri bunun tasarlandığı sonucuna varır. Darwin’in evrim teorisinin iddialarına rağmen bu karmaşıklığı başka şekilde açıklayamayız. Tutarlı olarak bu tür bir düzenin tasarıma işaret ettiği sonucuna vardığımızdan, bu moleküler sistemlerin de akıl sahibi biri tarafından tasarlandığını düşünmekte haklıyız.

UYANIŞ!: SİZCE MESLEKTAŞLARINIZIN ÇOĞU AKILLI TASARIMLA İLGİLİ DÜŞÜNCELERİNİZE NEDEN KATILMIYOR?

PROFESÖR BEHE: Birçok bilim adamı düşüncelerime katılmıyor, çünkü onlar akıllı tasarım düşüncesinin bilimdışı sonuçlara götürdüğünün, doğadan daha üstün bir şeye açıkça işaret ettiğinin farkındalar. Bu sonuç birçok insanı rahatsız ediyor. Oysa bana her zaman, bilimin, neye işaret ederse etsin her kanıtı izlemesi gerektiği öğretilmişti. Bence sırf varılan sonuç istenmeyen felsefi anlamlar taşıyor diye kanıtların açıkça gösterdiği bir şeyden geri çekilmek cesaretsizliktir.

UYANIŞ!: AKILLI TASARIM FİKRİNİ KABUL ETMENİN CEHALETİ KÖRÜKLEDİĞİNİ İLERİ SÜREN ELEŞTİRMENLERE NASIL KARŞILIK VERİYORSUNUZ?

PROFESÖR BEHE: Doğada bir tasarım olduğu sonucuna varmak cehaletten kaynaklanmaz. Bu sonuç bilmediklerimize değil, bildiklerimize dayanır. Darwin bundan 150 yıl önce Türlerin Kökeni kitabını yayımladığında hayat basit görünüyordu. Bilim adamları hücrenin, deniz çamurunda kendi kendine oluşabilecek kadar basit yapıda olduğunu düşünüyorlardı. Ancak bilim o zamandan beri hücrelerin muazzam ölçüde –21. yüzyılımızdaki makinelerden bile kat kat– karmaşık olduğunu keşfettiler. Bir işlevi olan bu karmaşıklık, bir amaç için yapılmış tasarıma işaret eder.

UYANIŞ!: BİLİM, EVRİMİN BAHSETTİĞİNİZ KARMAŞIK MOLEKÜLER MAKİNELERİ DOĞAL SEÇİLİM YOLUYLA YARATABİLECEĞİNE DAİR BİR KANIT BULDU MU?

PROFESÖR BEHE: Eğer bilimsel eserleri incelerseniz hiç kimsenin, evrimin bu kadar karmaşık moleküler makineleri nasıl oluşturduğunu açıklayan ciddi bir girişimde bulunmadığını göreceksiniz. Bunu ne deneysel olarak ne de ayrıntılı bilimsel bir model geliştirerek yaptılar. Kitabım yayımlandığından beri geçen son 10 yılda Ulusal Bilimler Akademisi ve Amerikan Bilim Geliştirme Derneği gibi birçok bilimsel teşkilat, yaşamın akıllı tasarımı kanıtladığı fikrinden uzak durmak için ellerinden geleni yapmayı üyelerinden sürekli talep etmesine rağmen ortada böyle bir girişim yoktur.

UYANIŞ!: BİTKİLERİN VEYA HAYVANLARIN BAZI ÖZELLİKLERİNE İŞARET EDEREK ONLARIN EKSİK ŞEKİLDE TASARLANDIĞINI İDDİA EDENLERE NASIL BİR CEVAP VERİYORSUNUZ?

PROFESÖR BEHE: Bir canlıdaki bazı özelliklerin amacının bilinmemesi onların önemli bir rol oynamadığı anlamına gelmez. Bir zamanlar, körelmiş olarak görülen organların, insan vücudunun ve diğer canlıların eksik tasarlandığını gösterdiği düşünülüyordu. Örneğin körelmiş organlar oldukları sanıldığından apandis ve bademcikler önceleri ameliyatla alınıyordu. Ancak sonradan bunların bağışıklık sisteminde önemli bir rol oynadığı ortaya çıktı ve artık körelmiş organlar olarak görülmemeye başlandı.

Akılda tutulması gereken bir başka nokta şudur: Görünüşe göre biyolojide bazı şeyler tesadüfen olmaktadır. Fakat arabamda bir darbe izi olması veya lastiğinin patlak olması arabanın veya lastiğin tasarlanmamış olduğu anlamına gelmez. Benzer şekilde biyolojide bazı şeylerin tesadüfen olması, son derece gelişmiş, karmaşık yaşam makinesinin de tesadüfen meydana geldiği anlamına gelmez. Böyle bir iddia hiç mantıklı değil.

[Sayfa 12’deki pasaj]

“Bence sırf varılan sonuç istenmeyen felsefi anlamlar taşıyor diye kanıtların açıkça gösterdiği bir şeyden geri çekilmek cesaretsizliktir”