İçeriğe geç

İçindekiler kısmına geç

Dedikoduyu Nasıl Engelleyebilirim?

Dedikoduyu Nasıl Engelleyebilirim?

Gençler Soruyor . . .

Dedikoduyu Nasıl Engelleyebilirim?

“Bir keresinde gittiğim bir partinin ertesi günü, oradaki erkeklerden biriyle cinsel ilişkiye girdiğime dair söylentiler yayıldı. Bu elbette ki doğru değildi!” (Banu). *

“Bazen birileriyle çıktığıma dair söylentiler yayıldığını duyuyorum, üstelik hiç tanımadığım kişilerle! Dedikodu yapan insanların çoğu, duyduklarının gerçek olup olmadığını öğrenme zahmetine bile girmiyor” (Harun).

DEDİKODU, hayatına bir sinema filminde olduğundan daha çok entrika katabilir. 19 yaşındaki Aysun bunu iyi biliyor. O şunları diyor: “Sürekli hakkımda dedikodu yapılıyor. Hamile olduğum, birkaç kere kürtaj yaptırdığım, uyuşturucu sattığım, satın aldığım ve kullandığım hakkında söylentiler çıktı. İnsanlar benim hakkımda neden bu tür şeyler söylüyorlar? Gerçekten de en ufak bir fikrim bile yok!”

Yüksek Teknolojiyle Dedikodu

Ana baban senin yaşlarındayken herhalde dedikodu ağızdan ağıza yayılıyordu. Bugün ise dedikodu teknoloji yoluyla yayılıyor. E-posta ve hızlı mesajlaşma yöntemlerine sahip kötü niyetli kişiler, ağızlarından tek bir söz bile çıkmadan iyi adını lekeleyebilirler. Kötü niyetle başlatılmış bir söylentiyi onlarca meraklı kişiye yollamak için sadece birkaç tuşa basmak yeterlidir.

Bazılarına göre internet, dedikodu için en çok tercih edilen araç olan telefonun yerini alma yolunda hızla ilerliyor. Bazı durumlarda sırf birilerini küçük düşürmek için Web siteleri kuruluyor. Bloglar ise daha yaygın çapta kullanılıyor; kişisel günlüklerin yer aldığı bu Web sitelerinde açıkça söylenemeyecek kadar çirkin dedikodular yer alıyor. Gerçekten de, yapılan bir araştırmada gençlerin yüzde 58’i, internette kendileri hakkında yazılan kırıcı yazıların hedefi olduğunu söyledi.

Fakat başkaları hakkında konuşmak her zaman kötü müdür?

Masum Dedikodu Olabilir mi?

Doğru mu yanlış mı?

Başkaları hakkında konuşmak her zaman kötüdür. Doğru Yanlış

Doğru cevap nedir? Eğer “başkaları hakkında konuşmak” senin için sıradan bir sohbet anlamına geliyorsa, bunun uygun olduğu durumlar olabilir. Zaten Mukaddes Kitap da bize “başkalarıyla da ilgilenmeye dikkat edin” der (Filipililer 2:4). Elbette bu, başkalarının işine burnumuzu sokabileceğimiz anlamına gelmez (1. Petrus 4:15). Fakat günlük sohbetlerde genellikle yararlı bilgiler elde ederiz; örneğin kimin evleneceği, kimin bebek sahibi olduğu ya da kimin yardıma ihtiyacı olduğu gibi konularda konuşuruz. Gerçek şu ki, başkaları hakkında asla konuşmuyorsak onlarla ilgilendiğimizi de söyleyemeyiz.

Fakat sıradan sohbetler kolaylıkla dedikoduya dönüşebilir. Örneğin, “Onur ve Didem uyumlu bir çift olurdu” gibi masumane bir söz, bir başka seferinde “Onur ve Didem uyumlu bir çift oldu” şeklinde söylenebilir. Oysa Onur ve Didem’in, aralarında olduğu sanılan romantik ilişkiden haberleri bile yoktur. ‘Bu o kadar da ciddi bir sorun değil’ diyebilirsin. Elbette sen onların yerinde olmadığın sürece!

On sekiz yaşındaki Şule bu tür bir dedikodunun kurbanı oldu ve bu yüzden çok incindi. O şunları diyor: “Bu beni kızdırdı ve başkalarına olan güvenim sarsıldı.” 19 yaşındaki Jale de benzer bir durumdaydı. O “Çıktığımıza dair söylenti yayılan arkadaşımdan en sonunda uzak durmaya başladım” diyor. “Fakat biz arkadaş olduğumuzdan bu haksızlıktı. Hakkımızda söylenti çıkmadan, normal arkadaşlar gibi konuşabilmemiz gerekiyordu.”

Dedikodunun geniş çapta birçok olumsuz etkisi olduğu açıkça görülüyor. Yine de bu yüzden incinen birçok insan kendisinin de dedikodu yaptığını kabul edecektir. Aslında başkalarını kötüleyen konuşmalara katılmak insana çok çekici gelebilir. Peki neden? 18 yaşındaki Kerem “bu bir kaçış yolu” diyor. “İnsanlar kendilerinkinden çok başkalarının sorunlarıyla ilgilenmeyi tercih ediyorlar.” O halde başkaları hakkında yapılan zararsız sohbetler dedikoduya dönüşürse ne yapabilirsin?

Sohbeti Dikkatlice Yönlendir!

Trafiğin yoğun olduğu bir otobanda araba sürmenin ne büyük beceri gerektireceğini bir düşün. Beklenmedik anda şerit değiştirmeni, yol vermeni ya da tamamen durmanı gerektirecek bir durum baş gösterebilir. Eğer dikkatliysen ve güvenliğini düşünüyorsan, önünde neler olduğunu görebilir ve buna uygun şekilde davranabilirsin.

Benzer durumlar sohbet ederken de geçerlidir. Bir sohbet dedikoduya doğru kayıyorsa bunu genellikle fark edebilirsin. Böyle bir şey olduğunda ustalıkla başka bir şeride geçebilir, yani konuyu değiştirebilir misin? Eğer bunu yapmazsan, şunu bil ki dedikodu gerçekten zarar verebilir. Harun “Bir kız hakkında onun erkek delisi olduğu gibi pek de hoş olmayan şeyler söyledim ve bu onun kulağına gitti” diyor ve şunları ekliyor: “Gelip benimle konuştuğunda, düşüncesizce söylediğim sözlerden dolayı ne kadar incindiği belliydi; o anki ses tonunu asla unutmayacağım. Aramız düzeldi fakat birilerini bu şekilde incittiğimden dolayı kendimi çok kötü hissettim.”

Dedikoduya kayan bir sohbete son vermenin cesaret gerektirdiği doğrudur. Fakat 17 yaşındaki Ceyda şuna dikkat çekiyor: “Sözlerinize dikkat etmelisiniz. Eğer güvenilir bir kaynaktan duymadıysanız yalanlar yayıyor olabilirsiniz.”

Mukaddes Kitapta yer alan şu ilkeleri uygulamak dedikodudan kaçınmanı sağlayacaktır:

“Söz çokluğunda hata eksik olmaz; fakat dudaklarını tutan akıllı davranır” (Süleyman’ın Meselleri 10:19). Ne kadar çok konuşursan sonradan pişman olacağın şeyler söyleme ihtimalin o kadar artar. Sonuçta, çok konuşan biri olarak tanınmaktansa sessiz bir dinleyici olarak tanınmak daha iyidir.

“Salihin yüreği cevap vermek için derin düşünür; fakat kötülerin ağzı şer akıtır” (Süleyman’ın Meselleri 15:28). Konuşmadan önce düşün!

“Birbirinize doğruyu söyleyin” (Efesoslular 4:25). Başka biriyle paylaşmadan önce, bildiklerinin gerçeklere dayandığından emin ol.

“İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın” (Luka 6:31). Birileri hakkında gerçekten doğruyu biliyor olsan bile bunu başkasına anlatmadan önce kendine şunu sor: ‘Bu kişinin yerinde ben olsaydım ve benim hakkımdaki bu gerçekleri birileri açığa vursaydı neler hissederdim?’

“Üzerimizde yapıcı etkisi olan ve barışa katkıda bulunan şeylerin peşinde olalım” (Romalılar 14:19). Bir bilgi gerçeklere dayansa bile eğer yapıcı bir değeri yoksa zarar verebilir.

“Hedefiniz sessiz sakin bir yaşam sürmek, başkasının işine karışmadan kendi geçiminizi sağlamak olsun” (1. Selanikliler 4:11). Başkalarının işine karışmakla meşgul olma. Zamanını kullanmanın çok daha iyi yolları var.

Sen Dedikodu Kurbanı Olduğunda

Dili kontrol etmek ve başkaları hakkında dedikodu yapmaktan kaçınmak gerektiğini kabul edebilirsin. Fakat senin hakkında dedikodu yapıldığında konu senin için çok daha ciddi hale gelebilir. Kötü niyetli bir dedikodunun kurbanı olan 16 yaşındaki Cansu şunları diyor: “Bir daha hiç arkadaşım olmayacağını düşündüm. Uyuyana kadar ağladığım geceler oluyordu. Adım tamamen lekelenmiş gibi hissediyordum.”

Peki asılsız söylentilerin kurbanı olursan ne yapabilirsin?

Söylenenlerin ardına bak. İnsanları dedikodu yapmaya neyin ittiğini anlamaya çalış. Bazıları bunu başkaları arasında çok bilgili gibi görünmek ve popüler olmak için yapar. 14 yaşındaki Duygu “İnsanların onları çok gözde kişiler olarak görmelerini istiyorlar ve bu yüzden başkaları hakkında konuşuyorlar” diyor. Güvensizlik bazı gençlerin sırf kendilerini daha iyi hissetmek için başkalarını küçümsemesine neden olabilir. 17 yaşındaki Rana bunun bir başka nedenine dikkat çekiyor: “İnsanlar can sıkıntısından hayatı daha ilginç hale getirmek için bir anlaşmazlık yaratmak istiyorlar ve söylenti yaymaya başlıyorlar.”

Duygularını kontrol et. Hakkında çıkan dedikodudan dolayı incinen, bu nedenle duyduğu utancı ve kırgınlığı kontrol edemeyen biri sonradan pişman olacağı bir tepki verebilir. Süleyman’ın Meselleri 14:17 “Çabuk öfkelenen akılsızlık eder” der. O kadar kolay olmayabilirse de, böyle bir durumla karşılaştığında en iyisi kendini tutmak için özel bir çaba harcamaktır. Eğer bunu yaparsan, hakkında dedikodu yapan kişiyle aynı tuzağa düşmekten kaçınmış olacaksın.

Asıl niyeti ayırt et. Kendine şunları sor: ‘Söylenenlerin benim hakkımda olduğuna emin miyim? Bu bir dedikodu mu yoksa ciddi bir yanlış anlaşılma mı? Fazla mı hassasım?’ Elbette dedikodu yapmanın mazereti olamaz. Yine de, aşırı tepki göstermek sana hakkında yapılan dedikodudan çok daha büyük zarar verebilir. O halde sen de Rana’ya yardımı olan bakış açısını edinmeye ne dersin? O şunları diyor: “Birileri benim hakkımda kötü şeyler söylediğinde genellikle kırılsam da, bu durumu fazla ciddiye almamaya çalışıyorum. Ne de olsa, bir sonraki hafta muhtemelen başka birileri ya da farklı şeyler hakkında konuşuyor olacaklar.” *

En İyi Savunma

Mukaddes Kitapta da yazdığı gibi “hepimiz birçok kez hata yaparız”, ayrıca “Konuşurken hataya düşmeyen kimse, bütün bedenine gem vurabilen kusursuz biridir” (Yakub 3:2). Bu nedenle hakkımızda söylenen her sözü ciddiye almak pek de akıllıca olmayacaktır. Vaiz 7:22 şunu der: “Senin yüreğin de bilir ki, sen de çok kereler başkalarına sövdün.”

Dedikodu kurbanı olduğunda, yapabileceğin en etkili savunma iyi davranışlarındır. İsa şöyle dedi: “Hikmet kendi işleriyle haklı çıkar” (Matta 11:19). O halde arkadaşça ve sevgi dolu tutumunu korumaya gayret et. Bunun dedikoduları ne kadar çabuk durdurduğunu ya da en azından sonuçlarına dayanmana nasıl yardım ettiğini gördüğünde şaşırabilirsin.

Başka “Gençler Soruyor . . .” makalelerini www.watchtower.org/ype adresinde İngilizce olarak bulabilirsiniz.

[Dipnotlar]

^ p. 3 Bu makaledeki isimler değiştirilmiştir.

^ p. 33 Bazı durumlarda dedikodu yapan kişiyle nazik şekilde konuşmanın bir yolunu bulmak hikmetli bir davranış olabilir. Fakat ‘sevgi birçok günahı örttüğünden,’ çoğu zaman bunu yapmaya gerek yoktur (1. Petrus 4:8).

ŞUNLARI DÜŞÜN

▪ Başkaları hakkında dedikodu yaymaktan nasıl sakınabilirsin?

▪ Eğer birileri senin hakkında dedikodu yaparsa buna nasıl karşılık vereceksin?