İçeriğe geç

İçindekiler kısmına geç

Doğa Hayranlık Uyandırıyor!

Doğa Hayranlık Uyandırıyor!

Doğa Hayranlık Uyandırıyor!

BİLİMSEL araştırmalar, evrenin işleyişinin çok daha iyi anlaşılmasını sağladı. İnsanoğlunun, evrendeki en küçük yapı taşından uzayın muazzam derinliğine kadar birçok konuda anlayışının arttığı bir gerçek. Yine de öğrenecek daha pek çok şeyin olduğunu bilmek akıllara durgunluk veriyor.

Yeryüzünde yaşayan bizler, uçsuz bucaksız evrenin sadece çok küçük bir kısmını işgal ediyoruz. Yine de yaşadığımız bu küçük gezegende bile doğa bizi kendine hayran bırakan son derece karmaşık ve güzel şeylerle dolu; şahane bir çiçek, nefes kesen bir manzara, harikulade tüyleriyle bir kuş, bir kelebeğin kanatları, göz alıcı bir gün batımı ya da sevdiğimiz birinin bize gülümsemesi gibi.

Birçok insan, evrende zekâ sahibi bir “İlk Neden”in varlığına inanmak için yeterince kanıt buluyor. Onlar yaşamın sürmesi için fizik yasalarında çok ince ayarlar olması gerektiğini söylüyor. Eğer evren şimdikinden çok küçük bir farkla kurulmuş olsaydı yaşam imkânsız olacaktı. Oysa yaşam muhteşem bir çeşitlilikle her yanımızı sarıyor.

Evrenbilimci Paul Davies, evrende süregelen değişimi bir tiyatro oyununa benzeterek: “Sanki her şeyin tutarlı olarak planlandığı bir senaryo var” diyor ve şunu ekliyor: “Evren sadece rastlantı eseri yan yana gelen olayların sonucu değil, matematik yasalarının ustalıkla birleştirilmesi sonucu ortaya çıkmıştır.” Bilim insanlarından bazıları Davies’e katılıyor. Başkaları ise farklı düşünüyor.

Örneğin, Nobel ödüllü fizikçi Steven Weinberg görüşünü şöyle açıkladı: “Evren kavranabilir göründüğü ölçüde amaçtan yoksun da görünüyor.” Fakat ilginç olarak şunları da ekliyor: “Bazen doğa gereğinden çok daha güzel görünüyor.  . . Bütün bu güzelliğin bir şekilde bizim yararımız için yapıldığını düşünmekten insan kendini alamıyor.”

Peki bu iki görüşten hangisi doğru? Eğer evrenin ince bir ayarı varsa, bunu yapan bir Usta, Tasarımcı ya da Yaratıcı olması ve bunu da bir amaçla yapmış olması gerekmez mi? Yaşamımızın ve evrenimizin bir amacı var mı? Yoksa yeryüzündeki varlığımız plansız ya da amaçsız bir fiziksel sürecin sonucu mu? Sonraki makaleler bu soruları ele alacak.