İçeriğe geç

İçindekiler kısmına geç

‘Zihni Ruhla Meşgul Etmek Yaşam ve Barış Demektir’

‘Zihni Ruhla Meşgul Etmek Yaşam ve Barış Demektir’

“Ruhun isteklerine göre yaşayanların aklı . . . . ruha özgü şeylerdedir” (ROM. 8:5).

İLAHİLER: 57, 52

1, 2. Romalılar kitabının 8. bölümü neden özellikle meshedilmiş Hıristiyanları ilgilendirir?

ANMA YEMEĞİ döneminde Romalılar 8:15-17’yi muhtemelen okumuşsunuzdur. Bu önemli kısım, bir Hıristiyanın meshedilmiş olduğunu nasıl anlayabileceğini açıklar. Bölümün ilk ayeti ‘Mesih İsa’yla birlik içinde olanlardan’ bahseder. Peki Romalılar kitabının 8. bölümü sadece meshedilmişleri mi ilgilendirir? Yoksa yeryüzünde yaşamayı ümit eden Hıristiyanlar da bu bölümden yarar görebilir mi?

2 Romalılar kitabının 8. bölümü özellikle meshedilmiş Hıristiyanlar için yazılmıştır. Onlar ‘evlat edinilmeyi ve [fiziksel] bedenlerinden kurtulmayı özlemle bekleyen’ kişiler olarak ‘ruhu’ alırlar (Rom. 8:23). Evet, gelecekte onlar gökte Tanrı’nın oğulları olacaklar. Bunu mümkün kılan, Tanrı’nın fidyeye dayanarak günahlarını bağışlaması ve onları ruhi oğulları olmak üzere aklamasıdır (Rom. 3:23-26; 4:25; 8:30).

3. Romalılar kitabının 8. bölümü neden yeryüzünde yaşama ümidine sahip kişileri de ilgilendirir?

3 Bununla birlikte Romalılar kitabının 8. bölümü yeryüzünde yaşama ümidine sahip kişileri de ilgilendirir, çünkü Tanrı onları da bir anlamda aklar, yani doğru kişiler olarak görür. Bunu, Romalılar kitabının daha önceki bir bölümünden anlıyoruz. 4. bölümde Pavlus İbrahim’den söz eder. Bu imanlı adam, İsa günahlarımız için ölmeden, hatta Musa Kanunu verilmeden önce yaşamıştı. Yine de Yehova İbrahim’i göze çarpar imanından dolayı doğru bir kişi saydı (Romalılar 4:20-22’yi okuyun). Yehova bugün de yeryüzünde sonsuza dek yaşama ümidi olan imanlı Hıristiyanları doğru kişiler sayar. Dolayısıyla Romalılar kitabının 8. bölümünde doğru kişilere verilen öğütlerden onlar da yararlanabilir.

4. Romalılar 8:21’i okuduğumuzda kendimize hangi soruları sormalıyız?

4 Romalılar 8:21’de yeni dünyanın kesinlikle geleceğine dair bir güvence yer alır. Orada şöyle der: “Yaratılanlar yozlaşmanın kölesi olmaktan kurtarılacak, onlar da Tanrı çocuklarının görkemli özgürlüğüne kavuşacak.” Peki siz orada olacak ve bu ödülü alacak mısınız? Kendinizi orada görüyor musunuz? Romalılar kitabının 8. bölümü yeni dünyada olmamıza yardım edecek öğütler verir.

“ZİHNİ BEDENLE MEŞGUL ETMEK”

5. Romalılar 8:4-13’te Pavlus hangi ciddi konuyu ele aldı?

5 Romalılar 8:4-13’ü okuyun. Romalılar kitabının 8. bölümü ‘bedenin istekleriyle uyumlu’ yaşayan kişilerle “ruhla uyumlu” yaşayan kişileri karşılaştırır. Bazıları bu ayetlerde Hıristiyan olan kişilerle olmayanların karşılaştırıldığını düşünebilir. Fakat Pavlus bu sözleri ‘Roma’da bulunan, kutsal olmaya çağrılmış, Tanrı’nın sevdiklerine’ hitaben yazdı (Rom. 1:7). Dolayısıyla o, bedenin istekleriyle uyumlu yaşayan Hıristiyanlar ile ruhla uyumlu yaşayan Hıristiyanlar arasındaki zıtlığa dikkat çekiyordu. Peki onların arasında nasıl bir zıtlık vardı?

6, 7. Romalılar 8:4-13’te Pavlus “beden” sözcüğünü hangi anlamda kullanmıştır?

6 İlk olarak “beden” sözcüğünün anlamına bakalım. Pavlus bu sözcükle ne demek istedi? Kutsal Kitapta “beden” sözcüğü farklı anlamlarda kullanılır. Bazen fiziksel bedene atfeder (Rom. 2:28). Orijinal Yunanca metinde “beden” sözcüğü bazen de akrabalık ilişkisini anlatır (Rom. 1:3; 9:3).

7 Romalılar 8:4-13’te ise Pavlus “beden” ifadesiyle beden arzularını kasteder. Bu nedenle Yeni Dünya Çevirisi’nde 4 ve 5. ayetlerde bu sözcük ‘bedenin istekleri’ olarak tercüme edilmiştir. Romalılar 7:5 ayeti de bu konuda bize ışık tutar. Orada şöyle okuruz: ‘Biz beden arzularına uyarak yaşarken, günahkâr tutkular, uzuvlarımızda etkisini gösteriyordu.’ Pavlus bu ayette “beden arzularına uyarak” yaşayan kişilerin, günahkâr arzularına odaklanan ve bu arzular doğrultusunda istedikleri her şeyi yapan kişiler olduğunu açıklar. Böyle kişilerin çoğu, cinsel arzular da dahil olmak üzere isteklerinin, dürtülerinin ve tutkularının peşinden giderler.

8. Pavlus’un, meshedilmiş Hıristiyanları ‘bedenin isteklerine göre yaşamaya’ karşı uyarması neden yerindeydi?

8 Pavlus neden meshedilmiş Hıristiyanları ‘bedenin isteklerine göre yaşamaya’ karşı uyarmıştı? Böyle bir tehlike Tanrı’nın dost olarak kabul ettiği ve doğru saydığı günümüzdeki Hıristiyanlar için de geçerli mi? Ne yazık ki her Hıristiyan günahkâr bedenin isteklerine göre yaşama tuzağına düşebilir. Örneğin Pavlus Roma’daki bazı kardeşlerin “kendi beden arzularının köleleri” olduğunu yazmıştı. Belki de bu kişiler cinsel arzularının ya da yeme içme gibi zevklerinin kölesi haline gelmişti. Onlardan bazıları ‘saf kişilerin gönlünü çeliyordu’ (Rom. 16:17, 18; Filip. 3:18, 19; Yahd. 4, 8, 12). Korintos’ta da bir birader ‘babasının karısıyla birlikteydi’ (1. Kor. 5:1). Dolayısıyla Tanrı’nın, Pavlus aracılığıyla Hıristiyanları ‘zihni bedenle meşgul etmeye’ karşı uyarması yerindeydi (Rom. 8:5, 6).

9. Pavlus’un Romalılar 8:6’daki uyarısı ne anlama gelmez?

9 Bu uyarı bugün de aynı ölçüde geçerlidir. Tanrı’ya uzun yıllardır hizmet eden bir Hıristiyan bile ‘zihnini bedenle meşgul etmeye’ başlayabilir. Elbette bir Hıristiyanın zaman zaman iş, yemek, dinlenme, hatta eşiyle arasındaki romantik ilişki üzerinde düşünmesi bunun kapsamına girmez. Bunlar hayatın parçası olan şeylerdir. İsa da yemek yemekten keyif almıştı ve başkalarına yiyecek sağladığı zamanlar olmuştu. Ayrıca dinlenmenin bir ihtiyaç olduğunun farkındaydı. Pavlus da evlilikte cinsel ilişkinin uygun bir yeri olduğunu yazdı.

Konuşmalarınız zihninizin ruhla mı yoksa bedenle mi meşgul olduğunu gösteriyor? (10, 11. paragraflara bakın)

10. ‘Zihni meşgul etmek’ ne anlama gelir?

10 Pavlus ‘zihni meşgul etmek’ ifadesiyle ne kastetti? Pavlus’un kullandığı Yunanca sözcük “birinin zihnini ya da yüreğini bir şeye odaklaması, onun üzerinde düşünüp plan yapması anlamına gelir ve kişinin tutumuna dikkat çeker.” Zihnini bedenle meşgul eden kişiler yaşamlarını günahkâr yapılarının yönlendirmesine izin verirler. Bir bilgin Romalılar 8:5’te geçen bu ifade hakkında şöyle diyor: “Söz konusu kişiler zihinlerini bedene özgü şeylere odaklar, sürekli böyle şeyler hakkında konuşur, bunları yapar ve yapmaktan zevk alırlar.”

11. Neler hayatımızın odak noktası haline gelebilir?

11 Roma’daki Hıristiyanların, hayatlarının odak noktasını gözden geçirmeleri gerekiyordu. Belki de hayatları “bedene özgü şeyler” etrafında dönmeye başlamıştı. Biz de hayatımızı gözden geçirmeliyiz. En çok neyle ilgileniyoruz? Konuşmalarımız ne üzerinde yoğunlaşıyor? Hayatımızı en çok ne meşgul ediyor? Bazıları farklı şarap türlerini denemeye, evlerini dekore etmeye, yatırım yapmaya, yeni kıyafetler almaya ya da seyahat planları yapmaya odaklandıklarını fark edebilirler. Aslında bunlar özünde yanlış değildir. Örneğin İsa bir defasında suyu şaraba çevirmişti, Pavlus da Timoteos’a ‘biraz şarap içmesini’ söyledi (1. Tim. 5:23; Yuhn. 2:3-11). Peki İsa ve Pavlus sürekli şarap hakkında mı konuştu? Hayatlarındaki en önemli şey bu muydu? Hayır. Bizim için ne denebilir? Hayatımızdaki en önemli şey ne?

12, 13. Zihnimizi neyle meşgul ettiğimize neden dikkat etmeliyiz?

12 Kendimizi sınamamız çok önemlidir. Pavlus şöyle dedi: “Zihni bedenle meşgul etmek ölüm demektir” (Rom. 8:6). Bu konuya gereken önemi vermemek şimdi ruhi ölümümüze, gelecekte de fiziksel ölümümüze yol açabilir. Elbette bu, ‘zihnini bedenle meşgul etmeye’ başlayan birinin mutlaka öleceği anlamına gelmez. Böyle biri değişebilir. Korintos’ta bedeninin isteklerine göre yaşayıp ahlaksızlık yapan ve cemaatten çıkarılan o adamı düşünün. O değişti, beden arzularına uymayı bıraktı ve yeniden Yehova’ya hizmet etmeye başladı (2. Kor. 2:6-8).

13 Böyle biri bile değişebildiyse, bugün Yehova’nın standartları yerine beden arzularına göre yaşamaya başlamış bir Hıristiyan da değişebilir. Pavlus’un ‘zihni bedenle meşgul eden’ kişileri bekleyen son hakkında yaptığı uyarı, Hıristiyanları yaşamlarında gereken değişiklikleri yapmak üzere harekete geçirmeli.

“ZİHNİ RUHLA MEŞGUL ETMEK”

14, 15. (a) “Zihni bedenle meşgul etmek” yerine ne yapabiliriz? (b) “Zihni ruhla meşgul etmek” ifadesi ne anlama gelmez?

14 Pavlus bizi ‘zihni bedenle meşgul etmeye’ karşı uyardıktan sonra şu güvenceyi verdi: “Zihni ruhla meşgul etmek ise yaşam ve barış demektir.” Yaşama ve barışa sahip olmak bizim için gerçekten harika bir ödüldür. Peki bu ödüle nasıl erişebiliriz?

15 “Zihni ruhla meşgul etmek” kişinin gerçek hayattan elini eteğini çekmesi anlamına gelmez. Zihnini ruhla meşgul eden kişi, sadece Kutsal Kitap, Tanrı’ya duyduğu sevgi ve gelecekle ilgili ümidi üzerinde düşünen ve sırf bu konularda konuşan biri değildir. Pavlus’un ve birinci yüzyılda yaşamış başka imanlı kişilerin birçok açıdan normal bir yaşam sürdüğünü unutmayalım. Yemek içmek onların da hayatının bir kısmıydı. Birçoğu evlendi, aile kurdu ve geçimini sağlamak için çalıştı (Mar. 6:3; 1. Sel. 2:9).

16. Pavlus’un hayatının odak noktası neydi?

16 Ancak bu kişiler böyle uğraşları hayatlarının odak noktası haline getirmedi. Kayıt, Pavlus’un çadırcı olarak çalıştığına değindikten sonra hayatındaki en önemli uğraşa dikkat çeker: O düzenli olarak duyuru ve öğretim işine katıldı (Elçiler 18:2-4; 20:20, 21, 34, 35’i okuyun). Evet, Pavlus’un hayatının merkezinde ruhi faaliyetler vardı. Roma’daki iman kardeşleri onu örnek almalıydı, biz de bunu yapmalıyız (Rom. 15:15, 16).

17. ‘Zihnimizi ruhla meşgul edersek’ nasıl bir yaşama sahip olabiliriz?

17 Ruhi şeylere odaklanmaya devam edersek sonuç ne olur? Romalılar 8:6 buna şöyle cevap verir: “Zihni ruhla meşgul etmek . . . . yaşam ve barış demektir.” Bu, zihnimizi kutsal ruhun yönlendirmesine izin vermeyi ve düşüncelerimizi Tanrı’nın düşünceleriyle uyumlu hale getirmeyi gerektirir. Bunu yaparsak şimdiden doyum veren ve anlamlı bir yaşama, gelecekte de sonsuz yaşama sahip olacağız.

18. “Zihni ruhla meşgul etmek” nasıl barışla sonuçlanır?

18 Peki “Zihni ruhla meşgul etmek . . . . barış demektir” sözleri ne anlama gelir? Birçok kişi barış ve huzur elde etmek için umutsuzca uğraşırken biz gerçek bir iç huzuruna sahibiz. Ayrıca ailemizdekilerle ve cemaattekilerle barış dolu bir ilişkiye sahip olabiliyoruz. Hem kendimizin hem de iman kardeşlerimizin kusurlu olduğunun farkındayız. Bu nedenle bazen sorunlar yaşamamız doğaldır ve sorunlar çıktığında İsa’nın “Kardeşinle barış” öğüdünü uygularız (Mat. 5:24). Kardeşimizin de ‘barış veren Tanrı’ya’ hizmet ettiğini hatırlarsak bunu yapmamız kolaylaşır (Rom. 15:33; 16:20).

19. Hangi eşsiz nimete sahip olabiliriz?

19 ‘Zihnimizi ruhla meşgul edersek’ Yaratıcımızla da barış içinde oluruz. İşaya, hem kendi zamanında geçerli olan hem de bugün daha büyük çapta gerçekleşen şu sözleri kaydetti: “Kararlı tutuma sahip olanı Sen [Yehova] her zaman korursun, barış içinde olur; çünkü o Sana güvenir” (İşa. 26:3; Romalılar 5:1’i okuyun).

20. Romalılar kitabının 8. bölümündeki sözler için neden minnettarsınız?

20 İster gökte ister yerde yaşamayı ümit edelim Romalılar kitabının 8. bölümündeki sözlerden hepimiz yarar görebiliriz. Kutsal Kitap bizi ‘bedeni’ hayatımızın odak noktası haline getirmemeye teşvik ettiği için gerçekten minnettarız. ‘Zihni ruhla meşgul etmek yaşam ve barış demektir’ sözleriyle uyumlu yaşamanın yararını görüyoruz. Bunu yapmanın kalıcı bir ödülü olacak, çünkü Pavlus şöyle yazdı: “Günahın ödediği ücret ölümdür, Tanrı’nın verdiği armağan ise Efendimiz Mesih İsa aracılığıyla sonsuz yaşamdır” (Rom. 6:23).