Vakfınıza Uygun Yaşıyor musunuz?
Vakfınıza Uygun Yaşıyor musunuz?
“Her ne yaparsanız, insanlara değil, Rabbe yapar gibi candan işleyin.”—Koloseliler 3:24.
1. Sporcular kendilerini çalışmalarına nasıl adıyor ya da vakfediyorlar?
SPORCULAR performanslarının doruğuna nasıl ulaşırlar? Teniste, futbolda, basketbolda, beyzbolda, atletizmde, golfte veya başka herhangi bir spor dalında en iyiler, kendilerini tümüyle beden ve zihinlerini eğitmeye adayarak veya vakfederek doruğa ulaşır, böylece seçtikleri dalda mümkün olduğu kadar çok beceri kazanırlar. Onlar için öncelikli konu fiziksel ve zihinsel yönden formda olmaktır. “Vakf” terimini Mukaddes Kitaptaki anlamıyla düşündüğümüzde, aklımıza böyle bir kendini adama mı gelmeli?
2. Mukaddes Kitaptaki kullanımıyla “vakf” ne anlama gelir? Bir örnekle açıklayın.
2 Mukaddes Kitaptaki kullanımıyla “vakf” ne anlama gelir? “Kendini vakfetmek” olarak çevrilen İbranice bir fiil, “ayrı kalmak; ayrılmış olmak; geri çekilmek” anlamına gelir. * Eski İsrail’de Başkâhin Harun, vakfın kutsal bir işareti olarak sarığına, üzerinde İbranice “RABBE MUKADDES” sözcüklerinin yazılı olduğu saf altından yapılmış, parlak bir levha takardı. Bu levha, başkâhin için bir hatırlatıcı işlevi görürdü; o, kutsal mekâna saygısızlık anlamına gelebilecek herhangi bir şeyi yapmaktan kaçınmalıydı; çünkü vakfının işareti olan “Allahının mesh yağı tacı kendi üzerinde” idi.—Çıkış 29:6; 39:30; Levililer 21:12.
3. Vakfımız davranışlarımızı nasıl etkilemeli?
3 Bu bağlamda vakfın ciddi bir mesele olduğunu görebiliriz. Vakf, Tanrı’nın bir hizmetçisi olarak tanınmak üzere gönüllü olmayı içerir ve temiz davranışlar gerektirir. Dolayısıyla resul Petrus’un Yehova’nın “mukaddes olacaksınız, çünkü ben mukaddesim” sözlerini neden alıntıladığını anlayabiliriz. (I. Petrus 1:15, 16) İsa’nın takipçileri olan bizler, vakfımıza uygun yaşayarak sona kadar sadık kalmak üzere ciddi bir sorumluluk taşıyoruz. Acaba, İsa’nın bir takipçisinin vakfı neler içerir?—Levililer 19:2; Matta 24:13.
4. Vakf adımını nasıl attık; bu neye benzetilebilir?
4 Yehova Tanrı ve amaçları, İsa Mesih ve onun Tanrı’nın amacındaki rolüyle ilgili tam bilgi aldıktan sonra, tüm yüreğimiz, zihnimiz, benliğimiz ve gücümüzle Tanrı’ya hizmet etmek üzere kişisel bir karar verdik. (Markos 8:34; 12:30; Yuhanna 17:3) Hatta bu, kişisel bir adak, Tanrı’ya kendini kayıtsız şartsız adama olarak bile görülebilir. Vakfımız anlık bir hevesin değil, akıl yetimizi kullanarak duayla yaptığımız dikkatli bir değerlendirmenin sonucuydu. Dolayısıyla geçici bir karar değildi. Biz, tarlayı sürmeye başlayan ama daha sonra, çok emek istediği, hasat çok uzakta göründüğü ya da kesin olmadığı için onu yarıda bırakan bir kişi gibi olamayız. Teokratik sorumluluğu taşımak anlamında, ‘sabana el vurup’ her güçlüğe göğüs geren bazı örnekleri görelim.—Luka 9:62; Romalılar 12:1, 2.
Vakflarına Uygun Yaşamaktan Vazgeçmediler
5. Yeremya, kendini Tanrı’ya vakfetmiş bir hizmetçi olarak neden göze çarpan bir örnekti?
5 Yeremya’nın Yeruşalim’deki peygamberlik hizmeti 40 yıldan (MÖ 647-607) fazla bir süreyi kapsadı ve bu kolay bir görev değildi. O, yeteneklerinin sınırlı olduğunun farkındaydı. (Yeremya 1:2-6) Her gün, Yahuda’nın dikbaşlı insanlarıyla uğraşabilmek için cesarete ve tahammüle ihtiyacı vardı. (Yeremya 18:18; 38:4-6) Bununla birlikte, Yeremya, kendisini güçlendiren Yehova Tanrı’ya güvendi ve böylece kendini Tanrı’ya gerçekten vakfetmiş bir hizmetçi olduğunu kanıtladı.—Yeremya 1:18, 19.
6. Resul Yuhanna bize nasıl bir örnek bıraktı?
6 Ya sadık resul Yuhanna hakkında ne denilebilir? O, “Allahın sözü ve İsanın şehadeti” nedeniyle oldukça ileri bir yaşta ıssız Patmos adasına sürgün edildi. (Vahiy 1:9) Yuhanna yaklaşık 60 yıl İsa’nın bir takipçisi olarak tahammül etti ve vakfına uygun yaşadı. Yeruşalim’in Roma orduları tarafından yıkılmasından sonraki dönemi de yaşadı. Yuhanna, bir incil, ilham edilmiş üç mektup ve Vahiy kitabını yazma imtiyazına sahip oldu; o bu son kitapta Armagedon savaşını önceden gördü. Armagedon’un kendi yaşadığı dönemde gelmeyeceğini öğrendiğinde vazgeçti mi? Kayıtsızlığa düştü mü? Hayır, Yuhanna “vakit yakın” olsa da, gördüğü rüyetlerin daha sonraki bir tarihte gerçekleşeceğini bildiği halde ölümüne dek sadık kaldı.—Vahiy 1:3; Daniel 12:4.
Vakfına Uygun Yaşayan Çağdaş Örnekler
7. Bir birader İsa’nın takipçilerine özgü vakf konusunda nasıl mükemmel bir örnek sergiledi?
7 Çağımızda İsa’nın binlerce sadık takipçisi, Armagedon’u görecek kadar yaşamamalarına rağmen, vakflarına şevkle bağlı kaldılar. Onlardan biri İngiltere’den Ernest E. Beavor idi. O, II. Dünya Savaşının başlangıcında, 1939 yılında Şahit oldu ve başarılı bir basın fotoğrafçısıyken dolgun vakitli hizmetine başlamak üzere işini bıraktı. Tarafsızlığını koruduğundan, iki yıl hapiste kaldı. Ailesi onu vefayla destekledi ve üç çocuğu 1950’de dolgun vakitli vaizlik eğitimi almak üzere New York’ta Gilead programına katıldı. Birader Beavor vaizlik faaliyetinde o kadar gayretliydi ki, arkadaşları ona Armagedon Ernie diye hitap ederdi. O, vefayla vakfına uygun yaşadı ve 1986’da ölene dek Tanrı’nın Armagedon savaşının yakın olduğunu ilan etti. O, vakfını, Tanrı’yla bir süreliğine yaptığı bir sözleşme olarak görmedi. *—I. Korintoslular 15:58.
8, 9. (a) Franco rejimi sırasında birçok genç nasıl bir örnek oluşturdu? (b) Hangi soruların sorulması uygundur?
8 Eksilmeyen bir gayretle hizmetini sürdürmek konusunda başka bir örnek de İspanya’dan. Franco rejimi sırasında (1939-1975), kendini vakfetmiş yüzlerce genç Şahit tarafsızlık konusunda tavır aldı. Birçoğu on ya da daha fazla yılını hapishanelerde geçirdi. Hatta Jesús Martín adlı bir Şahit çeşitli aralıklarla toplam 22 yıl hapis hayatı yaşadı! O, Kuzey Afrika’da tutulduğu bir hapishanede ağır şekilde dövüldü. Bütün bunları yaşamak kolay değildi, ama o yine de uzlaşmayı reddetti.
9 Bu gençler, arka arkaya hapis cezalarına çarptırıldıkları için, serbest bırakılıp bırakılmayacakları konusunda çoğu zaman hiçbir bilgiye sahip olmadılar. Fakat, bütünlüklerini korudular ve tutuklu bulundukları sırada bile kutsal hizmet için duydukları şevk azalmadı. Sonunda 1973’te durum düzelmeye başladığında, o zaman 30’lu yaşlarının başlarında olan bu Şahitlerin birçoğu serbest bırakıldı. Hemen dolgun vakitli hizmete başladılar ve bazıları özel öncü, bazıları da seyahat eden nazır oldu. Onlar hapishanedeyken vakflarına uygun yaşadılar ve çoğu serbest bırakıldıktan sonra da bunu sürdürdü. * Ya bugün bizim için ne denebilir? Bu vefalı kardeşlerimiz gibi biz de vakfımıza sadık mıyız?—İbraniler 10:32-34; 13:3.
Vakfımızla İlgili Uygun Görüş
10. (a) Vakfımızla ilgili görüşümüz ne olmalıdır? (b) Yehova, Kendisine sunduğumuz hizmeti nasıl görüyor?
10 Tanrı’ya, O’nun iradesini yapmak üzere kendimizi vakfetmek konusunda görüşümüz nedir? Bu yaşamımızda en başta gelen şey mi? Genç veya yaşlı, evli ya da bekâr, sağlıklı veya hasta, ne durumda olursak olalım, bulunduğumuz durumda elimizden gelenin en iyisini yaparak vakfımıza uygun yaşamaya çalışmalıyız. Bir kimsenin durumu, onun öncülük, teşkilatın bürosunda gönüllü çalışmak veya seyahat etme işi gibi hizmetlerde dolgun vakitle çalışmasına izin verebilir. Öte yandan, bazı ana babalar ailelerinin fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlarını karşılamak için bir mücadele içinde olabilir. Onların her ay hizmette harcadığı nispeten az miktardaki saat, Yehova’nın gözünde, dolgun vakitli bir hizmetçinin harcadığı saatlerden daha az mı değerli? Hayır. Tanrı sahip olmadığımız bir şeyi bizden asla istemez. Resul Pavlus bu ilkeyi şöyle belirtti: “Çünkü eğer arzu olursa, bir kimsenin malı olmadığına göre değil, malı olduğuna göre vermesi makbuldür.”—II. Korintoslular 8:12.
11. Kurtuluşumuz neye bağlıdır?
11 Aslına bakılırsa, kurtuluşumuz yapabileceklerimize değil, Rabbimiz Mesih İsa vasıtasıyla Yehova’nın hak edilmemiş inayetine bağlıdır. Pavlus bunu açık bir şekilde belirtti: Romalılar 3:23, 24; Yakub 2:17, 18, 24.
“Hepsi günah işlediler, ve Allahın izzetinden mahrum kaldılar; İsa Mesihte olan fidye vasıtası ile, onun inayetile bedelsiz salih sayılırlar.” Bununla birlikte, işlerimiz Tanrı’nın vaatlerine duyduğumuz imanın bir kanıtıdır.—12. Neden karşılaştırmalar yapmamalıyız?
12 Tanrı’ya sunduğumuz hizmette harcadığımız saatler, verdiğimiz yayınlar veya idare ettiğimiz Mukaddes Kitap tetkiklerinin sayısı konusunda başkalarıyla karşılaştırmalar yapmamalıyız. (Galatyalılar 6:3, 4) Kutsal hizmetimizde ne başarırsak başaralım, İsa’nın alçakgönüllü olmamız gerektiğini ifade eden şu sözlerini hiçbirimiz unutmayalım: “Siz de böylece, size emredilen bütün şeyleri yaptığınız zaman: Biz faidesiz kullarız; bize borç olanı yaptık, diyin.” (Luka 17:10) Gerçekten bize “emredilen bütün şeyleri” yaptığımızı ne sıklıkta söyleyebiliyoruz? Bu nedenle sorulması gereken soru şudur: Tanrı’ya sunduğumuz hizmetin kalitesi nasıl olmalı?—II. Korintoslular 10:17, 18.
Geçen Her Günü Değerlendirmek
13. Vakfımızın gereğini yerine getirirken tutumumuz ne olmalı?
13 Pavlus, kadınlara, kocalara, çocuklara, ana babalara ve kölelere öğütler verdikten sonra şunları yazdı: “Rabden miras mükâfatını alacağınızı bilerek, her ne yaparsanız, insanlara değil, Rabbe yapar gibi candan işleyin; Rab Mesihe kulluk ediyorsunuz.” (Koloseliler 3:23, 24) Biz Yehova’nın hizmetinde yaptıklarımızla insanları etkilemeye değil, İsa Mesih’in örneğini izleyerek Tanrı’ya hizmet etmeye çalışıyoruz. İsa Mesih, nispeten kısa süren kutsal hizmetini acillik duygusuyla yerine getirdi.—I. Petrus 2:21.
14. Petrus son günler hakkında hangi uyarıda bulundu?
14 Resul Petrus da acillik duygusuna sahip olduğunu gösterdi. O, ikinci mektubunda II. Petrus 3:3, 4, 9, 10.
son günlerde alaycıların –irtidat edenlerin ve kuşkucuların– çıkacağı ve Mesih’in hazır bulunuşu hakkında kendi arzularına uygun sorular ortaya atacakları konusunda uyarıda bulundu. Bununla birlikte, Petrus şunları söyledi: “Bazılarının gecikmek zannettikleri gibi Rab vadi hakkında gecikmez, fakat bazılarının helâk olmalarını istemiyerek ancak bütün insanlar tövbeye dönsünler diye, sizin hakkınızda tahammül ediyor. Fakat Rabbin günü hırsız gibi gelecektir.” Evet, Yehova’nın gününün gelmesi kesindir. Bu nedenle, Tanrı’nın vaadine olan imanımızın aslında ne kadar kesin ve sağlam olduğu, her gün üzerinde durmamız gereken bir konu olmalıdır.—15. Yaşamımızdaki her günü nasıl görmeliyiz?
15 Vicdanlı bir şekilde vakfımıza uygun yaşamak için, her günü Yehova’ya hamt etmek üzere kullanmalıyız. Her günün sonunda, geriye bakıp o gün Tanrı’nın isminin takdis edilmesine ve Gökteki Krallığın iyi haberinin ilan edilmesine herhangi bir şekilde katkıda bulunduğumuzu görebiliyor muyuz? Belki bu katkı temiz davranışlarımızla, yapıcı sohbetimizle ya da ailemize ve arkadaşlarımıza gösterdiğimiz sevgi dolu ilgiyle oldu. Ümidimizi başkalarıyla paylaşmak üzere elimizdeki fırsatları kullandık mı? Bir kişinin Tanrı’nın vaatleri hakkında ciddi şekilde düşünmesine yardım ettik mi? Her gün ruhen değerli bir şey biriktirerek, mecazi birikimimizi büyütelim.—Matta 6:20; I. Petrus 2:12; 3:15; Yakub 3:13.
Görüşünüzün Netliğini Koruyun
16. Şeytan, Tanrı’ya vakfımızı hangi yollarla zayıflatmaya çalışıyor?
16 İsa’nın Takipçileri için giderek daha da zorlaşan bir zamanda yaşıyoruz. Şeytan ve Romalılar 1:24-28; 16:17-19) Şeytan, yüreklerimizi ve zihinlerimizi kirletmeyi çok kolaylaştırdı; bunu bir uzaktan kumanda aygıtı veya bilgisayar klavyesi aracılığıyla yapabiliyor. Bunlar yüzünden ruhi görüşümüz bulanıklaşabilir ya da netliğini yitirebilir, böylece onun kurnaz hilelerini ayırt edemez duruma gelebiliriz. Eğer ruhi değerler konusunda uzlaşırsak, vakfımıza uygun yaşama kararlılığımız zayıflayabilir ve ‘sabanı’ kavrayan elimiz gevşeyebilir.—Luka 9:62; Filipililer 4:8.
temsilcileri, iyi ve kötü, temiz ve kirli, ahlaklı ve ahlaksız, doğru ve yanlış arasındaki ayrımı bulanıklaştırmaya çalışıyor. (17. Pavlus’un öğüdü, Tanrı’yla ilişkimizi korumamıza nasıl yardım edebilir?
17 Bu nedenle Pavlus’un Selanik’teki cemaate yazdığı şu sözler çok günceldir: “Allahın iradesi şudur, sizin takdis olunmanız, zinadan [cinsel ahlaksızlıktan, Müjde] çekinmeniz, Allahı bilmiyen Milletler gibi şehvet ihtirasında değil, içinizden her birinin kudsiyet ve itibarda kendi bedenine sahip olmağı bilmesi[dir.]” (I. Selânikliler 4:3-5) Ahlaksızlık, Tanrı’ya vakflarını göz ardı eden bazılarının cemaatten çıkarılmasına yol açtı. Bu kişiler, Tanrı’yla ilişkilerinin zayıflamasına izin verdiler ve bu yüzden Tanrı onların yaşamında artık önemsiz hale geldi. Fakat, Pavlus şunları söyledi: “Allah bizi pisliğe değil, fakat takdiste çağırdı. İmdi reddeden, insanı değil, ancak size kendi Ruhülkudüsünü veren Allahı reddeder.”—I. Selânikliler 4:7, 8.
Ne Yapmaya Kararlısınız?
18. Ne yapmaya kararlı olmalıyız?
18 Yehova Tanrı’ya vakfımızın ciddiyetini kavrıyorsak, ne yapmaya kararlı olmalıyız? Hem davranışlarımız hem de kutsal hizmetimiz konusunda iyi bir vicdana sahip olmaya kesin kararlı olmalıyız. Petrus önemle şuna teşvik etti: “Vicdanınızı temiz tutun. Öyle ki, Mesih’e ait olarak sürdürdüğünüz olumlu yaşamı kınayanlar size ettikleri iftiradan utansınlar.” (I. Petrus 3:16, Müjde) İsa’nın takipçilerine özgü davranışlarımız nedeniyle acı çekebilir, kötü muameleyle karşılaşabiliriz; fakat Mesih de imanı ve Tanrı’ya vefası nedeniyle acı çekti. Petrus şunları söyledi: “İmdi Mesih bedende elem çektiğinden, siz de ayni fikirle silâhlanın; çünkü bedende elem çekmiş olan adam günahtan vazgeçmiştir.”—I. Petrus 4:1.
19. Hakkımızda ne söylenmesini istiyoruz?
19 Vakfımıza uygun yaşamak üzere kesin kararlı olmamız, ruhsal, ahlaksal ve fiziksel yönden hasta olan Şeytan’ın dünyasının tuzaklarından bizi gerçekten koruyacaktır. Fakat dahası da var, Tanrı’nın onayına sahip olduğumuza ilişkin güven duygusunu da tadacağız; bu, Şeytan ve temsilcilerinin sunabileceği her şeyden çok daha iyidir. Öyleyse hakikat yaşamımızın ilk günlerinde duyduğumuz sevgiyi bıraktığımız bizim için asla söylenmesin. Bunun yerine, birinci yüzyılda Tiyatira cemaatindekiler için söylenen şu sözler bizim için de söylensin: “Senin işlerini ve sevgini ve imanını ve hizmetini ve sabrını ve son işlerinin evelkilerden daha çok olduğunu bilirim.” (Vahiy 2:4, 18, 19) Evet, vakfımıza uygun yaşamakta “ılık” olmayalım, sona kadar “ruhta hararetli” ve gayretli olalım; çünkü son yakındır.—Romalılar 12:11; Vahiy 3:15, 16.
[Dipnotlar]
^ p. 2 Dinsel Seri 89. Kitap, sayfa 31’e bakın.
^ p. 7 Ernest Beavor’ın yaşamı hakkında daha ayrıntılı bilgi için 15 Mart 1980 tarihli The Watchtower dergisinin 8-11. sayfalarına bakın.
^ p. 9 Yehova’nın Şahitleri tarafından yayımlanan 1978 Yearbook of Jehovah’s Witnesses kitabının 156-158. ve 201-218. sayfalarına bakın.
Hatırlıyor musunuz?
• Kendini vakfetme neyi içerir?
• Tanrı’nın eski devirlerdeki ve çağımızdaki vakfolmuş hizmetçilerinden, örnek alabileceğimiz bazıları kimlerdir?
• Tanrı’ya sunduğumuz hizmetle ilgili görüşümüz ne olmalı?
• Tanrı’ya vakfımız konusunda neye kararlı olmalıyız?
[Sorular]
[Sayfa 15’teki resim]
Yeremya karşılaştığı acımasız muameleye rağmen sadık kaldı
[Sayfa 16’daki resim]
Ernest Beavor İsa’nın gayretli bir takipçisi olarak çocuklarına mükemmel örnek oldu
[Sayfa 17’deki resim]
Yüzlerce genç Şahit İspanya’daki hapishanelerde bütünlüğünü korudu
[Sayfa 18’deki resimler]
Her gün ruhi anlamda değerli bir şey biriktirelim