Evkaristiya Ayinin Ardındaki Gerçekler
Evkaristiya Ayinin Ardındaki Gerçekler
DÜNYA çapında, Hıristiyan Âleminin milyonlarca üyesi düzenli olarak yılda birkaç defa, her hafta, hatta her gün bu ayine katılır. Ancak bu ayin bir sır olarak adlandırılır ve ayine katılan kişilerin birçoğu bunun ne anlama geldiğini bilmez. Kutsal olarak görülür, hatta mucizevi bir ayin olduğu düşünülür.
Bu ayin Evkaristiya’dır; Katolik Missa töreninin bu kısmında papaz ekmek ve şarap için şükran duası eder ve Komünyon’da cemaat Mesih’ten “almaya” davet edilir. * Papa XVI. Benedictus bu ayinin Katolikler için “dinlerinin doruğu ve özeti” olduğunu söyledi. Kısa süre önce Katolik Kilisesi “Evkaristiya’ya duyulan imanı yeniden canlandırmak ve artırmak” amacıyla “Evkaristiya Yılı”nı kutladı.
Katoliklerin arasında imanlarını korumakta zorluk çekenler bile bu ayini kutlamaya çok değer verirler. Örneğin geçenlerde Time dergisinde yer alan bir yazıda, ileri düşünceli Katolik bir genç olarak tanımlanan bir kadın şöyle yazdı: “Katolik kilisesinin öğretileriyle nasıl bir sorunumuz olursa olsun, bizi Katoliklik dininde birleştiren şeye yine de sıkıca sarılıyoruz: Bu, Evkaristiya ayinine olan bağlılığımızdır.”
Peki Evkaristiya nedir? Mesih’in takipçilerinden böyle bir ayin yapmaları istendi mi? Önce Evkaristiya geleneğinin nasıl ortaya çıktığına bakalım. Sonra da daha önemli bir sorunun cevabını görelim: Evkaristiya, İsa Mesih’in yaklaşık 2.000 yıl önce başlattığı anılmayı gerçekten yansıtır mı?
Evkaristiya ve Hıristiyan Âlemi
Evkaristiya’nın neden mucizevi bir olay olarak görüldüğünü anlamak zor değildir. Ayinin en önemli anı Evkaristiya duası yapıldığı andır. Katolik Kilisesinin kateşizmine (inanç ve ibadet kılavuzu) göre bu noktada “sözlerin gücü, Mesih’in etkisi ve Kutsal Ruhun gücü” İsa’nın bedeninin ve kanının “ayin aracılığıyla orada bulunmasını” sağlar. Papaz ekmekten ve şaraptan aldıktan sonra iman eden kişileri, genelde sadece kutsanmış
ekmekten yiyerek Komünyon’a katılmaya davet eder.Katolik Kilisesi ekmek ve şarabın mucizevi şekilde Mesih’in gerçek bedenine ve kanına dönüştüğünü öğretir ve bu öğretiye töz dönüşümü denir. Töz dönüşümü öğretisi yavaş yavaş ortaya çıktı ve bu ifade ilk olarak 13. yüzyılda resmi olarak tanımlandı ve kullanıldı. Reform hareketinin olduğu dönemde Katolik Evkaristiya ayininin bazı özellikleri sorgulandı. Luther töz dönüşümü öğretisini reddedip, töz birliği öğretisini geliştirdi. Bu iki öğretinin arasında küçük bir fark vardır. Luther ekmek ve şarabın İsa’nın bedenine ve kanına dönüşmesi yerine, aynen kaldığını, fakat İsa’nın da onların içinde olduğunu öğretti.
Zamanla Hıristiyan Âleminin mezhepleri arasında hem Evkaristiya’nın anlamı hem de uygulanma şekli ve sıklığıyla ilgili başka farklılıklar baş gösterdi. Yine de Evkaristiya, tüm Hıristiyan Âleminde büyük öneme sahip temel bir ayin olma özelliğini bir şekilde korudu. Peki İsa’nın başlattığı asıl anılma nasıldı?
“Efendimizin Akşam Yemeği”nin Başlatılması
“Efendimizin akşam yemeğini”, yani onun ölümünün Anılmasını bizzat İsa’nın başlattığı doğrudur (1. Korintoslular 11:20, 24). Fakat o, takipçilerinin gerçekten de bedeninden yiyip kanından içecekleri gizemli bir ayin mi başlattı?
İsa, Yahudi Fısıh bayramını kutlamış ve onu ele vermek üzere olan elçi Yahuda İskaryot’u dışarı çıkarmıştı. Orada bulunan 11 elçiden biri olan Matta şöyle yazdı: “Yemeğe devam ederlerken İsa ekmek aldı, dua etti ve sonra ekmeği bölüp öğrencilerine verdi. ‘Alın, yiyin. Bu benim bedenimi temsil eder’ dedi. Ayrıca bir kâse aldı ve şükrettikten [Yunanca, eukharistesas] sonra onlara verdi. Şöyle dedi: ‘Bundan hepiniz için; çünkü bu, günahların bağışlanması için, birçok insan uğrunda dökülecek olan kanımı, “ahit kanını” temsil eder’” (Matta 26:26-28).
Tanrı’nın tüm hizmetçileri için olduğu gibi İsa için de yemekle ilgili bereket dilemek doğal bir şeydi (Tesniye 8:10; Matta 6:11; 14:19; 15:36; Markos 6:41; 8:6; Yuhanna 6:11, 23; Elçiler 27:35; Romalılar 14:6). İsa’nın bu şekilde şükrederek, aslında takipçilerinin gerçek anlamda etinden yiyip kanından içmesini sağlayan bir mucize yaptığına inanmak için bir neden var mı?
Mukaddes Kitabın Aslında Öğrettiği Nedir?
Kabul etmek gerekir ki, bazı Mukaddes Kitap çevirilerinde İsa’nın sözleri şu şekilde çevrilmiştir: “Alın, yiyin . . . . Bu benim bedenimdir” ve “Hepiniz bundan için . . . . çünkü bu benim kanımdır” (Matta 26:26-28, YÇ; Müjde). Ayrıca Yunancada “olmak” fiilinin bir şekli olan estin sözcüğünün, aslında ekfiilin 3. şahıs eki olan “-dır; –dir”le aynı anlama geldiği de doğrudur. Ancak aynı fiil “temsil etmek” anlamına da gelebilir. İlginç olarak Mukaddes Kitabın birçok çevirisinde bu fiil sık sık “anlamına gelmek” ya da “simgelemek” olarak çevrilmiştir. * En kesin anlamı belirleyen etken bağlamdır. Örneğin bazı Mukaddes Kitap çevirilerinde Matta 12:7’de estin, “anlam taşımak” olarak çevrilmiştir: “‘Ben kurban değil, acıma isterim’ deyişinin ne anlam taşıdığını [Yunanca, estin] bilmiş olsaydınız, suçsuzları suçlu çıkarmazdınız” (İncil-Çağdaş Türkçe Çeviri).
Birçok saygın Mukaddes Kitap bilgini “bu benim bedenimdir” ya da “bu benim kanımdır” şeklinde yapılan çevirinin İsa’nın dile
getirdiği düşünceyi doğru şekilde yansıtmadığı konusunda hemfikir. Örneğin Katolik ilahiyatçı Jacques Dupont, İsa’nın içinde bulunduğu kültürü ve toplumu göz önüne aldığında ayetin “en doğal” çevirisinin “Bu benim bedenim anlamına gelir” ya da “Bu benim bedenimi temsil eder” olduğu sonucuna vardı.Ne olursa olsun İsa, takipçilerinden gerçek anlamda etinden yemelerini ve kanından içmelerini istemiş olamaz. Neden mi? Nuh’un günlerindeki Tufandan sonra Tanrı insanın hayvan eti yemesine izin verirken kan yemesini doğrudan yasakladı (Tekvin 9:3, 4). Bu emir, İsa’nın tam olarak uyduğu Musa Kanununda tekrarlandı (Tesniye 12:23; 1. Petrus 2:22). Kutsal ruhun ilhamıyla elçiler de kan yememe emrini tekrarladılar ve böylece bu kanun tüm Hıristiyanlar için bağlayıcı oldu (Elçiler 15:20, 29). İsa, takipçilerinin Mutlak Güce Sahip Tanrı’nın kutsal bir emrini çiğnemesini gerektirecek bir kutlama başlatır mıydı? Asla!
Öyleyse İsa’nın ekmek ve şarabı birer simge olarak kullandığı açıktır. Mayasız ekmek, kurban edeceği günahsız bedenini simgeliyordu. Kırmızı şarap da “günahların bağışlanması için, birçok insan uğrunda dökülecek olan” kanını temsil ediyordu (Matta 26:28).
Efendimizin Akşam Yemeğinin Amacı
İlk Anma Yemeği, yani Efendimizin Akşam Yemeği kutlamasının sonunda İsa şöyle dedi: “Beni anmak için bunu yapmaya devam edin” (Luka 22:19). Aslında bu kutlama İsa’yı ve ölümünün başardığı harika şeyleri hatırlamamıza yardımcı olur. İsa’nın, Yehova Tanrı’nın egemenliğini desteklediğini hatırlamamızı sağlar. Ayrıca kusursuz ve günahsız bir insan olarak ölerek, “birçokları için canını fidye olarak” vermiş olduğunu bizlere hatırlatır. İsa bunu yaparak, sağladığı fidyeye iman eden herkesin günahtan kurtulma ve sonsuz yaşam elde etme ümidine sahip olmasını mümkün kıldı (Matta 20:28).
Ancak Efendimizin Akşam Yemeği esas olarak bir paylaşma yemeğidir. Bunda yer alanlar (1) fidye düzenlemesini yapan Yehova Tanrı, (2) fidyeyi sağlayan “Tanrı kuzusu” İsa Mesih ve (3) İsa’nın ruhi kardeşleridir. İsa’nın bu ruhi kardeşleri ekmek ve şaraptan alarak Mesih’le tamamen birlik içinde olduklarını gösterirler (Yuhanna 1:29; 1. Korintoslular 10:16, 17). Ayrıca İsa’nın ruhla meshedilmiş öğrencileri olarak ‘yeni ahitte’ yer aldıklarını da gösterirler. Onlar, Mesih’le birlikte gökte krallar ve kâhinler olarak hüküm sürecek kişilerdir (Luka 22:20; Yuhanna 14:2, 3; Vahiy 5:9, 10).
Anma Yemeği ne zaman kutlanmalı? İsa’nın bu kutlamayı başlatmak için belirli bir tarih, yani Fısıh Bayramını seçtiğini hatırlarsak bu sorunun cevabı netleşir. Tanrı’nın toplumu, O’nun, toplumuna yaşattığı göze çarpar kurtuluşu anmak için 1.500 yıldır her yıl İbrani takvimine göre 14 Nisan’da Fıshı kutluyordu. Açıkça görülüyor ki İsa takipçilerinin, Tanrı’nın onun ölümüyle mümkün kıldığı çok daha büyük bir kurtuluşu Fısıhla aynı tarihte anmalarını istedi. Bu nedenle günümüzde de İsa’nın gerçek takipçileri her yıl İbrani takviminde 14 Nisan’a denk gelen günde Efendimizin Akşam Yemeğinin kutlamasına katılırlar.
Peki bunu sırf bir geleneği yerine getirmek için mi yaparlar? Açıkçası Evkaristiya’nın kutlanmasında birçok kişiye çekici gelen şey budur. Daha önce değinilen Time dergisindeki yazıyı yazan kişi şöyle dedi: “Birçok kişi tarafından yerine getirilmiş olan eski âdetleri uygulamanın oldukça huzur verici bir özelliği var.” Günümüzdeki bazı Katolikler gibi bu yazar da bu ayinin geçmişte olduğu gibi Latince yapılmasını tercih ediyor. Peki neden? Şöyle yazıyor: “Missanın anlamadığım bir dilde söylenmesini istiyorum, çünkü İngilizce olarak işittiklerim çoğunlukla hoşuma gitmiyor.”
Yehova’nın Şahitleri nerede yaşarlarsa yaşasınlar Efendimizin Akşam Yemeğini Mukaddes Kitap öğretilerine ilgi duyan milyonlarca kişiyle birlikte kendi dillerinde kutlamaktan zevk alıyorlar. Mesih’in ölümünün anlamı ve değeriyle ilgili anlayışlarını artırmaktan da sevinç duyuyorlar. Bu hakikatler yıl boyunca üzerinde düşünülmeye ve konuşulmaya değerdir. Şahitler, Anma Yemeğini kutlamanın, Yehova Tanrı’nın ve İsa Mesih’in büyük sevgisini hatırlamaya devam etmenin en iyi yolu olduğunun farkında. Bunu yapmak ‘Efendileri gelene dek, . . . . onun ölümünü duyurmaya’ devam etmelerine yardımcı oluyor (1. Korintoslular 11:26).
[Dipnotlar]
^ p. 3 Bu ayin Efendimizin Akşam Yemeği, Şükran Ayini, Evkaristik toplantı, Kutsal Kurban, Kutsal ve Tanrısal Litürji ve Kutsal Missa olarak da adlandırılır. “Evkaristiya” sözcüğü Yunancada minnettarlık ve şükran anlamına gelen eukharistia sözcüğünden türemiştir.
^ p. 15 Örnek olarak İncil-Çağdaş Türkçe Çeviri’de Matta 27:46; Luka 8:11; Galatyalılar 4:24’e bakın.
[Sayfa 27’deki pasaj]
İsa’nın başlattığı asıl kutlama nasıldı?
[Sayfa 28’deki resim]
İsa ölümünün Anılmasını başlattı
[Sayfa 29’daki resim]
İsa Mesih’in ölümünün Anılması