Yehova’nın Şahitlerinin dinsel faaliyetlerini yerine getirmeleri için yasal olarak tanınmaları şart değildir. Fakat yasal olarak tanınmak, ibadetlerimiz için bir yer inşa etmemize, satın almamıza veya kiralamamıza olanak tanır. Ayrıca bu sayede dünyanın farklı yerlerinde basılan yayınlarımız Şahitlere ulaştırılabilir.

• 2004 yılında Rusya’daki mahkemeler Yehova’nın Şahitlerinin Moskova’daki yasal kurumunu feshetti. Bunun sonucunda Moskova’daki kardeşlerimiz düşmanca davranışlara maruz kaldılar. Polisler onları sürekli taciz etti, insanlar iyi haberi duyuran kardeşlerimize saldırdı ve ibadet yerlerimizin mülk sahipleri kira sözleşmelerini iptal etti, böylece kardeşlerimizin ibadetlerini düzenleyecek yerleri kalmadı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 2010 yılında verdiği kararla, Rusya’nın  Moskova’daki Yehova’nın Şahitlerinin haklarını ihlal ettiğini belirtti. Ayrıca Şahitlerin yasal kurumlarının yeniden açılmasına izin verilmesi gerektiğine hükmetti. Rusya Federasyonu Adalet Bakanlığı Moskova Bürosu, 27 Mayıs 2015 tarihinde Yehova’nın Şahitlerinin Moskova’daki yeni Yerel Dinsel Teşkilatını tescil etti.

Dünya çapında Yehova’nın Şahitleri tarafından kullanılan yasal kurumlar, çoğu dinsel kurum ve hayır kuruluşu gibi genellikle vergiden muaftır. Fakat bazen hükümetler Şahitlere vergiden muaf tutulma hakkı tanımıyor.

• İsveç’teki yetkililer Beytel’in ticari bir kurum olduğunu ve orada hizmet eden kişileri çalıştırdığını iddia ettiler. Yetkililer Beytel’den ve orada hizmet eden kişilerden on binlerce euroluk işçi/işveren vergisi talep etti. İsveç’teki bu durum üzerine Şahitler yerel mahkemelere başvurdu ve AİHM’e de altı ayrı başvuruda bulundular.

Yehova’nın Şahitleri Kutsal Kitabın ‘kılıçlarını çekiçle dövüp saban demiri yapma’ ve ‘artık savaşı öğrenmeme’ emrini ciddiye alırlar (İşa. 2:4). Bazı hükümetler alternatif sivil hizmet için hiçbir düzenleme yapmasa bile Şahitler tarafsızlıklarını koruyorlar.

• Güney Kore’de şu anda yürürlükte olan kanun, askerlik hizmetini vicdanen reddetme hakkı tanımıyor. Geçtiğimiz 60 yıl boyunca 18.000’den fazla Şahit askerlik yapmayı vicdanen reddettiği için tutuklandı. Neredeyse ülkedeki her Şahidin bir arkadaşı ya da bir aile üyesi hapsedildi. 2004 ve 2011 yıllarında Güney Kore Anayasa Mahkemesi bu tutuklamaların anayasaya uygun olduğuna karar verdi. Yine de Temmuz 2015’te mahkeme konuyu tekrar ele almak için halka açık bir duruşma  düzenledi. Dünya çapındaki Yehova’nın Şahitleri uzun zamandır süregelen bu sorunun çözülmesi ve Güney Kore’deki genç Şahitlerin inançlarından dolayı artık tutuklanmaması için dua ediyor.

• Eritre’deki üç Yehova’nın Şahidi askerlik hizmetini vicdanen reddettiği için 22 yıldır hapiste. Paulos Eyassu, Negede Teklemariam ve Isaac Mogos isimli bu Şahitler, hiçbir zaman resmen suçlanmadı ya da onlara kendilerini mahkemede savunma fırsatı verilmedi. Bu üç birader ve 50’den fazla Şahit, acımasız muamele ve zor hapishane şartlarına rağmen sadakatlerini koruyor. Yehova’nın, inançlarından dolayı ‘tutsak olanların iç çekişini’ duyduğuna ve onlar için harekete geçeceğine eminiz (Mezm. 79:11).

• Ağustos 2014’te Ukrayna’da yaşayan Vitaliy Şalayko seferberlik sırasında askere çağrıldı. Vitaliy birader askerlik hizmeti yapmayı vicdanen reddetse de, alternatif sivil hizmet yapabileceğini belirtti. Savcı, Vitaliy biraderi seferberlik sırasında askerlikten kaçmakla suçladı, fakat hem ilk mahkeme hem de temyiz mahkemesi biraderi suçsuz buldu. Temyiz mahkemesi, güvence altına alınmış hakları sınırlandırmak için devlet  güvenliğinin gerekçe gösterilemeyeceğini belirtti. Ayrıca “vicdani ret hakkının, milli güvenliğin korunması gerekçesiyle kısıtlanamayacağını” ifade etti. Savcı tekrar temyize başvurdu. 23 Haziran 2015 tarihinde Ukrayna’daki hukuk ve ceza davalarına bakan Özel Yüksek Mahkeme alt mahkemelerin kararını onadı. Mahkeme ayrıca vicdani ret ve alternatif sivil hizmet hakkının, ulusu tehdit eden acil durumlarda da geçerli olduğuna hükmetti.

Davadan alınan olumlu sonuç üzerine Vitaliy birader şunları söyledi: “Yeremya 1:19’daki sözler beni güçlendirdi. Her türlü sonuca hazırlıklıydım. En önemli şey Yehova’ya sadık kalmak. Yehova’nın beni asla terk etmeyeceğine ve sadık kalabilmem için gerekli gücü vereceğine güveniyorum. Fakat kesinlikle böyle bir sonuç beklemiyordum. Her üç davadan da beraat ettim. Tüm duruşmalar boyunca kardeşlerin desteğini gördüm. Kendimi asla yalnız hissetmedim.”

İsa’nın takipçileri olarak tarafsızlığımızla ilgili diğer bir konu da milli törenlerdir. Okula giden gençler milli marşı söylemeye veya bayrağı selamlamaya zorlandıklarında Yehova’ya olan sadakatlerini bozma baskısıyla karşı karşıya kalıyorlar.

• Ruanda’nın Karongi Bölgesi’nde yaşayan bazı Şahit öğrenciler milli marşı söylemeyi reddettikleri için saygısızlıkla suçlandı. Öğrenciler okuldan atıldılar hatta hapsedildiler. 28 Kasım 2014 tarihinde Karongi Mahkemesi öğrencileri suçsuz buldu ve milli marşı söylemekten kaçınmanın saygısızlık olmadığına karar verdi. Ekvator Ginesi, Kamerun, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Malavi gibi diğer Afrika ülkelerinde de genç Şahitler benzer sorunlarla karşılaşıyor ve bazen okuldan atılıyorlar. Bu ülkelerdeki kardeşlerimiz, Yehova’nın Şahitlerinin tarafsız tutumuyla ilgili hükümet yetkililerini ve okul yöneticilerini bilgilendirmek için ellerinden geleni yapıyorlar.

•   Aralık 2013’te, Honduras’ın Lepaera şehrindeki bir devlet okulu milli marşı söylemeyi reddettikleri ve bayrağa bağlılık yemini etmedikleri için iki Şahit öğrenciye diplomalarını vermedi. Bu sorunu çözmek için Yehova’nın Şahidi olan iki avukat Eğitim Bakanlığından bir temsilciyle görüştü. Ona başka ülkelerdeki Şahit öğrencilerin tutumunu destekleyen emsal kararları gösterdiler. Yetkili nazik biriydi, çocukların ve anne babalarının Honduras Eğitim Bakanlığının hukuk birimi yöneticisine durumu yazılı olarak bildirmelerine izin verdi. Bu yönetici kardeşlerin şikâyetini inceledikten sonra, 29 Temmuz 2014’te “toplumdaki herkesin hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadan eğitimden yararlanabilmesi gerektiğini” belirtti ve Şahit öğrencilere diplomalarının verilmesini söyledi.

Yehova’nın Şahitleri olarak dünyanın her yerinde, İsa’nın Krallığın iyi haberini komşularımızla paylaşmakla ilgili emrine uyuyoruz, ibadet etmek için iman kardeşlerimizle bir araya geliyoruz ve Tanrı’nın Sözünü düzenli olarak inceliyoruz. Ayrıca Yehova’nın kanunlarını çocuklarımıza aşılamak ve ‘kandan sakınmakla’ ilgili Kutsal Kitaptaki emirlere de itaat ediyoruz (Elçi.  15:20; Tekr. 6:5-7). Fakat bazen bu emirlere itaat ettiğimizden dolayı bizi yanlış anlayan hükümet yetkilileriyle karşı karşıya kalıyoruz.

• ABD’nin Florida eyaletinde Şahit bir baba hakkında, üç çocuğuna Katolik inancıyla çelişen herhangi bir dini eğitim vermemesi gerektiğine dair bir karar verildi. Hâkim, çocukları dini konularda yönlendirme hakkını sadece Şahit olmayan anneye tanıdı. Baba mahkemenin kararını temyize taşıdı ve 18 Ağustos 2014’te temyiz mahkemesi alt mahkemenin kısıtlama kararını bozdu. Daha önceden verilmiş emsal karara dayanarak mahkeme şunu belirtti: “Bir dinsel faaliyetin çocuğa zarar verdiğini gösteren kesin ve net kanıtlar olmadığı sürece, çocuğun velayetine sahip olmayan anne ya da babanın kendi inancıyla ilgili çocuğunu eğitme hakkına koyulan kısıtlamalar her davada kaldırılmıştır.”

  Bu karar sayesinde çocuklar herhangi bir kısıtlama olmaksızın Yehova Tanrı’nın sağladığı yararlı eğitimden ve rehberlikten faydalanabiliyorlar. Çocuklar ibadetlere katılıp Şahitlerle zaman geçirdikçe ruhen çok iyi ilerliyor. Baba şunları söylüyor: “Bu duruma dayanmak beni güçlendirdi. Son zamanlarda birçok iman sınavıyla karşılaştım, fakat Yehova dayanmama yardım etti. Yehova’ya hizmet etmeye karar verdiysek zulümle karşılaşmayı da beklemeliyiz.”

• Namibya’da yaşayan üç çocuk annesi Efigenia Semente hemşire sadakatini sınayan ciddi bir zorlukla karşılaştı. Hemşire üçüncü çocuğunun doğumu için hastanedeyken bazı komplikasyonlar yaşadı. Bunun üzerine hastane personelinden bazıları ve hemşirenin Şahit olmayan akrabaları ona zorla kan verilmesi için bir mahkeme kararı çıkarttılar. Efigenia hemşire kan naklini kesinlikle reddetti ve kendisine uygulanacak tedaviyi seçme hakkını savunmak için yasal yollara başvurdu. 24 Haziran 2015 tarihinde Namibya Yüksek Mahkemesi hemşire lehine karar vererek şunu belirtti: “[Hamile] olsun ya da olmasın, bir kişinin kendi bedenine ne yapılacağına veya yapılmayacağına  karar verme hakkı kişinin elinden alınamayacak bir haktır.” Hemşire şöyle söyledi: “Yehova’nın elini daha önce hiç olmadığı kadar çok hissettik. Bu kardeşlik birliğinin bir kısmı olmak harika bir şey. Yehova bizimle gerçekten ilgileniyor.”

• İsviçre’deki büyük şehirlerde Şahitler, halka açık yerlerde hizmetlerini rahatlıkla yerine getirebiliyorlar. Fakat Cenevre’de “kamuya açık yerlerde doğrudan veya dolaylı olarak dini içerikli bilgiler veren standların kurulmasını” yasaklayan bir karar çıktı. Şahitler dini inançların başkalarıyla paylaşılmasıyla ilgili genel bir yasağın “din ve düşünce özgürlüğünü önemli ölçüde ihlal ettiğini” belirterek durumu mahkemeye taşıdılar. Mahkeme kardeşlerin lehine karar verdi, böylece Şahitler yetkililerle işbirliği yaparak uygun yerde ve zamanda halka açık yerlerde şahitlik edebiliyorlar.

• Azerbaycan’daki hükümet yetkilileri Yehova’nın Şahitlerinin dinsel faaliyetlerini engelleme çabalarını artırdı. Ulusal Güvenlik Bakanlığı sık sık Şahitleri sorgulamak için çağırıyor. Ayrıca ülkeye sokulmasına izin verilmeyen yayınları bulmak amacıyla Şahitlerin evlerini arıyor. Şubat 2015’te, Kutsal  Kitaba dayalı inançlarını komşularıyla paylaştıkları için İrina Zakarçenko ve Valida Cebrailova adlı iki Şahidin Ulusal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri tarafından gözaltına alınması uluslararası kamuoyunda şaşkınlığa yol açtı. Şahitlerin maruz kaldığı kötü muamele bizi çok üzüyor. Ancak Azerbaycan’daki müjdecilerin sadakatlerini koruması ve ‘Krallığın iyi haberini’ komşularıyla paylaşmaya gayretle devam etmesi hepimizi sevindiriyor (Mat. 24:14).

• Rusya’daki yetkililer Yehova’nın Şahitlerinin dini faaliyetlerine sürekli müdahale ediyorlar. Rusya Federasyonu bugüne kadar 80 yayınımızı aşırılıkçı ilan etti. Bu durum, Mukaddes Kitap Öyküleri gibi aşırılıkçı görülen yayınlara sahip olmanın veya onları dağıtmanın yasadışı olduğu anlamına geliyor. Ayrıca web sitemiz jw.org, Rusya Federasyonu Yüksek Mahkemesi tarafından Aralık 2014’te aşırılıkçı ilan edildi. Siteyi tanıtmanın da yasadışı olduğu belirtildi. İnternet sağlayıcıları tüm Rusya’da jw.org sitesine erişimi engelledi. Mart 2015’ten beri gümrük görevlileri Şahitlere ait hiçbir yayın sevkıyatının ülkeye girmesine izin vermiyor. Bu yayınlar arasında Kutsal Kitap ve Rusya’daki mahkemeler tarafından daha önce incelenmiş ve aşırılıkçı olmadığına karar verilmiş yayınlar bile var.

Yetkililerin 16 müjdeciyi dini buluşmalar düzenlemek ve katılmakla suçladıkları dava Taganrog şehrinde devam ediyor. Samara şehrindeki yetkililer aşırılıkçı olduğu bahanesiyle, yasal kurumumuzu feshettirmek için bir mahkeme kararı çıkarttılar. Tüm bu zorluklara rağmen, Rusya’daki kardeşlerimiz pes etmeyerek “Tanrı’ya ait olanı Tanrı’ya” vermeye kararlılar (Mat. 22:21).