İçeriğe geç

İçindekiler kısmına geç

Devasa Heykelin Ortaya Çıkışı Ve Yıkılışı

Devasa Heykelin Ortaya Çıkışı Ve Yıkılışı

Bölüm Dört

Devasa Heykelin Ortaya Çıkışı Ve Yıkılışı

1. Kral Nebukadnetsar’ın Daniel ve diğerlerini tutsak olarak götürmesinden on yıl sonra ortaya çıkan durum bizi neden ilgilendirmeli?

KRAL Nebukadnetsar’ın, Daniel’i ve Yahuda ‘memleketinin diğer ileri gelenlerini’ Babil’e tutsak olarak götürmesinin üzerinden on yıl geçmiştir. (II. Kırallar 24:15) Genç Daniel’in saray meclisinde hizmet ettiği bir sırada birçoklarının hayatını tehlikeye sokan bir durum baş gösterir. Bu bizi neden ilgilendirmeli? Çünkü Yehova Tanrı’nın duruma müdahale tarzı sadece Daniel ve diğerlerinin hayatını kurtarmakla kalmaz, aynı zamanda bize Mukaddes Kitap peygamberliğinde ardışık dünya kudretlerinin zamanımıza dek süren seyri açısından bir görüş de kazandırır.

KRALIN KARŞILAŞTIĞI ZOR PROBLEM

2. Nebukadnetsar peygamberlik niteliği taşıyan ilk düşünü ne zaman gördü?

2 Peygamber Daniel, “Nebukadnetsarın kırallığının ikinci yılında, Nebukadnetsar düşler gördü; ve ruhu sıkıldı, ve uykusu kaçtı,” diye yazıyor. (Daniel 2:1) Düşü gören, Babil İmparatorluğu’nun kralı Nebukadnetsar’dı. MÖ 607’de Yehova Tanrı Yeruşalim’i mabediyle birlikte yıkmasına izin verdiğinde o fiilen dünya hükümdarı olmuştu. Tanrı, Nebukadnetsar’a dünya hükümdarı olarak saltanatının ikinci yılında (MÖ 606/605) dehşetli bir düş gösterdi.

3. Kimlerin kralın düşünü yorumlayamadıkları görüldü; Nebukadnetsar’ın tepkisi ne oldu?

3 Bu düş Nebukadnetsar’ı uykularını kaçıracak derecede rahatsız etti. Kudretli Kral doğal olarak düşün anlamını merak ediyordu; ancak, gördüklerini unutmuştu. Bu nedenle Babil’in sihirbaz, falcı ve afsuncularını çağırttı, onlardan düşü anlatıp yorumlamalarını istedi. Oysa bu onların gücünün ötesinde bir görevdi. Nebukadnetsar onların başarısızlıklarına öylesine öfkelendi ki, “Babilin bütün hikmetli adamlarının öldürülmesi için” emir çıkardı. Bu ferman peygamber Daniel’i de celladın önüne götürecekti. Çünkü o ve üç İbrani arkadaşı Hananya, Mişael, Azarya da Babil’in hikmetli adamları arasında sayılıyordu.—Daniel 2:2-14.

DANİEL İMDADA YETİŞİYOR

4. (a) Daniel, Nebukadnetsar’ın düşünün içeriğini ve anlamını nasıl öğrendi? (b) Daniel, Yehova Tanrı’ya duyduğu şükranı nasıl dile getirdi?

4 Nebukadnetsar’ın acımasız fermanının nedenini öğrendikten sonra “Daniel içeri girdi, ve yorayı kırala göstermek için kendisine vakit verilsin diye kırala yalvardı.” İsteği kabul edildi. Evine dönen Daniel, üç İbrani arkadaşıyla birlikte dua edip ‘bu sırdan ötürü göklerin Tanrı’sından merhamet diledi.’ O gece Yehova, Daniel’e bir rüyette düşün sırrını açtı. Daniel şükranlarını şöyle dile getirdi: “Allahın ismi ezelden ebede kadar mubarek olsun; çünkü hikmet ve ceberrut onundur. Ve vakitleri ve zamanları değiştiren odur; kırallar kaldırır, ve kırallar diker; hikmetlilere hikmet, ve anlayışlılara bilgi verir; derin ve gizli şeyleri o açar; karanlığın içinde ne vardır bilir, ve ışık onun yanında yer tutmuştur.” Daniel, verdiği bu anlayıştan ötürü Yehova’ya hamt etti.—Daniel 2:15-23.

5. (a) Daniel kralın önüne çıkarıldığında onuru nasıl Yehova’ya verdi? (b) Daniel’in açıklaması bugün bizi neden ilgilendiriyor?

5 Ertesi gün Daniel, muhafız askerlerin başı Aryok’a gitti; Babil’in hikmetli adamlarını öldürmekle o görevlendirilmişti. Aryok Daniel’in düşü yorumlayabileceğini öğrenir öğrenmez onu hemen kralın önüne çıkardı. Daniel onuru kendine almayarak Nebukadnetsar’a “göklerde sırları açan bir Allah vardır, ve son günlerde ne olacağını kıral Nebukadnetsara o bildirmiştir” dedi. Daniel sadece Babil İmparatorluğu’nun geleceğini değil, Nebukadnetsar’ın günlerinden zamanımızın ötesine dek uzanan dünya olaylarını da ana hatlarıyla açıklamaya hazırdı.—Daniel 2:24-30.

ANIMSANAN DÜŞ

6, 7. Daniel’in kralın anımsamasını sağladığı düş neydi?

6 Nebukadnetsar dikkatle dinlerken Daniel şu açıklamayı yaptı: “Sen, ey kıral, gördün, ve işte, büyük bir heykel. Büyük, ve çok parlak olan bu heykel senin önünde duruyordu; ve görünüşü korkunçtu. Bu heykel, başı has altından, göğüs ve kolları gümüşten, karnı ve kalçaları tunçtan, bacakları demirden, ayaklarının bir kısmı demirden bir kısmı balçıktandı. Sen bakmakta idin, o vakte kadar ki, bir taş el sürülmeden yerinden kesildi; o taş demirden ve balçıktan olan ayaklarından heykeli vurdu, ve onları parça parça etti. O zaman demir, balçık, tunç, gümüş, ve altın birlikte parçalandılar, ve yaz harmanlarının saman ufağı gibi oldular; ve onları yel kaldırdı, ve onlar için bir yer bulunmadı (onlardan geriye hiçbir iz kalmadı); ve heykeli vurmuş olan taş büyük bir dağ oldu, ve bütün dünyayı doldurdu.”—Daniel 2:31-35.

7 Nebukadnetsar, Daniel’in düşü açıklamasını dinlerken kim bilir ne kadar heyecan duymuş olmalı! Ancak bu yetmezdi! Babil’in hikmetli adamlarının kurtulabilmesi için Daniel’in düşü yorumlayabilmesi de şarttı. Kendisi ve üç İbrani arkadaşı adına konuşan Daniel şunu belirtti: “Düş budur; ve kıralın önünde yorasını söyliyelim.”—Daniel 2:36.

ONURLU AYRICALIĞA SAHİP BİR KRALLIK

8. (a) Daniel’in yorumuna göre altın baş kim ya da neydi? (b) Altın baş ne zaman ortaya çıktı?

8 “Ey kıral, kıralların kıralı, sen ki, göklerin Allahı kırallığı, kuvveti, ve kudreti, ve izzeti sana vermiştir, ve insan oğullarının oturduğu her yerde, kırın hayvanlarını ve göklerin kuşlarını senin eline vermiştir, ve seni hepsi üzerine hükümdar etmiştir; altından olan baş sensin.” (Daniel 2:37, 38) Bu sözler MÖ 607’de Yeruşalim’i yıkmak üzere Yehova tarafından kullanılmasından sonra Nebukadnetsar’ın şahsında gerçekleşti. Çünkü, Yeruşalim’de tahtta oturan krallar Yehova’nın meshedilmiş kralı Davud’un soyundan geliyordu. Yeruşalim, Yahuda’nın başkentiydi; Yahuda Krallığı ise Yehova’nın yer üzerindeki egemenliğini temsil ediyordu. MÖ 607’de bu kentin yıkılmasıyla Tanrı’nın örnek niteliğindeki krallığı son bulmuş oldu. (I. Tarihler 29:23; II. Tarihler 36:17-21) Heykelin madeni kısımlarıyla temsil edilen, ardışık dünya kudretleri artık dünya üzerindeki egemenliklerini Tanrı’nın örnek krallığının müdahalesi olmadan sürdürebilirlerdi. Altın eski zamanlarda bilinen madenlerin en üstünüydü. Altın baş olan Nebukadnetsar ise Yeruşalim’i yıkıp bu krallığı devirme ayrıcalığına sahipti.—Sayfa 63’teki “İmparatorluk Kuran Savaşçı Bir Kral” köşesine bakın.

9. Altın baş neyi temsil ediyordu?

9 Hükümdarlığı 43 yıl süren Nebukadnetsar Babil İmparatorluğunu yöneten hanedanın başı oldu. Bu hanedanın içinde damadı Nabonidus (Nabunaid) ve en büyük oğlu Evil-merodak (Amel-Marduk) da bulunuyordu. Hanedan MÖ 539’da Nabonidus’un oğlu Belşatsar’ın ölümüne dek 43 yıl daha devam etti. (II. Kırallar 25:27; Daniel 5:30) Bu nedenle düşteki heykelin altın başı sadece Nebukadnetsar’ı değil, Babil hanedanının tümünü temsil ediyordu.

10. (a) Nebukadnetsar’ın düşü Babil Dünya Kudretinin sonsuza dek sürmeyeceğini nasıl gösterdi? (b) Peygamber İşaya, Babil fatihi hakkında neleri önceden bildirdi? (c) Med-Pers ne yönden Babil’den aşağıydı?

10 Daniel Nebukadnetsar’a “senden sonra, senden aşağı başka bir kırallık çıkacak” dedi. (Daniel 2:39) Heykelin gümüşten göğsüyle ve kollarıyla temsil edilen krallık Nebukadnetsar’ın hanedanının ardından gelecekti. İşaya muzaffer kralı Koreş’in ismini bile vererek bu krallığı 200 yıl kadar önce bildirmişti. (İşaya 13:1-17; 21:2-9; 44:24–45:7, 13) Bu, Med-Pers İmparatorluğu’ydu. Gerçi Med-Pers önem açısından Babil İmparatorluğundan hiç de geri kalmayan büyük bir uygarlık kurduysa da, sonraki krallık olarak altından daha değersiz bir madenle, gümüşle temsil ediliyor. Babil Dünya Kudretinden daha aşağı sayılmasının nedeni başkenti Yeruşalim olan Yahuda’daki örnek krallığı devirme ayrıcalığına sahip olmamasıydı.

11. Nebukadnetsar’ın hanedanı ne zaman son buldu?

11 Daniel düşü yorumladıktan 60 yıl kadar sonra Nebukadnetsar’ın hanedanının sona erişine tanık oldu. MÖ 539 yılının 5/6 Ekim gecesi Med-Pers ordusu, fethi olanaksız gibi görünen Babil’i alıp Kral Belşatsar’ı öldürdüğü sırada Daniel orada bulunuyordu. Belşatsar’ın ölümüyle, düşteki heykelin altın başı sayılan Babil İmparatorluğu son buldu.

SÜRGÜNDEKİ KAVME ÖZGÜRLÜK VEREN KRALLIK

12. Koreş’in MÖ 537’de çıkardığı ferman Yahudi sürgünlere nasıl yarar sağladı?

12 Med-Pers MÖ 539’da egemen dünya kudreti olarak Babil İmparatorluğu’nun yerini aldı. 62 yaşındaki Med Darius fethedilen Babil kentinin ilk hükümdarı oldu. (Daniel 5:30, 31) Darius Med-Pers İmparatorluğu’nda kısa bir süre Persli Koreş’le birlikte hüküm sürdü. Darius öldüğünde Koreş Pers İmparatorluğu’nu tek başına yönetmeye başladı. Koreş’in hükümdarlığı Babil’deki Yahudiler için tutsaklıktan kurtulma anlamına geliyordu. Koreş MÖ 537’de Babil’deki Yahudi sürgünlerin anavatanlarına dönerek Yeruşalim’i ve Yehova’nın mabedini yeniden inşa etmesine izin veren bir ferman çıkardı. Bununla birlikte, Yahuda’da ve Yeruşalim’de Tanrı’nın örnek krallığı bir daha hiçbir zaman kurulmadı.—II. Tarihler 36:22, 23; Ezra 1:1–2:2a.

13. Nebukadnetsar’ın düşündeki heykelin gümüşten göğsü ve kolları neyi temsil ediyordu?

13 Düşteki heykelin gümüşten göğsü ve kolları Büyük Koreş’le başlayan Pers kral hanedanını temsil ediyordu. Bu hanedan 200 yılı aşkın bir süre ayakta kaldı. Koreş’in MÖ 530’da askeri bir sefer sırasında öldüğü sanılıyor. Onun ardından peş peşe Pers İmparatorluğu tahtına oturan 12 kadar kraldan hiç değilse ikisi Yehova’nın seçilmiş kavminin yararına işler yaptı. Bunlar (Persli) I. Darius ve I. Artakserkses (Artahşaşta) idi.

14, 15. Büyük Darius ve I. Artakserkses Yahudilere hangi yardımda bulundu?

14 Darius I, Pers kral hanedanının Büyük Koreş’ten sonraki üçüncü kralıydı. Önceki iki kralsa ihtimal II. Kambyses ve kardeşi Bardiya (ya da belki tahtı ele geçiren Gomatas adlı bir Mecusi) idi. Büyük Dareios diye de bilinen I. Darius, MÖ 521’de tahta geçtiğinde Yeruşalim’deki mabedin yeniden inşası yasaklanmış durumdaydı. Ekbatana’daki (Akmeta) ‘kitaplar evinde’ Koreş’in fermanını içeren belgenin bulunmasıyla Darius, MÖ 520’de yasağı kaldırmakla kalmayıp, mabedin yeniden inşası için kral hazinesinden yardımda da bulundu.—Ezra 6:1-12.

15 Yahudilerin onarım çabalarına destek veren sonraki Pers hükümdarıysa MÖ 475’te babası Ahaşveroş’tan (I. Kserkses) sonra tahta geçen I. Artakserkses’ti. Sağ eli sol elinden uzun olduğundan Artakserkses’e Longimanus (Uzunel) lakabı takılmıştı. Hükümdarlığının 20. yılında, yani MÖ 455’te Yahudi sakisi Nehemya’yı Yahuda’ya vali olarak atadı ve Yeruşalim’in surlarını yeniden inşa etmekle görevlendirdi. Bu eylem, Daniel kitabının 9. babında ana hatlarıyla verilen ‘yıllık yetmiş haftanın’ başlangıcını işaretledi; böylece Mesih’in, başka sözlerle Nasıralı İsa’nın ortaya çıkacağı ve öldürüleceği tarihler belirlendi.—Daniel 9:24-27; Nehemya 1:1; 2:1-18.

16. Med-Pers Dünya Kudreti ne zaman son buldu ve sonuncu kralı kimdi?

16 Artakserkses I’in ardından Pers İmparatorluğu tahtına geçen altı kraldan sonuncusu III. Dareios idi. MÖ 331’de eski Nineve yakınındaki Gaugamela’da Büyük İskender karşısında müthiş bir yenilgiye uğramasıyla hükümdarlığı birdenbire son buldu. Bu yenilgi, Nebukadnetsar’ın düşündeki heykelin gümüş kısmıyla simgelenen Med-Pers Dünya Kudretinin sonu oldu. Sonraki dünya kudreti bazı yönlerden daha üstün, bazı yönlerdense daha aşağı olacaktı. Daniel’in Nebukadnetsar’ın düşüne ilişkin yorumunun devamına kulak verdiğimizde bu durum açıklık kazanacak.

ÇOK GENİŞ TOPRAKLARA YAYILMASINA KARŞIN DAHA AŞAĞI BİR KRALLIK

17-19. (a) Tunçtan karın ve kalçalar hangi dünya kudretini temsil ediyordu ve onun hüküm sürdüğü alan ne derece genişti? (b) III. İskender kimdi? (c) Yunanca nasıl uluslararası bir dil haline geldi ve nerede kullanılması çok uygundu?

17 Daniel, Nebukadnetsar’a devasa heykelin karnı ve kalçalarının ‘bütün dünya üzerinde saltanat sürecek tunçtan başka üçüncü bir krallığı’ temsil ettiğini söyledi. (Daniel 2:32, 39) Bu üçüncü krallık Babil ve Med-Pers’in ardından ortaya çıkacaktı. Tunç gümüşten aşağı olduğu gibi, bu yeni dünya kudreti de Tanrı’nın kavmini serbest bırakmak gibi bir ayrıcalıkla onurlandırılmayacağından Med-Pers’ten aşağı olacaktı. Bununla birlikte, tunç krallığın “bütün dünya üzerinde saltanat sürecek” olması, hem Babil’den hem de Med-Pers’ten daha geniş bir alana yayılacağını gösteriyordu. Acaba tarihsel gerçekler bu dünya kudreti hakkında neleri doğruluyor?

18 Hırslı III. İskender MÖ 336’da 20 yaşında Makedonya tahtını miras aldıktan az sonra fetih seferlerine girişti. Askeri başarılarından dolayı Büyük İskender diye adlandırılmaya başlandı. Birbiri ardına zaferler kazanarak Pers egemenliğindeki topraklarda ilerlemeye devam etti. MÖ 331’de Gaugamela Savaşında III. Dareios’u yenince Pers İmparatorluğu çökmeye başladı ve İskender Yunan devletini yeni dünya kudreti haline getirdi.

19 İskender Gaugamela zaferinden sonra Pers başkentleri olan Babil, Susa, Persepolis ve Ekbatana’yı ele geçirdi. Pers İmparatorluğu’nun geri kalan kısmını da boyunduruğu altına alıp fetihlerini Hindistan’ın batısına kadar genişletti. Fethedilen ülkelerde Yunan kolonileri kuruldu. Böylece Yunan dili ve kültürü imparatorluğun her yerine yayıldı. Gerçekten de, Yunan İmparatorluğu öncekilerin hepsinden büyük oldu. Daniel’in önceden bildirdiği gibi, tunç krallık ‘bütün dünya üzerinde saltanat sürdü.’ Bunun doğurduğu sonuçlardan biri Yunanca’nın (Koine) uluslararası bir dil haline gelmesiydi. Net ifade kapasitesine sahip bir dil olan Yunanca’nın, Kutsal Yazıların İsa’dan sonraki kısmının yazılmasında ve Tanrı’nın Gökteki Krallığının iyi haberinin yayılmasında kullanılması çok uygundu.

20. Büyük İskender’in ölümünden sonra Yunan İmparatorluğu’na ne oldu?

20 Büyük İskender dünya hükümdarı olarak sadece sekiz yıl yaşadı. Bir şölenin ardından hastalandı ve birkaç gün sonra MÖ 13 Haziran 323’te 32 yaşındayken öldü. Büyük İmparatorluğu zamanla dörde bölündü ve her biri generallerinden biri tarafından yönetilmeye başlandı. Böylece büyük tek bir krallıktan dört krallık çıktı ve bunlar sonunda Roma İmparatorluğu tarafından yutuldular. Tunç dünya kudreti ancak MÖ 30 yılına dek sürdü. Bu dört krallığın sonuncusu olan ve Mısır’da hüküm süren Ptolemaios hanedanı da nihayet o tarihte Roma karşısında düştü.

PARÇALAYIP EZEN BİR KRALLIK

21. Daniel ‘dördüncü krallığı’ nasıl tanımladı?

21 Daniel düşteki heykelle ilgili açıklamasına şöyle devam etti: “[Babil, Med-Pers ve Yunan krallıklarından sonra gelen] dördüncü kırallık demir gibi kuvvetli olacak, çünkü demir her şeyi parçalar ve kırar; ve onların hepsini ezen demir gibi, parçalıyacak ve ezecek.” (Daniel 2:40) Bu dünya kudreti ezme gücü ve yeteneği bakımından altın, gümüş ve tunçla temsil edilen imparatorluklardan daha kuvvetli, demir gibi olacaktı. Roma İmparatorluğu işte böyle bir kudretti.

22. Roma İmparatorluğu ne bakımdan demir gibiydi?

22 Roma, Yunan İmparatorluğu’nu parçalayıp ezdi, Med-Pers ve Babil dünya kudretlerinden artakalanları yuttu. İsa Mesih’in duyurduğu Tanrı’nın Gökteki Krallığına saygı göstermeyip MS 33’te İsa’yı bir işkence direği üzerinde öldürdü. Hakiki Hıristiyanlığı ezmeye çalışarak İsa’nın öğrencilerine zulmetti. Üstelik, Romalılar MS 70’te Yeruşalim’i mabediyle birlikte yıktılar.

23, 24. Heykelin bacakları Roma İmparatorluğu’ndan başka neyi de temsil ediyor?

23 Nebukadnetsar’ın düşündeki heykelin demirden bacakları sadece Roma İmparatorluğu’nu değil, onun siyasal filizini de temsil ediyordu. Vahiy 17:10’da kayıtlı şu sözleri düşünün: “Yedi kıraldır; beşi düştü, biri vardır, ötekisi daha gelmedi; ve geldiği zaman, onun biraz vakit kalması gerektir.” Resul Yuhanna bu sözleri kaleme aldığında Romalılar tarafından Patmos adasında sürgünde tutuluyordu. Düşen beş kral veya dünya kudreti, Mısır, Asur, Babil, Med-Pers ve Yunan’dı. Altıncısı, Roma İmparatorluğu ise hâlâ iktidardaydı. Fakat o da düşecekti ve yedinci kral onun zapt ettiği toprakların birinden çıkacaktı. Acaba bu dünya kudreti neydi?

24 Britanya bir zamanlar Roma İmparatorluğu’nun kuzeybatı kısmında yer alıyordu. Fakat 1763 yılına doğru imparatorluk haline gelip yedi denize hükmetmeye başladı. Britanya’nın Amerika’daki 13 kolonisi 1776’da bağımsızlıklarını ilan edip Amerika Birleşik Devletleri’ni kurdu. Bununla birlikte, sonraki yıllarda Britanya ile Birleşik Devletler hem savaşta hem de barışta ortak oldular. Böylece Mukaddes Kitap peygamberliğinin yedinci dünya kudreti olan Angloamerikan birliği ortaya çıktı. O da Roma İmparatorluğu’na benzer şekilde otoritesini demir gibi kullanarak “demir gibi kuvvetli” olduğunu gösterdi. Şu halde düşteki heykelin demirden bacakları hem Roma İmparatorluğu’nu hem de Angloamerikan ikili dünya kudretini içeriyor.

DAYANIKSIZ BİR KARIŞIM

25. Heykelin ayak ve parmakları hakkında Daniel ne dedi?

25 Daniel Nebukadnetsar’a devamen şunları dedi: “Mademki ayakların ve parmakların bir kısmını çömlekçi balçığından, ve bir kısmını demirden gördün, bölünmüş bir kırallık olacak; fakat kendisinde demirin kuvveti olacak, çünkü demiri balçık çamuru ile karışık gördün. Ve ayak parmaklarının bir kısmı demirden, ve bir kısmı balçıktan olduğu gibi, kırallığın bir kısmı kuvvetli ve bir kısmı dayanıksız olacak. Ve mademki demiri balçık çamuru ile karışık gördün, insan zürriyetile karışacaklar; fakat demir balçıkla karışmadığı gibi onlar da birbirine yapışmıyacaklar.”—Daniel 2:41-43.

26. Ayak ve parmaklarla temsil edilen hükümdarlık ne zaman ortaya çıktı?

26 Nebukadnetsar’ın düşündeki heykelin değişik kısımlarıyla temsil edilen dünya kudretlerinin seyri, heykelin başıyla başlayıp ayaklarına kadar uzandı. ‘Balçık çamuru ile karışık demirden’ ayak ve parmakların, insan yönetimlerinin ‘sonun vaktinde’ var olacak en son şeklini simgelemesi mantıklıdır.—Daniel 12:4.

27. (a) Balçık ve demir karışımından ayak ve parmaklar hangi dünya durumunu temsil ediyor? (b) Heykelin on parmağıyla temsil edilen nedir?

27 Yirminci yüzyılın şafağında, Britanya İmparatorluğu yeryüzü nüfusunun dörtte biri üzerinde hüküm sürüyordu. Avrupa’daki diğer imparatorluklar buna ek olarak milyonlarca insanı daha denetimleri altında tutuyorlardı. Fakat I. Dünya Savaşı imparatorlukların yerini ulusların almasıyla sonuçlandı. II. Dünya Savaşı’ndan sonra bu eğilim hız kazandı. Milliyetçilik daha da gelişince dünya ulusları çarpıcı biçimde çoğaldı. Mukaddes Kitapta on rakamı bazen yerle bağlantılı tamlığı temsil ettiğinden, heykelin on parmağı da, böyle birlikte var olan kudretlerin ve hükümetlerin tümünü simgeler.—Çıkış 34:28; Matta 25:1 ve Vahiy 2:10 ile karşılaştırın.

28, 29. (a) Daniel’e göre balçık neyi temsil ediyordu? (b) Demirle balçığın karışması hakkında ne denebilir?

28 Şimdi bizler ‘sonun vaktinde’ olduğumuza göre, heykelin ayaklarıyla simgelenen hükümdarlığın dünya sahnesinde olduğu zamanda yaşıyoruz. Heykelin demirle balçık karışımı ayak ve parmaklarıyla temsil edilen hükümetlerden bazıları demir gibi, otoriter veya despot yönetimlerdir. Diğerleriyse balçık gibidir. Ne bakımdan? Daniel balçıkla “insan zürriyeti” arasında bağlantı kurdu. (Daniel 2:43) İnsan soyunun yapıldığı balçığın dayanıksızlığına rağmen, demir benzeri geleneksel yönetimler, başlarındaki hükümete söz geçirmek isteyen halkı giderek daha fazla dinlemek zorunda kalıyorlar. (Eyub 10:9) Fakat demirle balçık birleşmediği gibi, otoriter yönetimlerle halkın birbirine kaynaşması da olanaksızdır. Heykelin ortadan kalkacağı zaman dünya siyasal yönden gerçekten bölünmüş durumda olacak!

29 Acaba ayak ve parmakların bölünmüş durumu heykelin tümden yıkılmasına neden olacak mı? Heykelin başına ne gelecek?

ÇARPICI DORUK!

30. Nebukadnetsar’ın düşünün doruğunu anlatın.

30 Düşün doruğuna bakalım. Daniel krala şunları dedi: “Sen bakmakta idin, o vakte kadar ki, bir taş el sürülmeden yerinden kesildi; o taş demirden ve balçıktan olan ayaklarından heykeli vurdu, ve onları parça parça etti. O zaman demir, balçık, tunç, gümüş, ve altın birlikte parçalandılar, ve yaz harmanlarının saman ufağı gibi oldular; ve onları yel kaldırdı, ve onlar için bir yer bulunmadı; ve heykeli vurmuş olan taş büyük bir dağ oldu, ve bütün dünyayı doldurdu.”—Daniel 2:34, 35.

31, 32. Nebukadnetsar’ın düşünün en son kısmı hakkında önceden ne bildirildi?

31 Peygamberlik devamen şu açıklamada bulundu: “O kıralların günlerinde göklerin Allahı ebediyen harap olmıyacak bir kırallık kuracak, ve onun hâkimiyeti başka bir kavma bırakılmıyacak; ancak bu kırallıkların hepsini o parçalıyacak ve bitirecek, ve kendisi ebediyen duracak. Ve mademki el sürülmeden dağdan bir taş kesildiğini, ve demiri, tuncu, balçığı, gümüşü, ve altını parçaladığını gördün; bundan sonra ne olacağını büyük Allah kırala bildirmiştir; ve düş gerçek, ve yorası doğrudur.”—Daniel 2:44, 45.

32 Düşün kendisine hatırlatılıp açıklandığını gören Nebukadnetsar yalnız ve yalnız Daniel’in Tanrısının ‘kralların Rabbi ve sırları açan’ Tanrı olduğunu kabul etti. Kral ayrıca, Daniel’i ve üç İbrani arkadaşını büyük sorumluluk içeren mevkilere de getirdi. (Daniel 2:46-49) Acaba Daniel’in “yorası doğru” sözleri çağımız için ne önem taşıyor?

‘BÜTÜN DÜNYAYI DOLDURAN DAĞ’

33. “Taş” hangi “dağdan” kesildi; bu ne zaman ve nasıl oldu?

33 “Milletlerin tayin edilmiş zamanları” Ekim 1914’te bittiğinde, “göklerin Allahı” meshedilmiş oğlu İsa Mesih’i “KIRALLARIN KIRALI VE RABLERİN RABBİ” olarak tahta geçirip Gökteki Krallığı kurdu. * (Luka 21:24; Vahiy 12:1-5; 19:16) Böylece Mesihi Krallık ‘taşı’ insan eliyle değil, Tanrısal güçle Yehova’nın evrensel egemenlik ‘dağından’ koparıldı. Gökteki bu hükümet Tanrı’nın ölümsüzlük bağışladığı İsa Mesih’in elinde bulunuyor. (Romalılar 6:9; I. Timoteos 6:15, 16) Bu nedenle, Yehova’nın evrensel egemenliğinin bir ifadesi olan ‘Rabbimizin [Tanrı’nın] ve Mesihinin krallığı’ başkasının eline geçmeyecek. Sonsuza dek duracak.—Vahiy 11:15.

34. Tanrı’nın Gökteki Krallığının doğuşu nasıl “o kıralların günlerinde” oldu?

34 Gökteki Krallığın doğuşu “o kıralların günlerinde” oldu. (Daniel 2:44) Bunlar sadece heykelin on parmağıyla temsil edilen krallar değil, aynı zamanda demir, tunç, gümüş ve altın kısımlarıyla da simgelenenlerdi. Babil, Pers, Yunan ve Roma imparatorlukları gerçi dünya kudreti olmaktan çıktılarsa da, 1914’te hâlâ kalıntıları mevcuttu. Babil’in toprakları o sırada Osmanlı İmparatorluğu’nun elindeydi, Pers (İran), Yunanistan ve Roma (İtalya) topraklarında ulusal hükümetler iş başındaydı.

35. “Taş,” heykele ne zaman vuracak ve heykel nasıl tamamen ortadan kalkacak?

35 Tanrı’nın Gökteki Krallığı pek yakında sembolik heykele ayaklarından vuracak. Sonuç olarak, onunla temsil edilen krallıkların hepsini paramparça edip ortadan kaldıracak. Gerçekten, bu “taş” ‘her şeye kadir olan Tanrı’nın büyük gününün savaşında’ heykele öyle bir darbe indirecek ki, heykel yıkıldığında un ufak olacak ve Tanrı’nın fırtınası onu yaz harmanındaki saman çöpü gibi kaldırıp dağıtacak. (Vahiy 16:14, 16) Sonra dağ gibi büyüyüp yeryüzünü dolduran taş benzeri, Tanrı’nın Gökteki Krallığı “bütün dünyayı” etkisi altında tutan bir yönetim dağı olacak.—Daniel 2:35.

36. Mesihi Krallığın sağlam bir hükümet olduğunu neden söyleyebiliriz?

36 Mesihi Krallık gökte olmasına rağmen yerin tüm itaatli sakinlerinin mübareklenmesi için gücünü küremize yönelik olarak da kullanacak. Bu sağlam hükümet “ebediyen harap olmıyacak” ve “başka bir kavma bırakılmıyacak.” Hükümdarları ölümlü insanlar olan krallıkların tersine “kendisi ebediyen duracak.” (Daniel 2:44) Dileğimiz sizin de sonsuza dek onun tebaası olma ayrıcalığına sahip kişilerden biri olmanızdır.

[Dipnot]

^ p. 33 Bu kitabın 6. Bölümüne bakın.

DİKKAT ETTİNİZ Mİ?

• Nebukadnetsar’ın düşündeki devasa heykelin çeşitli kısımlarının temsil ettiği dünya kudretleri nelerdir?

• Balçık ve demir karışımından ayaklar ve on parmakla hangi dünya durumu temsil ediliyor?

• Hangi “dağdan bir taş” kesildi, ne zaman?

• “Taş”, heykele ne zaman vuracak?

[Sorular]

[Sayfa 63-67’deki çerçeve/resimler]

İMPARATORLUK KURAN SAVAŞÇI BİR KRAL

BABİL veliahtı ordusuyla Firavun Neko’nun Mısır kuvvetlerini Kargamış’ta (Suriye) bozguna uğrattı. Babilliler yenilgiye uğrayıp kaçan Mısırlıları güneye, Mısır’a doğru kovaladılar. Fakat Babil’den gelen bir haber muzaffer prensi bu kovalamadan vazgeçmek zorunda bıraktı. Babası Nabupolassar ölmüştü. Tutsakları ve ganimeti getirme sorumluluğunu generallerine bırakan Nebukadnetsar derhal memleketine döndü ve babasının ölümüyle boşalan tahta oturdu.

Böylece Nebukadnetsar MÖ 624 yılında Babil tahtına çıktı ve Yeni Babil İmparatorluğu’nun ikinci hükümdarı oldu. 43 yıllık hükümdarlığı sırasında bir zamanlar Asur Dünya Kudreti’nin işgali altındaki yerleri topraklarına kattı ve kuzeyde Suriye’yi, batıda da Filistin’i alarak hükümranlık alanını Mısır sınırına kadar genişletti.—Haritaya bakın.

Nebukadnetsar hükümdarlığının dördüncü yılında (MÖ 620) Yahuda’yı kendine vasal krallık yaptı. (II. Kırallar 24:1) Üç yıl sonra, Yahuda’nın isyanı yüzünden Yeruşalim Babilliler tarafından kuşatıldı. Nebukadnetsar Yehoyakin’i, Daniel’i ve başka tutsakları Babil’e götürdü. Kral aynı zamanda Yehova’nın mabedindeki kaplardan bazılarını da aldı. Yehoyakin’in amcası Tsedekiya’yı Yahuda’nın vasal kralı yaptı.—II. Kırallar 24:2-17; Daniel 1:6, 7.

Bir süre sonra Tsedekiya da başkaldırdı ve Mısır’la ittifak yaptı. Nebukadnetsar MÖ 607’de Yeruşalim’i tekrar kuşattı ve bu kez surlarında gedik açtı, mabedi yaktı ve kenti yerle bir etti. Bütün oğullarını öldürdüğü Tsedekiya’nın gözlerini kör etti ve zincire vurup tutsak olarak Babil’e götürdü. Nebukadnetsar halkın çoğunu tutsak aldı ve mabetteki kaplardan artakalanları Babil’e taşıdı. “Böylece Yahuda kendi toprağından sürüldü.”—II. Kırallar 24:18-25:21.

Nebukadnetsar Sur’u da kuşatıp fethetti. 13 yıl süren kuşatma sırasında askerlerin, başlarındaki miğferlere sürtünmekten ‘saçları döküldü’ ve kuşatma malzemelerini taşımaktan sırtlarının “derisi soyuldu.” (Hezekiel 29:18) Sonunda Sur, Babil kuvvetlerine teslim oldu.

Anlaşılan Babil kralı askeri strateji alanında çok başarılıydı. Özellikle Babil kökenli bazı kaynaklarda insan kayırmayan bir kral olduğu da anlatılır. Gerçi Kutsal Yazılarda böyle bir kral olduğu açıkça söylenmiyorsa da, peygamber Yeremya, Tsedekiya’ya, ‘eğer Babil kralının reislerine çıkarsa’ isyan ettiği halde kendisine iyi davranılacağını söyledi. (Yeremya 38:17, 18) Ayrıca Yeruşalim’in yıkılmasından sonra Nebukadnetsar Yeremya’ya saygılı davrandı. Kral, Yeremya hakkında şu emri verdi: “Onu al, ve ona iyi bak, ve ona kötü bir şey yapma; ancak sana ne derse ona öyle yap.”—Yeremya 39:11, 12; 40:1-4.

Bir yönetici olarak Nebukadnetsar, Daniel’in ve İbranice isimleri Hananya, Mişael ve Azarya olan üç arkadaşının –Şadrak, Meşak ve Abed-nego– nitelik ve yeteneklerini çok çabuk fark etti. Bu nedenle onları krallığında sorumlu mevkilerde kullandı.—Daniel 1:6, 7, 19-21; 2:49.

Nebukadnetsar özellikle Babil’in baştanrısı Marduk’a derinden bağlıydı. Kral bütün fetihlerinin onurunu ona veriyordu. Babil’de Marduk’a ve başka birçok Babil tanrısına tapınaklar inşa ettirmiş ve var olanları güzelleştirmişti. Dura Ovasına dikilen altın heykel ihtimal Marduk adına yapılmıştı. Ayrıca Nebukadnetsar’ın askeri seferlerini planlarken çoğunlukla kehanetlere bel bağladığı anlaşılıyor.

Nebukadnetsar zamanın en büyük surlu şehri olan Babil’i onarmaktan da kıvanç duyuyordu. Yapımını babasının başlattığı çift sıra halindeki kalın kent surlarını tamamlatarak, başkenti fethedilmesi olanaksız denebilecek duruma getirmişti. Kral kent merkezindeki eski bir sarayı onartmış ve iki kilometre kadar kuzeye yazlık bir saray yaptırmıştı. Nebukadnetsar’ın, eski dünyanın yedi harikasından biri sayılan Babil’in Asma Bahçeleri’ni Medialı kraliçesinin vatanındaki tepelere ve ormanlara duyduğu özlemi gidermek için yaptırdığı söylenir.

Kral bir gün Babil sarayında gezinirken, “kıral evi olsun diye, kuvvetimin kudreti ile ve haşmetimin izzeti için yapmış olduğum büyük Babil bu değil mi?” diye övündü. ‘Söz daha ağzındayken’ aklını yitirmeye başladı. Daniel’in önceden bildirdiği gibi, yedi yıl boyunca hükümdarlık yapamayacak durumda kaldı ve otla beslendi. Bu dönemin sonunda krallık Nebukadnetsar’a geri verildi; kendisi MÖ 582’de ölünceye dek hüküm sürdü.—Daniel 4:30-36.

DİKKAT ETTİNİZ Mİ?

Nebukadnetsar için:

• Askeri strateji,

• yönetim,

• Marduk’a tapınma,

• yapı işleri,

konularında neler denebilir?

[Harita]

(Ayrıntılı bilgi için lütfen yayına bakın)

BABİL İMPARATORLUĞU

KIZILDENİZ

Yeruşalim

Fırat Irmağı

Dicle Irmağı

Nineve

Susa

Babil

Ur

[Resim]

Zamanın en büyük surlu şehri olan Babil

[Resim]

Marduk’un bir simgesi de ejderdi

[Resim]

Babil’in ünlü Asma Bahçeleri

[Sayfa 56’daki şema/resim]

(Ayrıntılı bilgi için lütfen yayına bakın)

DANİEL’İN PEYGAMBERLİĞİNDEKİ DÜNYA KUDRETLERİ

Devasa heykel (Daniel 2:31-45)

MÖ 607’den sonra BABİL

MÖ 539’dan sonra MED-PERS

MÖ 331’den sonra YUNAN

MÖ 30’dan sonra ROMA

MS 1763’ten sonra ANGLOAMERİKAN DÜNYA KUDRETİ

Sonun vaktinde SİYASAL AÇIDAN BÖLÜNMÜŞ DÜNYA

[Sayfa 47’deki tam sayfa resim]

[Sayfa 58’deki tam sayfa resim]