İçeriğe geç

İçindekiler kısmına geç

Cinlerin Ölülerle İlgili Yalanı

Cinlerin Ölülerle İlgili Yalanı

Kutsal Kitap, Şeytan’ın ‘bütün dünyayı saptırdığını’ söyler (Vahiy 12:9). Şeytan ve cinleri, Tanrı’nın Sözü olan Kutsal Kitaba inanmamızı istemiyor. Onlar insan öldükten sonra ruhunun yaşamaya devam ettiğine inanmamızı istiyorlar. Peki insanları inandırmak için neler yapıyorlar? Görelim.

Sahte Dinler

Hayvanlar gibi insanların da sonsuza dek yaşayan bir ruhları yok

Birçok din insan ölünce bedeninin toprak olduğunu, fakat ruhunun yaşamaya devam ettiğini öğretir.

Oysa Tanrı’nın Sözü bunu öğretmez. Örneğin Kutsal Kitap Âdem’in yaratılışı hakkında şöyle der: “Yehova Tanrı yerin toprağından adamı yarattı, onun burnuna hayat nefesini üfledi ve adam yaşayan bir can oldu” (Başlangıç 2:7). Hayat nefesi ya da ruh, sonsuza dek yaşayan bir şey değildir. Bedene canlılık veren yaşam kuvvetidir. Bununla uyumlu olarak Kutsal Kitap şöyle der: ‘Ruhtan yoksun beden ölüdür’ (Yakup 2:26).

Ayrıca, Kutsal Kitabın öğrettiğine göre insanda da hayvanda da aynı ruh var. O halde, nasıl hayvanlar öldükten sonra ruhları yaşamaya devam etmiyorsa, insanlar öldükten sonra da ruhları yaşamaya devam etmiyor. Kutsal Kitabın dediği gibi, ölüler hiçbir şey düşünemez, söyleyemez ya da yapamaz. Bunu gösteren bazı ayetlere bakalım:

  • “Yaşayanlar öleceklerinin farkındadır; ölüler ise hiçbir şeyin farkında değildir, artık alacakları bir karşılık yoktur, çünkü onları hatırlatacak her şey unutulur gider. . . . . El attığın her işi var gücünle yap, çünkü gideceğin ölüler diyarında iş, tasarı, bilgi ve hikmet yoktur” (Vaiz 9:5, 10).

  • “Ölüler, sessizlik diyarına inenler, Yah’ı yüceltemez” (Mezmur 115:17).

İnsan öldükten sonra ruhunun yaşadığı inancı Kutsal Kitaba dayanmaz. Bu Şeytan ve cinlerinin öğretisidir. Yehova bunun gibi tüm dinsel yalanlardan nefret eder (Özdeyişler 6:16-19; 1. Timoteos 4:1, 2).

Medyumlar

Cinler, ölen kişinin ruhuymuş gibi taklit yapabilir

Medyum, ruhlar âlemiyle iletişime geçen kişidir. Şeytan insanları kandırmak için medyumları da kullanır. Medyumlar ve başka birçok kişi, iletişim kurulan bu varlıkların ölülerin ruhu olduğunu düşünüyor. Fakat Kutsal Kitabın gösterdiği gibi bu mümkün değildir (Vaiz 9:5, 6, 10).

Öyleyse medyumlar kiminle iletişime geçiyor? Cinlerle! İnsanlar hayattayken cinler onların nasıl konuştuğunu, nasıl göründüğünü, neler yaptığını ve neler bildiğini gözlemler. Dolayısıyla ölen birini taklit etmek cinler için kolaydır (1. Samuel 28:3-19).

Asılsız Hikâyeler

Şeytan ölülerle ilgili yalanları yaymak için asılsız hikâyeleri de kullanır. Genelde bu tür hikâyeler insanları Kutsal Kitaptaki hakikatle çelişen şeylere inandırır (2. Timoteos 4:4).

Bazıları, geçmişte ölen kişileri tekrar gördüklerini düşünüyor

Afrika’da, ölen kişilerin başka bir yerde sapasağlam görüldüğüne dair hikâyeler anlatılır. Ama şöyle düşünün: Bir kişi hayata geri dönse başka yerlerdeki insanlara görünmek yerine kendi ailesi ve arkadaşlarının yanına gitmez mi?

Ölmüş olan birini gördüğünü söyleyen kişi, başkasını ona benzetiyor olamaz mı? Örneğin Afrika’da iki Şahit, şehir dışında bir yerde iyi haberi duyururken yaşlı bir adam onları takip etmeye başladı. Şahitler adamın onları neden takip ettiğini merak etti. Sonunda anlaşıldı ki, adam onlardan birini yıllar önce ölen kardeşine benzetmişti. Tabii adam yanılıyordu ama bunu kabul etmedi. Onun herkese neler anlattığını düşünün!

Görüntüler, Rüyalar ve Sesler

Cinler görüntüler, sesler veya rüyalar yoluyla insanları kandırıyor

Bazı insanların garip şeyler duyduklarını ya da gördüklerini işitmişsinizdir. Uyurken veya uyanıkken yaşadıkları böyle doğaüstü olaylar insanları genelde korkutur. Örneğin Batı Afrika’da yaşayan Marein, ölen anneannesinin geceleyin ona seslendiğini duyuyordu. Bunu duyunca korkuyla bağırıp bütün evi ayağa kaldırıyordu. Sonunda aklını kaçırdı.

Ölen kişinin ruhu yaşamaya devam ediyorsa, sevdiği insanları korkutması mantıklı olur mu? Tabii ki hayır. Bu tür kötü olayların kaynağı cinlerdir.

Peki ya bu sesler ve görüntüler yararlı bir amaca hizmet ediyorsa? Örneğin Afrika’da yaşayan Gbassay isimli bir kadın hastaydı. Ölen babası rüyasında ona göründü. Kızına bir ağaca gidip bir yaprak koparmasını, onu suya katıp içmesini ve bunu kimseye anlatmamasını söyledi. Kadın bunu yaptı ve sonra iyileşti.

Başka bir kadın da ölen kocasının bir gece ona göründüğünü söyledi. Kocası çok iyi görünüyormuş, hatta üzerinde şık kıyafetler varmış.

Bu tür sesler ve görüntüler yararlı gibi görünebilir. Peki bunların kaynağı Tanrı mı? Hayır. Çünkü Yehova ‘güvenilir Tanrı’dır’ (Mezmur 31:5). O asla bizi kandırmaya çalışmaz. Bunu sadece cinler yapar.

Öyleyse iyi cinler de var mı? Hayır. Cinler zaman zaman insanlara yardım ediyormuş gibi görünse de hepsi kötüdür. Örneğin Şeytan Havva’yla konuştuğunda ona dostça yaklaştı (Başlangıç 3:1). Peki Havva onu dinleyip söylediğini yapınca ne oldu? Öldü!

Şeytan Havva’ya ölmeyeceğini söyledi. Havva ona inandı ve öldü.

Kötü birinin insanları kandırmak için dostça davranması sıkça rastlanan bir durumdur. Kutsal Kitabın dediği gibi “Şeytan kendisi de ışık meleği kimliğine bürünür” (2. Korintoslular 11:14).

Bugün Tanrı yeryüzündeki insanlarla görüntüler, rüyalar veya sesler kullanarak doğaüstü yollarla iletişime geçmiyor. O insanların ihtiyacı olan rehberliği ve eğitimi Kutsal Kitap aracılığıyla sağlıyor. Kutsal Kitap insanı “her iyi iş için tam anlamıyla yeterli” hale getirebilir (2. Timoteos 3:17).

Yehova bizi Şeytan’ın hilelerine karşı uyardığında, bunu bizi sevdiği için yapıyor. Çünkü O cinlerin çok tehlikeli düşmanlar olduğunu biliyor.